Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer’le çok uzun geçmişi olan arkadaşlığımız, hukukumuz vardır.
Gerek ekranlarda gerekse günlük hayatta buluştuğumuz zaman samimi sohbet ederiz.
Soru tamamlanmadan, sorunun düşünce kaynağını anlatır ve yanıtını gecikmeden verir. Emlak dünyasının sorunlarını evrensel yaklaşımlarla tanımlar ve bilir.
Eğer bir “oyun” söz konusuysa, o kuralları da gayet iyi bilir.
Herkese anladığı dilden konuşabilir.
Gürcafer, mevcut yapıda Müteahhitler Birliği Başkanlığı için en uygun isimdir.
***
Dün akşam üzeri KIBRIS TV’de konuğumdu. Mekanik değildi sohbetimiz.
“Sor bana, söyleyeyim sana” da değildi.
Emlak dünyasının yaşadığı sorunların temelinde politikasızlık olduğunu, program akışında en az 10 kez söyledi.
Doğru söyledi.
Politika yokluğu, ROTASI OLMAYAN, PUSULASI BOZUK GEMİDE YOLCULUK ETMEK demektir.
Geçmişi 1974’ün hemen sonrasında İskan, Topraklandırma ve Eşdeğer uygulamasına kadar uzanır.
Sıfır öngörü ile “Ganimet” dağıttık.
***
Kısa vadede herkesin başını sokacak bir eve sahip olması hedeflendi. İş yerleri dağıtıldı. Mağdur olan sınırlı sayıda insanın dışında, ezici çoğunluk Güney’de bıraktığı taşınmaz maldan fazlasını aldı.
Türkiye’den TARIM İŞ GÜCÜ olarak gelenlerden eşdeğer istenmedi. Bir gün tarımsal amaçlı verilen arazilerin nasıl milyonlarca sterlin edeceği düşünülmedi. Öyle bir durumda RANT VERGİSİ benzeri bir vergilendirme hiç düşünülmedi.
Sonuçta KUZEY’DE MÜLK EDİNDİRME KONUSU NEREDEYSE KANAMASI DURMAYAN BİR YARA OLARAK KALDI.
Kıbrıs, küçük bir yer. Kimin neyi ne kadar hak ettiğini yaşı uygun olanlar bilir.
Nasıl ki, siyasette ve kamuda liyakat yani YARAŞIR olmak çok önemlidir, eşdeğer uygulamalarında da HAK EDİŞE UYGUN DAVRANILMALIYDI.
ADALETSİZ UYGULAMA İLE TUTANIN ELİNDE KALDI.
***
Bazı açık gözler, Kuzey’de taşınmaz mal alırken, Güney’de kalan taşınmaz mallarıyla ilgili feragatname verdi.
Neydi feragatname, Güney’deki malını Kuzey’deki yönetime, devlete, cumhuriyete devretme.
Kuzey’de feragatname verdiği malını Güney’e gidip satanlar, bir anlamda çifte vurgun yaptı.
Bana kalsa, şimdiden bir yasal düzenleme yapar, eşdeğer kaynağı olan Güney’deki mallarını satanların eninde sonunda bedel ödemesini güvence altına alırım.
***
Cafer Gürcafer anlattı dün.
Rum yönetimi, Kuzey’de yaşayıp Güney’deki mallarını satmak isteyenlerden, Kuzey’de, Rumlara ait mallara sahip olmadığına dair Kuzey’den belge isteyince taleplerde azalma olmuş.
Bu tür açıkgözlüklere karşı, bir yolu bulunup iş birliği yapılmalıdır.
Sahtekarlık grubuna giren “açıkgözlük” suçlarında zaman aşımı olmamalı.
***
Annan Planı sonrası inşaat patlaması yaşanmasının arefesinde Müteahhitler Birliği’nde kayıtlı üye sayısı 40 dolayındaymış.
Cafer Gürcafer, net yasal düzenleme olmadığı için kısa sürede müteahhit sayısı, 500 dolayına çıkmış.
Sonuç 3-4 yıllık ışıltılı sürecinde ardından emlak dünyasında enkaz ortaya çıktı.
Annan Planı, mülkiyet konusunda, kopyalar verdiği için emlak dünyasında patlama olmuştu.
Yıllar sonra yaşanan patlamada ise Kıbrıs sorununun çözümüne ilgi duymama vardı.
Özellikle İskele, Girne ve Esentepe bölgesindeki inşaat patlaması, KKTC’nin ekonomisinde farklı yaklaşımlarla da olsa somut büyümelere neden oldu.
Rum tarafından önce Kuzey’den yükselen tepkiler, zeminden bir yükselişle Rum yönetimini harekete geçirdi.
Maalesef bizi yönetenler yine ne yapacağını bilemedi.
Kuzey’de emlak sektörüyle alakalı oldukları için Güney’de tutuklu olanlar, kaderiyle baş başa mı?
Bugün için öyle görünüyor.
Ancak siyaset kökenli, Güney’deki tutuklamaların Kuzey’deki emlak sektörüne olumsuz etkisi olacağı kesin.
Cafer Gürcafer, “2026 ortalarına kadar çıkış yolu bulunmazsa emlak sektörünü zor ötesi günler bekliyor.” dedi.
Ben de benzer görüşlere sahibim.
Bir vurgu… Oturup bekleyenin şikayet hakkı olmaz.





