1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Aynı Meydan, İki Farklı Hikâye

Aynı Meydan, İki Farklı Hikâye

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazimağusa Namık Kemal Meydanı…
Aynı yer, aynı taşlar, aynı kalabalık.
Ama iki farklı gün, iki ayrı ton.

Tufan Erhürman önce çıktı o meydana.
Yorgun ama umutlu bir sesle konuştu.
“Mutsuzluğa teslim olmayacağız” derken, meydanı dolduran binlerce insanın gözünde bir inat, bir direniş parlıyordu.
“Teslimiyeti değil, temsiliyeti seçeceğiz” dedi.
Sadece bir kampanya cümlesi değil, yıllardır biriken kırgınlığın özeti gibiydi.

Erhürman konuşurken kalabalık bazen sessizleşti, bazen alkışla bölündü.
“Ciddiyet geliyor” dediğinde meydan biraz gülümsedi, biraz düşündü.
O an anlaşıldı ki bu miting bir gösteri değil, bir hatırlatmaydı:
Kurumların saygınlığını, siyasetin vakarını ve halkın temsil duygusunu hatırlatmak.

Bir gün sonra aynı meydanda bu kez Ersin Tatar konuştu.
Ton daha sertti, kelimeler daha keskin.
“Federasyon masalı bitmiştir” diyerek başladı.
Tatar’ın meydanı “direniş”in, “devlet olmanın” sesiyle yankılandı.
Onun cümleleri coşkuya değil, kararlılığa dayanıyordu.
“Cesareti olan gelsin alsın” dediğinde kalabalık sloganla cevap verdi.

Aynı meydanda iki miting, iki ayrı dil…
Biri kardeşliği büyütmekten, diğeri devleti korumaktan söz etti.
Biri değişimin, diğeri devamın hikâyesini anlattı.
Ve her ikisi de halkın onuruna sahip çıkma iddiasındaydı — sadece farklı yerlerden tutarak.

Aslında meydandaki fark, kişilerin değil duyguların farkıydı.
Erhürman umut çağrısı yaptı, Tatar güven duygusunu pekiştirdi.
Biri “dünyaya açılacağız” dedi, diğeri “biz bu oyuna gelmeyiz.”
İkisinin de söylediği şey halkın kendi geleceğini eline alma isteğiydi.

Kıbrıs’ta seçim meydanları sadece siyaset sahnesi değildir.
Her biri bir kimlik tartışmasının, bir yön arayışının yankısıdır.
Mağusa’da bir gün arayla yaşanan bu iki miting, aslında aynı hikâyenin iki yüzüydü:
Tanınmak isteyen ama bir türlü tanınamayan bir halkın hikâyesi.

Ve şimdi, son kozlar paylaşılıyor.
Pazar sabahı Kıbrıs Türkü sandığa gidip ülkeyi beş yıl yönetecek kişiyi seçecek.
Sekiz adayın yarışacağı bu seçimde, tercih sadece kişiler arasında değil;
farklı vizyonlar, farklı yön duyguları arasında yapılacak.
O pusulada sadece isimler değil, iki ayrı yol da duruyor:
Biri temsiliyeti, diğeri egemenliği vadediyor.
Ama belki de halk bu kez, ikisini birden içinde taşıyan bir geleceği arıyor.

Aynı Meydan, İki Farklı Hikâye
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin
Bize Katılın