Aslında başka da yapacak bir işleri yok zaten.
Dünyanın her yerinde dışlanmışlar, kovulmuşlar, istenmeyen adam ilan edilmişler…
Sözlerinin tek dinlendiği, daha doğrusu tek muhatap alındıkları yer bizim burası, Kıbrıs kalmış.
Onlar da bunun farkında, tadını çıkarıyorlar.
Hala bir BM misyonu bulunan tek coğrafya biz kaldık.
O yüzden tamamen Kıbrıs’a odaklandılar.
Farkında olmalarına rağmen, boşuna gideceğini bildikleri nafile turlar düzenliyorlar.
Bu kafayla bir kez daha ahaliyi topladılar.
Bu seferki adres Cenevre.
Güzel bir gezi olacak.
Bizden de çok sayıda kişi gitti.
Eskiden olsa “umutluyuz” derlerdi, “tarihi zirve” derlerdi; ama artık demiyorlar.
Belli ki onlar da yoruldular.
Nasıl yorulmasınlar ki..!
Biz bile kendi aramızda Kıbrıs konusunu aynı argümanlar hatta aynı kelimeler ile konuşur, tartışmalarımızı aynı cümlelerle yapar olduk.
Doğada her şey kendisini yeniler. Bu doğanın yaşam gereği bir kanunudur.
Ama gel gör ki siyaset öyle değil.
Siyaset kendi başına yenilenmez. Sen bunu yaparsın, yapmalısın.
Yoksa aynı yerde sayar durursun.
Kıbrıs meselesinde de öyle oluyor.
Kimse yenilemediği için yerinde sayıyor.
BM de dünya üzerinde kendisini kaale alan son konuda zaman harcıyor.
Yazılanlar, konuşulanlar aynı demiştik.
Tıpkısının aynısı.
Ezbere bağlı bir sürecin yurtdışı buluşmasını yaşayacağız.
Bugün başlayacak olan ve yarın tamamlanması hedeflenen gayri resmi toplantı öncesinde bizim tarafta herkes kendi adına ezberini ortaya koydu.
Her ne kadar da 5+1 formatında da olsa, elbette iki lider bundan sonrasını belirleyecek.
Görünen o ki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar iyi çalışmış ve yüksek motivasyon ile Cenevre’de olacak.
Türkiye’nin tam desteği ile ortaya koyduğu yeni siyasetten tek adım geri atmayacak.
Ama buna Güney Kıbrıs da BM de üzülmeyecek.
Çünkü zaten onlar bu işin böyle uzayıp gitmesinden yana.
Hayatlarından memnunlar.
Birisi Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasbetmiş, diğer ise adam yerine konulduğu tek coğrafyada..
Olan yine bize olacak.
Statüko devam edecek, ambargolar devam edecek, izolasyonlar devam edecek.
Yine serbest dolaşım yapamayacak, seyahat edebilmek için dolaylı yollar, ya da bir başka ülkenin pasaportunu kullanacağız.
Yine doğrudan ticaret yapamayacak, yine spor ya da sanat adına uluslararası etkinliklere katılamayacağız.
Ama olsun…
BM burada, o bizim haklarımızı kolluyor.
O nedenle biz de onun parametrelerine sımsıkı sarılmalıyız.
Son iki satırı ciddiye alan kaldı mı..?
Kalmadı.
Ama bunu itiraf edenler kadar edemeyenler de hala mevcut.
Bu itiraflar oluncaya kadar biz BM’nin gönlünü eğlemeye devam edeceğiz…
