2003 yılında kapılar Kıbrıs Türk tarafının inisiyatifiyle açıldı.
Rum tarafı hazırlıklı değildi.
Hızla hazırlanmak zorunda kaldı.
Kabul edelim Kıbrıs Türk tarafında da kapıların açılmasından ve karşılıklı temasların kolaylaşmasından rahatsız olanlar o zaman da vardı, şimdi de var.
Çünkü Güney Kıbrıs’ta sınırlı sayıda fanatik unsurun yarattığı sorunlar dışında sorun ya da olay.
Çok iyi anımsarım, daha kapılar açılmadan gazeteci olarak Güney’e geçip döndüğümde kızım kapının önünde beni ağlayarak bekliyordu.
Bazı Rumların evine ilk kez Kıbrıslı Türk gittiği zaman çocukları, anne babalarına, “Bu Türkler de bize benziyor.” demiş.
Neden?
Çünkü, düşmanı kolay algılatmak için adeta insan dışı bir yaratık olarak tanıtmışlar adeta.
***
Ledra Palas sınır kapısından sonra sayı giderek arttı.
Her defasından sınırlı sorunlar yaşandı; ama sonunda aşıldı.
Lokmacı kapısı açılırken, bizim tarafta kendi içimizde sorun yaşamıştık. Mizahi yanı ağır basan köprü meselesini unutmadık elbette.
Son zamanlarda yeni kapı açılması, liderlerin buluşmalarında ilk sıradaki konu.
Bu kez bir türlü aşılamıyor. Çünkü Rum tarafı, iki toplumlu geçiş değil, askeri bölgeden geçit hakkı istiyor.
İnşallah açılır.
***
Karşılıklı geçişlerin en yoğun olduğu kapı Metehan sınır kapısıdır.
Araçlı geçişlerde en çok tercih edilendir.
Bu nedenle, uzun araç kuyruklarına takılmadan geçmek şansa kalmıştır.
Bir de Rum kontrol noktasındaki sorumluların inisiyatifine.
Yani Rum yetkililerin keyfine mi kaldı?
Kesinlikle EVET.
Daha önce birkaç kez yaşadım önceki gün akşamüzeri bir kez daha yaşadım.
Türk tarafı geçiş trafiğinin yoğunluğuna göre karşılıklı üç geçiş hattını kullanır. Az ise bir, az çoğalırsa iki, daha da çoğalırsa üç şeritte açılır.
Rum tarafının da yoğunlukta araçların geçişi için şerit çoğaltma seçeneği var elbette.
Ancak geçiş hızı, kontrol noktasındaki sorumlunun “siyasi nitelikli keyfine kalmıştır”.
Yaşananların farklı izahı yoktur.
***
Çocuklar istedi Perşembe akşamüzeri, saat 7 gibi, Güney’e geçmek için yola çıktık. Bizim taraftan iki şerit hızlı geçişe yetiyordu. Neredeyse 5-6 dakikada kimlik kontrol işlemlerimizi tamamladık.
Kontrol işlemimizi tamamlamaya tamamlamamıza rağmen tekerlekleri güneye doğru bir türlü döndüremedik.
Hemen fark ettim ki, Rum tarafı yoğunluğa rağmen, tek şeridi açık tutmuş. Oradaki tıkanma nedeniyle kuyruk bizim tarafta bayağı uzanmış.
Türk polis yanıma gelip, güneye doğru boş olan şeritte ilerlememi, “Siz ilerlemezseniz, bir işlem yapamıyoruz.” diyerek istedi.
Başımı uzatıp ileriye baktığım zaman, o şeritte ilerlersem, Rum polisin koyduğu bariyere toslayacağım.
Bazı Türklerin buna yönelmek istediğini anlayan PTN 561 plakalı TOYOTA HILUX araç sahibi ne yaptı?
Kolay kolaya tahmin edemezsiniz.
Tam önümde olduğu için net bir şekilde izledim.
Aracın sağ şeritten öyle bir ortaya kaydırdı ki, her iki şeridi de kontrolüne aldı. Tam sağ şeride kaysa, sol şerit boşalacak. Tam sol şeride kaysa, sağ şeritte tıkama yapamayacak.
***
Yeni kapıların açılması elbette konuşulup kararlaştırılsın. Ancak yeni kapılara ulaşana kadar geçiş kapılarının Rum yüzünde, yukarıdan aşağıya talimatla olduğuna inandığım “iş yavaşlatmaları” olmasın.
Bu davranış bana oynamak istemeyen gelini çağrıştırıyor.
Oynamak istemeyen geline, “oyna” demişler.
“Yerim dar” demiş.
Oynaması için daha geniş yer açmışlar, “Bu kez yenim, elbisemin kolları dar” demiş.
