İnsan yaşadığı günden geleceğe yönelik zaman planlaması yapmaya kalksa birkaç yıl bir yana, ‘kim ölür kim kalır’ diyerek yaşadığı zamanın en çok, köşe ötesi kadar yakın bir zamanı yaşam garantisiyle kabullenir.
Çocukluk yıllarımda anı biriktirmeye başlamam, 1958’lerde 1960’lardır.
1963 – 1974 arası 11 sene.
Çok zordu o yıllar, ama alışmıştık.
Zor dönem, dayanışmamızı çok iyi düzeyde tutuyordu.
Asgari yaşam gereksinimlerimizi karşılarsak, tamam sayılırdı.
Lüksün L’si kimse için yoktu.
Parası olanların parasıyla yaşam kalitesini artıracak koşullar olmadığından, kimse için birilerinin hayatı özenti nedeni olmazdı.
Mücahitlikteki komutanlık galiba, en itibarlı statüydü.
Çünkü TMT sadece savunma amaçlı değil, hayatın her alanında kontrolü elinde tutan bir yapıydı.
Takım komutanından, bölük komutanına, petek beyinden kovan beyine kadar neredeyse herkes küçük dağları yaratmış gibiydi.
***
1974’e kadar, tatil amaçlı bir otelde kalanların sayısı çok azdı.
1974 Barış Harekâtı’yla, kendi yaşam alanımızın yakınlarında oteller var oldu.
Saray Otel, 1974 öncesi ve hemen sonrasında hayatımızda çok özel yeri vardı.
Lefkoşa’da düğünler ya Mücahitler Sitesi’nde ya da Saray Otel’de yapılırdı genelde.
Siyasal nitelikli buluşmalar, kültürel etkinliklerin ev sahipliğini çoğunlukla Saray Otel yapardı.
***
7 Eylül 1975, eşimle evlendiğimiz tarih.
Saray Otel’in en üst katında tebrikleri kabul etmiş, bodrumdaki bar gibi yerde de yemekli bir kutlama yapmıştık.
Göğsümüzde topladıklarımızı, yeme içmede harcayıp, evin yolunu tutmuştuk.
***
O koşullarda da balayı düşünceden eyleme dönebiliyordu artık.
Yurt dışında balayı henüz yaygın değildi.
En popüler balayı mekanı Salamis Bay oteldi.
Salamis Bay, toplumun tüm kesimlerinin ilk sıradaki tatil adresiydi.
Türkiye’den gelenler için de.
Hatta ilk zamanlar Türkiye Medyası için Salamis Bay ismine göre Selami Bey ismi kolay geldiği için Salamis Bay’ı Selami Bey olarak yazıyorladı.
Gelişmemiş otel kültürümüzle Salamis Bay’a balayına gittiğimizi hiç unutmam. Elbette, dağdan indik şehre değildik. Toplumun ortalama kültürünün insanlarıydık, Salamis Bay’a giden öteki Kıbrıslı Türkler gibi.
Yaşamın akışı içinde Kuzey Kıbrıs’ta, Türkiye’de, Avustralya’dan Amerika’ya kadar pek çok ülkede, aralarında çok lüks otellerin de olduğu otellerde kaldım.
Ancak ilk göz ağrısı derler ya… Salamis Bay Otel de benim için öyledir. Farklı bir sempati, farklı bir çekim merkezi özelliği ve aidiyet hissiyle baktım Salamis Bay’a…
***

50 yıl önce ve 50 yıl sonra…
Pazar günü zaman tünelinde yolculuk yapa yapa Salamis Bay’a gittim.
50 yıl önce eşimle gitmiştik. Bu kez bize, kızım Seran ve iki kızı Karla ile Zara eşlik etti.
50 yıl önce Salamis Bay’da konaklayanların neredeyse tamamı Kıbrıslı Türklerle, Türkiye’den turist olarak gelenlerdi. Otelde herkes Türkçe konuşurdu.
Pazar günü bir baktım, çok farklı ülkeden turistler…
Değişik yaş grupları içinde orta yaş çoğunlukta…
Salamis Bay, 50 yılda, kaderine terk edilmedi. Tam tersi, her bakımdan gelişimini sürdürüp, hâlâ çekim merkezi özelliğini koruyor.
Yatak kapasitesi artırıldı… Sabahın ilk saatlerinde gecenin ilerleyen saatlerine kadar, herkese hitap eden yemek ve eğlence seçenekleri…
7’den 77’ye herkes düşünülmüş.
Müşteriler memnun olduğu için tekrar tekrar geliyorlarmış Salamis Bay’a.
Sevgili Mehmet Kıral, uzun yıllardır değişik sıfatlarla Salamis Bay’a, en üst düzeyde yönetici olarak emek veriyor. Şimdi görevi Salamis Bay Conti Hotel’in Genel Koordinatörü… Başarılı çalışmalardan dolayı ekip arkadaşlarıyla birlikte kutluyorum.





