Eski ABD Başkanı Donald Trump, Iowa ve New Hampshire eyaletlerindeki ön seçimlerde zafer elde etti. New Hampshire seçimleri öncesinde ise ABD’nin eski BM Büyükelçisi Nikki Haley haricinde tüm adaylar yarıştan çekildi. Bu gelişme, Trump’ın 2024 başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen başkan adayı olma konumunu daha da güçlendirdi.
Trump’ın zaferi, Cumhuriyetçi tabanındaki güçlü destek ve partinin içindeki etkisini yansıtabilir. Nikki Haley dışındaki diğer adayların çekilmesi, Trump’ın Cumhuriyetçi adaylık yolunda daha az rakiple karşılaşmasına neden olabilir. Bu durum, gelecekteki seçimlerde Trump’ın liderlik pozisyonunu sürdürme olasılığını da artırabilir.
New Hampshire eyaletindeki ön seçimler öncesinde Florida Valisi Ron DeSantis’ın da yarıştan çekildiğinin açıklanması, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti içindeki etkisini bir kez daha gösterdi. Eğer Trump, adaylığı kesinleştirir ve planlanan 5 Kasım seçimini kazanırsa, modern tarihte ülkeyi yönettikten sonra seçimi kaybeden ve daha sonra tekrar iktidara dönen ilk ABD başkanı olacak.
Bu durum, tarihsel bir benzerliği yani Grover Cleveland’ın 1892’de elde ettiği başarıyı da hatırlatıyor.
Trump’ın başarısı, Cumhuriyetçi Parti içinde hala popüler olduğu ve seçmen tabanında güçlü bir destek bulduğu şeklinde yorumlanabilir. Henüz başkanlık yarışının başındayken elde ettiği bu destek, Trump’ın 60’ıncı ABD başkanı olma yolunda güçlü konumu olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Peki, Donald Trump neden hala ABD’li seçmenden destek alabiliyor? Farklı karakteriyle siyaset meydanında nasıl popülerliğini koruyor? Bu soruların yanıtlarını bulmak için Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Furkan Kaya ile konuştuk.
Donald Trump’ın bu seçimlerde oyu hem dış konjonktür bakımından hem de Amerikan iç siyaseti açısından artıyor.
“Trump ‘Trumpizm’i benimsedi”
Dr. Furkan Kaya, öncelikle Trump’ın siyasete atılmasından önce de kendine has üslubuyla tanındığını hatırlatıp şöyle devam ediyor:
“Donald Trump, siyasete atılmadan önce televizyon programlarıyla tanınan bir iş adamıydı. Kendine özgü sert ve keskin tavırlarıyla dikkat çekti. Siyasete adım attığında, Amerikan popülizminin bir karışımı olan ‘Trumpizm’i benimsedi. Beyaz Amerika’nın tehdit altında olduğunu savunarak, ulusal değerlerin korunması gerektiğini vurguladı.”
Trump popülist söylemleriyle öne çıkıyor
Kaya, Trump’ın ABD’nin güçlü bir liderle birleşmesi gerektiği sözlerinin de altını çizerek, bu ve başka popülist söylemlerle halkın dikkatini çektiğini söylüyor:
“İlk döneminde, Amerika’nın yeniden güçlü hale getirilmesi ve halkın refahının artırılması sözleriyle popülerlik kazandı. Ancak, bazıları tarafından melez popülizm olarak adlandırılan bu yaklaşım, eleştirilere de maruz kaldı.”
“Trump’ın seçimleri kazanma ihtimali artıyor”
Trump’ın ikinci dönemi için hazırlıklarını yaptığını belirten Kaya, rakibi Joe Biden’ın Orta Doğu politikasını savaş odaklı olarak nitelendirdiğine dikkati çekiyor. Trump’ın özellikle orta sınıf ve işsizlik gibi iç politika meselelerini vurgulayarak, seçimlerde güçlü bir performans sergilemeye çalıştığının altını çiziyor:
“Trump, özellikle ABD’nin orta kesmi dediğimiz ezilmiş yoksul ama Amerikan milliyetçiliğinin güçlü olduğu, popülizmin güçlü olduğu coğrafyadan alacağı oya güvenerek bu seçimleri kazanacağını düşünüyor. Zaten Joe Biden, Gazze savaşı sebebiyle özellikle kendi oy tabanında da çok ciddi bir kayba uğradı. Dolayısıyla dar orta sınıf çoğunluğu Müslüman Amerikalılar ve Afro-Amerikalıların Joe Biden’a oy vermesi beklenmiyor.
Bu yüzden Donald Trump’ın bu seçimlerde oyu hem dış konjonktür bakımından hem de Amerikan iç siyaseti açısından artıyor. Amerikan ekonomisinin kötüye gitmesi, işsizliğin artması, evsizlerin oranının çok artması da bu anlamda Trump’ın Biden’ın karşısında seçimleri kazanma ihtimalini bir hayli arttırıyor.”
Kaynak : TRT HABER