1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Bir tuhaf gidişat…

Bir tuhaf gidişat…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı seçilir seçilmez ağız değiştirdi, Kıbrıs’ta Türkiyesiz bir çözümün mümkün olmayacağını net bir şekilde dile getirdi.

Tamamıyla katıldığım bir görüş, keşke bu görüşünü seçim sürecinde de bu kadar net şekilde dillendirseydi.

Aynı anda destekçileri ve Rum tarafındaki “hayal kurucular” Tufan Erhürman’a karşı yaylım ateşi açtılar.

CTP’nin yayın organı Yenidüzen bile Tufan Erhürman’dan bahsederken “Yeni atanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Khassim Diagne, Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.” diye bir başlık attı.

Diagne “Kıbrıslı Türk Lider” deseydi bile, ki demedi, KKTC’nin en çok okunan birkaç gazetesinden biri olan ve aynı zamanda Erhürman’ı Cumhurbaşkanlığına aday gösteren CTP’nin yayın organı olan Yenidüzen gazetesi Tufan Erhürman’a Cumhurbaşkanı diyemedi…

Diyebilirler ki, lafın gelişi öyle yazıldı, Cumhurbaşkanı da bir Kıbrıslı Türk liderdir.

Hayır efendim, Erhürman CTP’nin genel başkanı iken zaten kendi görüşünü temsil eden toplum kesiminin bir lideriydi, şimdi ise demoktratik bir seçimle resmen seçilmiş Cumhurbaşkanı’dır ve bu ülkenin resmi olarak kayıtlı medyası da kendisine resmi sıfatıyla, yani “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla hitap etmek mecburiyetindedir…

Evet, bu bir mecburiyettir, çünkü resmi olarak kayıtlı medya demek, KKTC devletinin onayıyla basın-yayın hayatını sürdüren medya kurumu veya kuruluş demektir.

Ha, biraz daha Türkçe dersi vereyim; eğer Rum tarafının yayın organlarının diliyle yazacaksanız, en azından “Kıbrıs Türk Toplumu Lideri” dersiniz, ki o bile Cumhurbaşkanlığı makamını yok sayan, küçümseyen bir ifade olur.

Bu tür hataların da, bilerek veya bilmeyerek, CTP’nin yayın organından gelmesi çok manidardır.

Kaldı ki, Erhürman sadece CTP-TDP’nin oylarına kalsaydı, 25 bin oyu zor bulurdu.

İktidar partisi UBP’nin bile tepki oyları Tufan Erhürman’a yöneldi, yani çoğu insan farklı farklı duygusal sebeplerle de olsa, Erhürman’ı Cumhurbaşkanı seçmeyi tercih etti.

Dolayısıyla, hangi medya kurumu veya kuruluşu olursa olsun, bu konuda hassasiyeti elden bırakma lüksüne sahip değildir.

Cumhurbaşkanlığı makamını yok saymak, kim tarafından gelirse gelsin, hem makama hem de o makama Erhürman’ı gönderen seçmene yapılabilecek en ağır hakarettir, en seviyesiz hadsizliktir… Ve, eğer bu yapılırsa, yanlışlıkla yapılmaz, bilinçli bir şekilde yapılır, bunu da antiparantez belirtmiş olayım.

Gelelim Cumhurbaşkanı Erhürman’ın kendi adına yeni görüşmeci atama meselesine…

Özdil Nami’nin adı geçiyor…

Kendisi bu iş için tek kelimeyle biçilmiş kaftandır, keşke Tatar döneminde de bu görevde Nami olsaydı…

Kendisiyle yıllar önce Ledra Palace’ta uluslar arası bir toplantıya katılmıştım, Kıbrıs Türkünün haklarını, Kıbrıs Türküne karşı zırvalayan AKEL temsilcisine karşı nasıl savunduğunu ve dersini de bir güzel verdiğini gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum.

O toplantıda, kısa süre önce vefat eden Kathy Klerides de vardı ve bize sağlam destek çıkmıştı, AKEL temsilcisine “bu memleketi bu hale senin gibilerin saplantılı zihniyeti getirdi, hala akıl koymadınız” demişti,  AKEL temsilcisi ise onu da ihanetle suçlamıştı… Benim de sert tepkim karşısında (küstahlığı bırak, bu memleket sadece senin değil, aynı zamanda bizim de, yaptığın siyaset değil, düpedüz soytarılık dememle) toplantıdan ayrılmıştı (giderken de bana Rumca bir küfür savurmuştu), Kathy ise ne kadar özel ve güzel bir insan olduğunu göstermiş, tüm samimiyetiyle onun adına bizden özür dilemişti… Ben de kendisine onun terbiyesizliği onu bağlar, sizi değil demiştim…Sonra da birlikte oturup, yemek yemiştik. Huzur içinde yatsın…

Keşke Kathy Klerides gibi insanlar Rum tarafındaki siyasette çoğunlukta olabilselerdi, bu sorun çoktan bitmiş olurdu, hatta hiç başlamamış bile olabilirdi.

Babası Glafkos Klerides 74 öncesi liderliği döneminde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan tek Rum liderdi…

Biryerlerde çok büyük yanlışlar yapıldı ve bugünlere gelindi, karşı taraf haksız ve hukuksuz taraf olmasına rağmen bizim meydanı boş bırakmamızın bedelini bize çok fena ödetti.

Artık o meydanı doldurmanın zamanı geldi, umarım Cumhurbaşkanı Erhürman partizanlığa değil, liyakate dayalı bir ekip kurar ve boşluğu doldurur.

Bir tuhaf gidişat…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin
Bize Katılın