KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, Dev-İş, Türk-Sen, Basın-Sen, El-Sen, BES, Koop-Sen, Çağ-Sen, DAÜ-Sen, Güç-Sen, YKP ve KSP, “Kıbrıs Medya Kurumu’nda yönetim değişikliği sonrası yaşanan gelişmelerin çalışma barışını bozduğunu, mevcut yönetim kurulunun resmen Basın İş Yasası’nı ayaklar altına alarak yasadışı adımlar attığını” savundu.
KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, Dev-İş, Türk-Sen, Basın-Sen, El-Sen, BES, Koop-Sen, Çağ-Sen, DAÜ-Sen, Güç-Sen, YKP ve KSP adına yazılı açıklama yapan Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, “gerek Basın-Sen Yönetimi olarak, gerekse avukatımız aracılığı ile yaptığımız tüm uyarılar ilgili yönetim tarafından dikkate alınmamış ve yasadışı uygulamalar günümüze kadar devam etmişti” dedi.
Yazılı açıklamada, süreç içerisinde Basın İş Yasası’na aykırı bir şekilde işten çıkartmalar yaşanırken, diğer yandan “iş azlığı” sebep gösterilerek yapılan bu işten çıkartmaların yaşandığı gün Kıbrıs Medya Kurumu’na bağlı olan Kıbrıs Gazetesi’nde aynı iş alanında İş Yasasına aykırı şekilde münhale çıkıldığı savunuldu.
Bir emekçinin sırf izinli olduğu gün işe çağırıldığı ve bu çağrıya olumsuz yanıt verdiği için Basın İş Yasası’na aykırı bir şekilde işine son verildiği iddia edilen açıklamada, şunlar ileri sürüldü:
“Daha önceden izni onaylanmış bir emekçi arkadaşımızın son gün izni iptal edilmeye çalışılmış, buna karşı çıkması nedeniyle de Basın İş Yasası’na aykırı bir yöntemle işten atılmıştır.
11 ayı aşkın bir süredir Kıbrıs Medya Kurumu’nda çalışan emekçilerin sosyal hakları ilgili yönetim kurulu tarafından yatırılmamaktadır. Süreç içerisinde bazı emekçiler hakları olan ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanamamış, bir arkadaşımız özel bir hastanede neredeyse rehin pozisyonunda kalmıştır. En önemlisi de gelecekleri için olmazsa olmaz olan bu yatırımların yapılmaması emekçilerin gelecek kaygısı yaşamasına ve huzursuz olmalarına neden olmuştur.
Çalışanlara Basın İş Yasası’na, yasalarımıza ve Anayasamıza aykırı bir şekilde dayatma sözleşmeler imzalatılma girişiminde bulunulmuştur. Bunu imzalamama yönüne giden emekçilere de etik dışı muamelelerle “sizden ekip olmaz. Hepinizi işten çıkarıp, yeni bir ekip kuracağız” şeklinde mobbing uygulanmaya başlanmıştır.
Reklam biriminde personele her gün yeterince reklam alınamazsa maaştan kesinti yapılacağına dair tehditler savurulmaktadır.
Mevcut yönetim, işten çıkarma yaptıkları zaman tazminat ödememenin yolu olarak, kurumda görevli bazı arkadaşlara “gerekçesiz” yere uyarılar göndermeye başlamış ve bu yazıları Çalışma Bakanlığı’na da göndermiştir. Çalışanlar, uyarı ile ilgili detaylı bilgi talep ettikleri zaman ise herhangi bir geri dönüş alamamışlardır.”
Tüm yasadışılıklar için avukatlar aracılığıyla Çalışma Dairesi’ne şikâyette bulunulmasına rağmen, sermaye ile hükümet yetkililerinin derin ilişkilerinin bu sorunun ortadan kalkmasına, haklı olanın hakkını almasına ve haksız olanın da cezaya çarptırılmasına engel olduğu öne sürülen ortak açıklamada, “Çalışma Dairesi, ilgili kuruma müfettiş gönderse ve o müfettiş yukarıda bahsettiğimiz sorunları gözlemlese de, ertesi gün Çalışma Bakanı’nın aynı kurumu ziyaret etmesi ve yönetim kurulu ile yemek yemesi sonrası ortaya konan tespitler bakanlık tarafından hasıraltı edilmiştir” denildi.
Sermayenin gücüne karşı sendika olarak mücadele etmekten ve emekçilerin hakkını savunmaktan vazgeçmedikleri kaydedilen açıklamada, bu bağlamda son dönemlerde ülkenin en güvenilir kurumu ve kişisi olan Ombudsman Emine Dizdarlı’ya başvurarak sadece Kıbrıs Medya Kurumu’nun değil tüm basın sektörü genelinde yaşanan bu sorun hakkında rapor hazırlamasının talep edildiği ifade edildi ve şunlar dile getirildi:
“Elbette sektör içerisinde emekçileri ezmeyen, sosyal haklarını gasp etmeyen ve çalışanlarının ağzına bir lokma çalarken, diğer yandan yabancı ülkelere gidip milyonlarca Dolar harcamayan medya patronları da vardır. Eminiz ki Sayın Dizdarlı’nın sunacağı rapor iyi ile kötüyü tüm kamuoyunun ayırt etmesine yardımcı olacaktır.
Buradan Kıbrıs Medya Kurumu’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerini son kez uyarıyoruz. Yıllarca tüm basın emekçilerinin çalışmayı arzuladıkları bu güzide basın kuruluşumuzun itibarını ayaklar altına alarak emekçilerin haklarını gasp etmekten ve çalışanları çağdışı bir anlayışla köle gibi görmekten vazgeçiniz. Bu tavrınız devam ettiği sürece biliniz ki karşınızda bu ülkenin ve ülke emekçilerinin sonuna kadar yanında duran örgütleri bulacaksınız. Hedefiniz bu kavgayı büyütmekse, buyurunuz büyütünüz. Bizlerin amacı hem işverenin, hem de emekçinin Basın İş Yasası’na uygun bir şekilde hareket etmesidir. Çalışma hayatının düzenlenmesi ve kurumda çalışan personelin haklarının güvence altına alınması için ilgili iş kolunda örgütlü sendika ile bir an önce Toplu İş Sözleşmesi imzalanmalıdır.”
