Cumhurbaşkanı seçimi geride kaldı.
Artık yeni seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var.
Önünde kendisini bekleyen çeşitli konular mevcut.
Ama eminim ki Cumhurbaşkanı Erhürman tüm bunların tespiti yapmış, analizlerini de gerçekleştirmiştir.
Yeri geldiğinde, günü geldiğinde tüm bu konuları toplumsal ölçüde tartışacağız.
Bunları o zaman konuşuruz.
Bugün farklı bir gündem yapalım.
Cumhurbaşkanı değişti.
Seçimin ardından Cumhurbaşkanı Erhürman yemin etti ve görevine başladı.
Bunu yaparken bir de devir teslim gerçekleşti.
Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde gerçekten bu ülke insanına yakışan görüntüler ortaya çıktı.
Ben eminim ki taraflı tarafsız herkes gurur duymuştur.
Düzenlenen tören organizasyonu ile kusursuzdu.
Halka açık olması son derece isabetli bir karardı.
Ama hepsinden en güzeli de ortamdaki havaydı.
Sıkı bir seçim süreci oldu.
Zaman zaman tansiyon yükseldi, sinirler de gerildi.
Son derece önemli bir makamda kıran kırana bir mücadele oldu.
Ama sonuçta kazanan ile kaybeden bir araya gelip böylesi güzel bir manzara ortaya çıkmasını sağladılar.
Beşinci Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşiyle birlikte binanın giriş kapısına yürümesi ve Cumhurbaşkanı Erhürman’ı çiçeklerle karşılaması. Ardından hep birlikte yürüyerek geri dönmeleri…
İşte tam da ihtiyacımız olan şey budur.
Her ne olursa olsun aynı yolu yürüyen insanlar olarak birlikte yürümeliyiz.
Aynı yolu, yolun farklı noktalarında kat etmek hem yorucu, hem yıpratıcı hem de zaman kaybına neden oluyor.
Yolda mutlaka herkesin yola ilişkin farklı düşünceleri olacaktır.
Bunları dile getirebilmek önemlidir.
Ama daha da önemlisi, bunu yaparken de yürümeye devam etmeliyiz.
Durmadan, kavga etmeden.
Hem yola devam etmeyi hem de farkımızı ortaya koymayı başarabilecek kapasitede bir ülkeyiz.
Bu ülkenin insanını özel yapan şeyin ne olduğunu Cuma günü gerçekleşen törende gördük..
Unutmuştuk, hatırladık..
Bu güzel hatırlatma için her iki cumhurbaşkanımıza da minnettarız..
Teşekkürler Tatar, teşekkürler Erhürman…
Teşekkürler Tatar, Teşekkürler Erhürman





