Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in son açıklama ve politikalarının Kıbrıs Türk halkını ekonomik baskı altına almayı hedeflediğini söyledi.
Tatar, Rum tarafının sadece siyasi söylemlerde değil, ticaret, üretim, geçişler ve yatırımlar gibi tüm alanlarda abluka siyaseti izlediğini belirterek, “Bu yaklaşımın adı açıktır: Kıbrıs Türkü’nü ekonomik olarak boğma siyaseti” dedi.
Hellim ve patates meseleleri:
Tatar, özellikle hellim ihracatına getirilen engellemeleri ve Rum yönetiminin Ürdün’e KKTC’den hellim alınmaması için teşekkür etmesini, bu siyasetin somut örneği olarak nitelendirdi. Ayrıca Kıbrıs’ın kırmızı toprak patatesi konusunda da Rum tarafının AB nezdinde tescil girişimlerini eleştiren Tatar, “Amaçları, Kıbrıs Türkü’nün yıllardır ürettiği patatesi AB pazarından dışlamaktır. Bu, halkımızın emeğini hiçe sayan, açıkça yeni bir gasp girişimidir” ifadelerini kullandı.
Yeşil Hat Tüzüğü ve ekonomik eşitsizlik:
Tatar, Yeşil Hat Tüzüğü’nün Rum tarafının baskıları nedeniyle Türk tarafı için neredeyse faydasız hale geldiğini belirtti. “AB, Rum’un oyunlarına alet edilerek Kıbrıs Türk üreticisi ve tüccarını mağdur etmektedir” dedi.
İnşaat sektörü ve yatırımlar:
Kıbrıs Türk halkının kalkınmasında önemli olan inşaat sektörünün de Rum tarafının sistematik baskılarına maruz kaldığını belirten Tatar, açılan davalar ve hapis tehditlerinin yalnızca yatırımcıları değil, halkın meşru haklarını da hedef aldığını kaydetti. Bu konuda uluslararası platformlarda aktif bir mücadele yürüttüğünü, BM, AB ve AİHM nezdinde girişimlerde bulunduğunu ifade etti.
Abluka siyaseti:
Tatar, Hristodulidis’in politikalarını “bir bütün olarak abluka siyaseti” olarak nitelendirerek, Yeşil Hat Tüzüğü’nün engellenmesi, hellim ticaretine baskılar, ithalat yasaklarının Rum tarafından memnuniyetle karşılanması ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün rafa kaldırılmasını bunun en açık göstergeleri olarak sıraladı.
Uluslararası çağrı:
Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası kamuoyuna da seslenerek, “Kıbrıs Türk halkını görmezden gelen, üreticisinin elinden ekmeğini almaya çalışan bu zihniyete sessiz kalınmamalıdır. Kıbrıs adasında ilişkiler adil ve eşit bir zemine oturmadıkça kalıcı uzlaşma mümkün değildir” dedi.
Tatar, seçimlerin ardından AB kurumları ve Avrupa Konseyi nezdinde girişimlerin süreceğini ve Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesini her platformda savunacaklarını vurguladı.
