Bunca yıldır en genel tanımlama ile medyanın içindeyim.
Politikanın tepesinden, sokaktaki vatandaşa kadar herkes için kolay olan eleştirmektir.
Kimse alınmasın, eleştirilerin büyük çoğunluğu da ciddi bir derinlikten yoksundur.
Uzun yıllardır televizyon programı yapıyorum. Ekranlarda da konuk deneyimi biriktirdim.
Kimse kendini anlatmıyor. Kolay tercih edilip hep başkaları eleştirilmektedir.
* * *
Bir hikaye var. Bilenler bir kez daha okusun. Bilmeyen varsa ilk kez okumuş olsun.
Genç bir ressam adayı ünlü bir ressamın atölyesine uzun süre devam ettikten sonra “Ne kadar ressam olduğunu?” merak etmiş. Atölyeye ismini veren ressam da ona, “En beğendiğin çalışmanı götür kent meydanının uygun bir yerine koy. Yanına da kırmızı boya ile fırça bırakıp insanların beğenmedikleri yerleri işaretlemesini iste.” demiş.
Genç ressam adayı aynen öyle yapmış.
Resmi bırakıp bir gün sonra gitmiş. Bir de ne görsün, resimde kırmızı işaretlenmemiş yer yok. Resmin her yanı kızıla boyanmış.
Büyük bir moral bozukluğu ile atölyeye dönmüş.
Çalışmalara bir süre daha devam ettikten sonra, bu kez usta ressam çağırır, “Şimdi resmini yine götür, ancak bu kez beğenilmeyen yerlerin düzeltilmesini iste. Bu amaçla da boya ve fırça bırak.” demiş.
Genç ressam resmini aynı yere bırakmış. Bir gün sonra gidip baktığı zaman ne görsün? Resme kimse fırça dokundurmamış.
* * *
Özellikle bizim coğrafyada durum aynen yukarıdaki olay gibidir.
Politik yaşamımızda bile doğru dürüst adam gibi siyaset alternatifi ortaya koyarak politika yapan kaç siyasi parti vardır?
Kaç parti seçim zamanı, seçim bildirgelerinde yazdıklarını hükümet etme şansı elde ettiği zaman anımsayıp dikkate alıyor?
Hade onların anımsamak işlerine gelmiyor… Yurttaşlar seçim zamanı kapılarının altından atılan, ya da sosyal medyada paylaşılanları, vaatleri, akıl defterinde tutup, saklayıp, niye hatırlatıp, sormuyor?
Normal koşullarda seçim zamanı söylenilenlere bakarak yurttaş oyunun istikametini belirler.
Partilerin ya da tek tek siyasilerin, “O seçim zamanıydı” demesi siyasi sahtekarlığın itirafından başka bir şey değildir. Bu yaklaşımın doğal kabul edilmesi, bir başka yaklaşımla seçim zamanı söylenilenleri tümüyle değersiz kabul etmek, seçim döneminde söylenenleri seçim sonuçlarının açıklanmasıyla geçerliliğini yitirmesi demektir.
Halk aldatılmaya razı olduğu sürece, politikacı da aldatmaya devam edecektir.
***
Temsili demokrasilerde, seçim günü sandıklar kurulur.
Seçmen oylarını kullanır ve temsilcilerini ya da temsilcilerini seçer.
Aday olan seçmenden oy isterken söyledikleri neyse seçildikten sonra da söylediklerine UYMAK ZORUNDADIR.
Uymazsa ne olur?
Her seçim bir anlaşmaysa, o anlaşma feshedilmiş sayılır.
Bu o kadar kolay mı?
Eğer demokrasi kültürü tamamsa, kolaydır.
Tamam değilse, miş gibi demokrasi kültürü varsa, seçmen köprü geçilene kadar DAYI, köprü geçildikten sonra AYI muamelesi görür.
İşin acı yanı, köprüden geçiş süresi DAYI sayılmayı, seçmenin, vatandaşın kabul etmesi, laf olsa bile şikayet etmemesidir.





