Başlık bana ait değil.
Haftalık Kathimerini gazetesi böyle bir başlık atmış.
Gazete, BM kaynaklarına dayandırdığı haberinde New York zirvesine ilişkin bir takım öngörülerde bulunmuş.
Buna göre, beklentiler çok yüksek değil.
Zirvenin Türk tarafının ağır basmasıyla birlikte kapılar konusuna yoğunlaşacağı yorumu yer alıyor.
Isı dengesini sağlamak adına yön şaşırtıcı bir yorum olmuş.
Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki, eğer masanın yeniden kurulması yönünde bir yoğunluk olabileceği olasılığı Türk tarafını hareketlendirir.
Bu hareketlenme de seçimi çok yakın olan Tatar üzerinde ciddi bir baskı yaratır.
O nedenle de bu konuyu çok fazla ısıtmadan, daha serin bir ortamda konuşmak adına işaret okları kapılar konusuna çevrildi.
Ekim ayında KKTC’de yapılacak seçim çok önemli.
Zaten haberin özü de buna ilişkin.
New York zirvesinde bazı temellerin atılacağı ancak devamı için Ekim’de seçimin sonrası bekleneceği dile getirilmekte.
“Zaman Oyunu” ifadesi işte tam da bu noktayı anlatıyor.
Seçim öncesi elde edilecekler seçim sonrasında piyasaya sürülecek.
Kim kazanırsa kazansın fark etmez.
Çünkü zaten elde edilmiş.
O nedenle de birileri tarafından önemsiz gösterilmeye çalışılan New York zirvesi aslında çok ciddiye alınması ve azami dikkat gösterilmesi gereken bir dönemeç.
Görünen o ki Tatar da bu havada gidiyor.
Aklı Ekim ayındaki seçime endekslenmiş bir şekilde gideceği New York zirvesini kazasız belasız atlatmak istiyor.
Rakiplerinin eline malzeme vermemek adına takınacağı tutum sonrasında hepimiz için ciddi sıkıntı olabilir.
Umarım böyle olmaz ve Tatar sırf seçimi kazanmak adına New York’ta tamiri imkansız adımların önünü açmaz.
