1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Ne gezer, sizin gibi akıllı eşek, buralarda…

Ne gezer, sizin gibi akıllı eşek, buralarda…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu gün de sizler için okuyup, gülmeniz ve düşünmeniz için fıkralar derledim.

***

Yıllar evvel milletvekilinin biri köy gezisinde, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.

Yanındaki köylüye sormuş;

– Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor?

– Efendim, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor, demiş köylü.

– Akıllıca, demiş vekil ve devam etmiş;

– Peki eşek olduğu yerde durup başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?

– Anlayamam tabii, ama ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda…

***

Bazen politikacılar birbirlerine girerler:

“Alçak!”

“Namussuz!”

“Şerefsiz!”

Küfrün bini bir para…

Fıkra bu ya!

Dünya savaşında, bir Alman asker ile bir Fransız asker tartışıyorlarmış…

Alman kızmış:

“Sizin askerler para için dövüşür, bizim askerler ise şeref için!”

Fransız gülmüş:

“Öyledir, herkes kendisinde olmayan şey için savaşır!”

***

ABD, İngiliz ve KKTC maliye bakanları bir araya gelmiş.

Çalışanlarının durumlarını görüşmektedirler.

ABD Maliye Bakanı der ki:

Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık geçimi için 3000 dolar gerekiyor.

Biz onlara 3500 dolar veriyoruz.

Bunun 3000 dolarını çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar, 500 dolarını nereye harcıyorlar bilemiyoruz.

İngiliz Maliye Bakanı sözü alır:

Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık asgari geçim endeksi 2500 sterlin.

Biz çalışanlarımıza 3000 sterlin veriyoruz. 2500 sterlinini çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar.

500’ünü  ne yapıyorlar bilmiyoruz.

Bizim Maliye Bakanı sözü alır:

Bizim çalışanların, yoksul olmadan, bir aylık geçimi için asgari 85 bin TL gerekiyor.

Biz 40 bin TL veriyoruz. Gerisini nereden buluyorlar bilemiyoruz.

***

Sınıfta anket yapmışlar, “Kim, ileride ne olmak istiyor?” diye…

Çoğunluk politikacı olmak istiyormuş…

Öğretmen sesini çıkarmayan bir çocuğa sormuş:

“Oğlum, sen ne olmak istiyorsun?”

Çocuk boynunu bükmüş:

“Dedem, sen adam ol, diyor!”

***

İmam, cuma günü yorgun argın eve gelmiş, hem hutbe hem namaz, yorulmuş…

Karısı sormuş:

“Hoca efendi, bugün cemaate ne dedin?”

“Zenginlerin yoksullara yardım etmesi dinimizin icabıdır, dedim.”

“Bari dinleyen oldu mu?”

“Ehhh, yarı yarıya, sadece yoksullar!”

***

Üç türlü dost varmış:

Biri yiyecek gibiymiş, siz onu her gün ararsınız.

İkinci çeşit dost, ilaç gibidir, siz onu gerekirse ararsınız.

Bir de “hastalık” gibi dostlar vardır, o sizi arar bulur.

***

2015’te yitirdiğimiz Hasan Pulur, Milliyet Yazı İşleri Müdürü olduğu dönemde bir gün otobüsle Ankara’ya gider. Yanına gelen biri ismini söyler, “Hasan bey beni hatırladınız mı?” diye sorar. Hasan Pulur, “Hayır” deyince o kişi, “Gazeteniz hakkımda yanlış bir haber yapmıştı. Adeta çiviyle tahtaya çakmıştınız” der.

Hasan Pulur, “Haberi biz mi yaptık, ajans mı geçmişti?” diye sorar. Adam “Ajans haberi” deyince Hasan Pulur, “Peki sonra ne oldu?” diye sorar. Adam, “Suçsuz olduğum anlaşıldı gazeteniz küçük de olsa onu da haber yaptı” diye yanıtlar.

Hasan Pulur, “Eee ajans haberini de, sonra suçsuz olduğunuzu da yazmışız. Tahtadan çiviyi çıkarmışız yani” deyince adam “Evet tahtadan çiviyi çıkardınız ama izi kaldı” der…

Ne gezer, sizin gibi akıllı eşek, buralarda…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Bize Katılın