Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen “Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili Bozukluklar” etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde geniş katılımla gerçekleştirildi. Etkinlikte, psikiyatrik süreçlerin fiziksel belirtiler üzerindeki etkisi bilimsel bir yaklaşımla ele alınarak güncel tanı yöntemleri, tedavi modelleri ve multidisipliner yaklaşımın önemi akademik bir çerçevede değerlendirildi.
Programın moderatörlüğünü Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gamze Mocan ve Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. Emrah Ruh üstlendi. Etkinlikte, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Asist. Dr. Gizem Tel konuşmacı olarak yer alırken, Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu da danışman olarak katkı sağladı.
Etkinlik kapsamında; bedensel belirti bozukluklarının nedenleri, ruhsal stresin fiziksel belirtilere yansımaları, psikosomatik süreçler, uygulanabilecek doğrulayıcı tanı yöntemleri ve modern tedavi modellemeleri detaylı biçimde ele alındı. Katılımcılar ayrıca hasta-hekim iletişimi, psikolojik farkındalığın tıbbi süreçlerdeki rolü ve örnek vakalar üzerinden klinik uygulamalar hakkında bilgilendirildi.
“Tek bir uzmanlık çoğu zaman yeterli olmaz”
Sunumunda “Bedensel Belirti ve İlişkili Bozukluklar” konusunu değerlendiren Asist. Dr. Gizem Tel, bu alanda multidisipliner yaklaşımın bir seçenek değil, artık etik bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Dr. Tel, somatik şikayetlerin birden fazla branşın ortak ilgisini gerektirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Somatik şikayetler çok branşlı başvuruların ortak paydasıdır. Tek bir uzmanlık alanı çoğu zaman yeterli olmaz.”
Dr. Tel, biyopsikososyal modelin hem teoride hem klinikte etkin sonuçlar verdiğini dile getirerek multidisipliner çalışmanın gereksiz tetkikleri azalttığını, sağlık sistemi üzerindeki yükü hafiflettiğini ve hasta memnuniyetini artırdığını vurguladı.
“İyileşme, bedenin sessizleşmesi değil; zihnin onu dinlemeyi öğrenmesidir”
Hastaların yalnızca semptomlarıyla değil; yaşam tarzı, duygusal süreçleri ve sosyal çevresi ile bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Tel, psikiyatri, nöroloji, aile hekimliği ve fizyoterapi gibi farklı disiplinlerin ortak çalışmasının tedavi sürecini güçlendirdiğini belirtti.
Dr. Tel konuşmasını şu çarpıcı sözlerle tamamladı:
“Hiçbir belirti sadece beyinde ya da bedende başlamaz; insan bir bütündür. İyileşme, bedenin sessizleşmesi değil, zihnin onu dinlemeyi öğrenmesidir.”





