Bu kadar açık ve net..!
Kendimizi kandırmayalım. Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’a bir faydası olmadı, olmayacak da.
Bundan artık hepimiz eminiz.
Bugüne kadar ne yapmışlarsa bugünden sonrası için de farklı beklentilere kimse kapılmasın.
Bir süredir devam eden 5+1 Gayri Resmi formatlı toplantılarda gelinen noktanın içler acısı olduğunu sanırım ben söylemeden önce de herkes zaten fark etmiştir.
Ama yine de devam ediliyor.
Taraflar bu ay içerisinde bir kez daha New York’a taşınacaklar.
Ama bu kez Üçlü Format olacak.
KKTC seçimleri sonrasında ise yeni bir 5+1 denemesi olacak.
Bu toplantının tarihini bile doğrudan telaffuz edemeyen BM Genel Sekreteri “Seçimden Sonra” diyemedi çünkü Hristodulidis buna bine tahammül edemedi ve itiraz etti.
Garibim Guterres de durumu “Yeni Yıl Öncesi” diyerek idare etti.
Haftaya New York’ta gerçekleşecek Üçlü Görüşme’ye ilişkin kimsede bir umut yok.
Neredeyse formalite diyebiliriz.
Ama daha önemli bir durum bugünlerde Kıbrıs’ta yaşanmakta.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcis Holguin “ailevi” bahanesiyle rötar yaptığı Kıbrıs temaslarına Cuma günü başladı.
Hristodulidis ile görüştü ve çok ilginç bir açıklama yaptı:
“Kıbrıs’taki liderlerin barış sürecinin ilerleyebilmesi için kararlar alması gerekiyor” dedi.
Hadi bakalım…
Buyursunlar alsınlar.
Kıbrıs’taki liderler barış sürecinin ilerleyebilmesi için kararlar alsınlar.
Peki ama hangisi hangi kararı almalı..?
Her iki lider için de aynı kararlar geçerli mi..?
Yoksa Türk tarafının farklı Rum tarafının ise farklı kararlar mı alması gerekiyor..?
Ama en önemli soru:
Nedir bu alınması gereken kararlar..?
Açıklamaya baktık, bu yönde açık bir ifade yok.
Sadece, “BM’nin, kendisinin ve Genel Sekreterin ellerinden geleni yaptığını ancak kararları liderlerin vermesi gerektiğini” söylemiş.
Ada’nın kuzeyinde yakın zamanda bir seçimin olduğu bir dönemde doğrudan liderlere yönelik bu açıklamanın vebali büyük olur.
Hiçbir kurumun hiçbir yetkilisi bu dönemde böylesi bir açıklama yapamaz, yapmamalı.
Yapanın niyeti temiz değildir, kirlidir.
Holguin de bu kirli niyeti sahneye koydu.
Aklınca Kıbrıs Türk seçmenine KKTC liderini şikayet etti.
Sonuçlarını iyi hesaplamadığı bir manevraya dahil oldu.
Bu manevra Genel Sekreter Gutterres’in bilgisi ve onayında mıdır, çok emin değilim.
Başka tarafların kontrolünde bir hamle olduğu belli.
Bakalım alacağı cevaptan memnun olacak mı..?
