Özkurt medya sektöründe çalışan kadınların sayısının azlığının, medyanın kadına bakışını değiştirmediği gibi eril dilde ısrar edilmesinin de medyada kadının varlık mücadelesini olumsuz yönde etkilemeye devam ettiğini kaydetti.
Özkurt mesajında , “Medya kullandığı bu eril dil ile kadınların güzellikleri, ilişkileri ve aile rolleri üzerinde yoğunlaşıp, gerçek yaşamlarındaki başarıları ve deneyimlerini yeterince görmezden geliyor. Bu durum toplumda yanlış ve sınırlayıcı bir algı oluşturuyor. Oysa medyada kadınların çeşitliliği, liderlik rollerindeki başarıları, bilimsel, sanatsal, ve diğer alanlardaki katkıları daha fazla vurgulanmalı” ifadelerine yer verdi.
Kadınların medyada nasıl temsil edildiğinin, hangi rollere hapsedildiği ve kadınların hangi konulara dahil edildiğinin de toplumsal cinsiyet eşitliği açısından önemli olduğuna vurgu yapan Meryem Özkurt, son yıllarda, medyada kadın temsiliyetine yönelik farkındalık artmış olsa da hala bazı sorunların devam ettiğini kaydetti.
Özkurt, Kadınların medyadaki yerinin güçlenmesi ve eşitlikçi bir temsiliyetin sağlanması için, kadının kamusal alandaki temsiliyetinin güçlenmesiyle mümkündür” dedi.
Özkurt mesajında şu ifadelere de yer verdi;
“Başarının cinsiyetle hiçbir bağının olmadığı, kadının hak ihlaline uğramadan liyakat esasına dayanarak hak ettiği konuma gelmesi toplumların uygarlık seviyesiyle doğru orantılıdır. Medyada cinsiyetten bağımsız akılcı ve liyakata dayalı bir temsiliyet sistemine acil ihtiyaç duyulmaktadır
Başarının cinsiyetle değil, çalışarak elde edildiği unutulmamalıdır. Toplumsal hayatta, iş hayatında ve medyada kadın temsiliyetinin hak ettiği yere gelmesi için biz basın çalışanlarına da önemli görevler düşmektedir. En önemlisi de kadının bu erkek egemen toplumda cinsiyetinden bağımsız bir yere konumlandırılması ve bu yönde ilerlemesi için gereken dil birliğinin sağlanması gerekmektedir”
