1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Birlikte Yaşamak mı, Birbirini Yaşamak mı?

Birlikte Yaşamak mı, Birbirini Yaşamak mı?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evlilik… Aynı evi paylaşmakla başlayan bir yolculuk. İnsan, o yola çıkarken “işte bir ömür birlikte yaşayacağım eşim” diye düşünür; aynı çatı, aynı yemek masası, aynı planlar, aynı hayat. Fakat yol ilerledikçe fark eder ki aynı evde yaşamakla, birbirinin içinde yaşamak arasında derin bir fark vardır.

Birlikte yaşamak kolaydır; kurallar nettir, günlük düzen sabittir. Her sabah aynı kapıdan çıkıp akşam aynı kapıdan geri girmektir. Çamaşırlar, faturalar, yemekler, uyku saatleri… İyi bir oda arkadaşı da bunların hepsini yapabilir.

Ama birbirini yaşamak… İşte o bambaşka bir şeydir. Orada iki beden yoktur artık, iki dünya vardır. Ve bu iki dünyanın birbirine çarpmadan, kırmadan, körelmeden, aynı yörüngede dönmesi gerekir. Her evlilik bunu başarabilir mi? Elbette hayır. Çünkü herkes “birlikte yaşama” kısmına hazırlanır ama “birbirini yaşama” kısmına çoğu zaman pek hazırlıklı değildir.

Bir ilişkide yan yana durmak kolaydır; insanlar yıllarca aynı yatakta yan yana uyur ama birbirinin ruhuna hiç dokunmaz. Onun ne hissettiğini, ne düşündüğünü, neye küstüğünü, hangi boşlukta kaybolduğunu bilmeden yaşar.

Bir gün bakarsın, aynı evde ama iki yabancı gibi sofrada göz göze gelmeden yemek yenir, aynı koltukta telefon ekranlarına gömülerek saatler geçirilir. Biri üzülür, diğeri anlamaz; biri susar, diğerinin sesi daha da yükselir. Bu, “birlikte yaşamaktır.”

Birbirini yaşamak için ise farklı bir bilinç gerekir. Birbirini yaşamak, eşinin içindeki kıvrımları bilmek demektir. Hangi kelimeyle kırıldığını, hangi bakışla toparlandığını, hangi sessizliğin gerçekte ne kadar çığlık olduğunu anlayabilmek…Evlilikte bu, altın değerindedir.

Bazen insanlar “birbirini yaşamak fedakârlık ister” sanır. Oysa fedakârlık, kendinden verip karşılığını beklemektir. Birbirini yaşamak ise beklentisizdir, çünkü anlamak ister. Dolayısıyla birbirini yaşamak fedakârlık değil, farkındalıktır.

Eşin üzüldüğünde “Neyin var?” diye sormak değil, ona bakıp “Bugün dünyan ağır gelmiş belli, gel biraz omzuma yaslan.” diyebilmektir.

Ünlü psikolog Carl Rogers der ki:
“Bir insanın en derin ihtiyacı anlaşılmaktır; yargılanmadan, kesilmeden, değiştirilmeden.”

İşte evlilikte birbirini yaşamak, tam da bu anlayışa yaklaşmaktır.

Biri anlatırken diğerinin hazır cevapları sakladığı bir evlilik değil, birbirinin içini duyabildiği bir birlikteliktir bu.

Evlilik iki insanın en savunmasız halini gözler önüne serer. Maskeler çöker, duvarlar açılır, yaralar görünür hale gelir. “Birbirini yaşamak” tam da bu yaralara temas etmektir. Çünkü eşinin yarası varsa, o yara seni de acıtır.

İşte çoğu çift burada zorlanır.
Birlikte yaşadıkları sürece her şey kontrollüdür.
Ama birbirlerine yaşamaya başladıklarında, içlerindeki kırılgan taraflar da ortaya çıkar.

Bir taraf kaçar, diğer taraf kovalar.
Bir taraf susar, diğeri bağırır.
Bir taraf anlamak ister, diğeri korkar.

Birbirini yaşamak cesaret ister; içeri girmeye, görmeye, kalmaya cesaret.

Evlilikte iki insanı iki alev gibi düşünürüm.
Birlikte yaşamak, bu iki alevi aynı odada yakmaktır.
Birbirini yaşamak ise bu iki alevi yan yana tutmaktır; ne birbirini yakacak kadar yakın, ne de sönüp kaybolacak kadar uzak…

Alevler birbirine çok yaklaştığında biri diğerini boğabilir.
Çok uzaklaştığında ise her biri yalnızlığında titrer.

Birbirini yaşamak, bu dengeyi kurabilmektir:
Yakın ama boğmadan, uzak ama kopmadan.

Şunu da samimiyetle söyleyeyim:
Kimse her gün, her an, her ay birbirini yaşayamaz.
İnsan yorulur, daralır, bazen kendi içine çekilir.
İşte bu zamanlarda evlilikte “birlikte yaşamak” bir koruyucu alan yaratır.

Birlikte yaşamak düzeni sağlar;
Birbirini yaşamak ise derinliği.

Evlilik, bu ikisinin dönüşümlü bir dansıdır.

Birbirini Yaşamak İçin Gereken Üç Temel Şey

  1. Gerçekten Duymak

Söylenen kelimeyi değil, kelimenin taşıdığı duyguyu duymak.
Bu, her evliliği birkaç adım ileri taşır.

  1. Görmek

Eşinin ne yaptığını değil, niçin yaptığını görmek.
Bu, çatışmaları azaltır.

  1. Güvende Hissettirmek

“Ben senin yanındayım” mesajını hem sözle hem davranışla vermek.
Bu, evliliğin en güçlü çimentosudur.

Evlilik bir ev değil, bir yolculuktur.

Birlikte yaşamak evlilik için bir başlangıçtır; penceresi, kapısı, çatısı…
Ama birbirini yaşamak evliliğin ruhudur.

Biri olmadan evlilik ayakta durur ama eksik kalır.
Diğeri olmadan evlilik derinleşir ama yorulur.

Evlilik en güzel hâline, iki insan hem birlikte yaşamayı öğrenip hem de birbirini yaşamaya cesaret ettiğinde ulaşır.

Birlikte yaşamak düzen getirir.
Birbirini yaşamak anlam katar.
Ve ikisi bir araya geldiğinde, evlilik bir ev olmaktan çıkıp bir ‘’Yuva’’ya dönüşür.

 

Sevgiyle kalın…

Birlikte Yaşamak mı, Birbirini Yaşamak mı?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin
Bize Katılın