Malum, seçim zamanındayız.
Az bir zaman kaldı.
Adaylar tam gaz çalışıyor.
Güzel bir ortam mevcut.
Her seçim olduğu gibi bu seçimde de beklentiler su yüzüne çıkmakta.
İnsanların temel sorunu ekonomi.
Ekonomik durum hiç de iç açıcı bir halde değil.
Bu kimin suçu..?
Elbette bizim.
Ama gel gör ki seçimin kontrolsüz enerjisi bir kez daha etkisini gösterdi.
Cumhurbaşkanı seçiminin ekonomik duruma etkisi olacağını düşünen, buna inanan ve koşulsuz savunanlar var.
Bir de daha eskilere giderek tüm sorunlarımızın “Kıbrıs’ta Çözüm” ile çözüleceğini söyleyenler de türedi.
Yine hayal kırıklığı ve yine hüsran yaşanacak.
Hiç bıkmadık, anlaşılan bıkmayacağız.
Sorunun temeli de biziz, çözümün formülü de biziz.
Başka hiç kimse değil.
Sorunu yaratan bizler yine sorunu çözmekle mesulüz.
Suçu siyasilere atmakla bu işi halledemeyiz.
Siyaseti değiştirecek olan da biziz.
Bu değişimi sağlayarak ülkedeki sorunları çözecek olan da biziz.
Bunun yolu sandıktan geçmez.
Bunu da belirtelim.
Yıllardır sandıktan çıkarmadığımız isim, seçmediğimiz parti kalmadı.
Ama değişen bir şey de olmadı.
Çünkü değişmesi gereken biziz.
Verdiğimiz oyu değil, siyasilerden taleplerimizi değiştirmeliyiz.
Ülkeyi yanlışa sürükleyen yapının temeli budur.
Yanlış beklentiler, daha doğrusu kişisel menfaatler.
Siyasetin bizi buraya hapsetmesine izin vermemeliyiz.
Değişmeliyiz, değiştirmeliyiz.
Bireysel taleplerin bizi getirdiği durumdan hiçbirimiz memnun değilsek, ki değiliz, bunu değiştirmenin de vakti gelmiştir.
Cumhurbaşkanı seçimi sonrasında bir erken genel seçim olacağı gerçeğini hepimiz biliyoruz.
İşte bu seçimden itibaren başlayalım.
Siyasilerden taleplerimizi düzeltelim.
Düzeltelim ki onlar da düzelsin, memleket düzelsin.
Yoksa sandıkların içinde daha çok döner dururuz…
Değişimi Onlar Değil Biz Yapacağız





