“Yakın Doğu Üniversitesi, Birlik Ruhu İçerisinde Rüya Gibi Bir Takım”…
Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı’nın Fransız oyuncusu Sandrine Gruda, Yakın Doğu Üniversitesi’nin kariyerinde gördüğü en profesyonel Avrupa Kulübü olduğunu ve burada bulunmasının yaptığı en doğru tercihlerden biri olduğunu söyledi.
Kariyerinde önemli başarılarla sayısız şampiyonluklar yaşayan ve takım kadrosuna bu yıl katılan başarılı oyuncu, Yakın Doğu Üniversitesi’ne transferini kişisel bloğunda paylaştığı yazıyla anlattı. Spor hayatının en huzurlu ve coşkulu dönemlerinden birini yaşadığını ifade eden Gruda, Yakın Doğu Üniversitesi’ni “Binbir Gece Masalları” şeklinde nitelendirdi.
Yakın Doğu’ya Geçiş…
“Bugüne Kadar Gördüğüm En Profesyonel Avrupa Kulübü”
Gelen teklifler arasında en doğru tercihi yaptığını belirten Sandrine Gruda, “Geçen yıl formasını taşıdığım Fenerbahçe Takımı’nı bıraktıktan sonra Fransa’nın ASVEL takımına döndüm. Burada geçirdiğim iki ayın sonunda Yakın Doğu Üniversitesi’ne katılmak üzere yeniden büyülü şehir İstanbul’a geldim. Dünyanın her yerinde basketbol sevgisini keşfetmek çok güzel. Gelen teklifler arasında en doğru tercihi yaptığımı düşünüyorum. Takımın elde ettiği şampiyonluklar ve iddialı oluşu bunun en güzel kanıtı. Yakın Doğu Üniversitesi, 13 yıllık kariyerimde bugüne kadar gördüğüm açık ara en profesyonel Avrupa Kulübü. Birlik ruhu içerisinde topu paylaşan, oyunu zekâ ve mantıkla götüren bir ortamda olmak rüya gibi. Burada olmaktan mutluyum” ifadelerini kullandı.
“Hiç Yabancılık Çekmedim”
Yakın Doğu Üniversitesinde yabancılık çekmediğini anlatan Gruda, oyuncuların, yönetici ve teknik ekibin kendilerine hiç yabancılık hissettirmediğinden söz etti.
Yıldız oyuncu, Yakın Doğu Üniversitesine gelişini şöyle anlattı: “Vedat ve Derin, kulübün iki idarecisi beni karşılamaya geldi. İçlerinden biri bana kulübün logosunu taşıyan bir atkı verdi ve fotoğrafını çekti. Beyaz arabanın arka koltuğunda oturmuş, kalacağım yere doğru giderken, bakışlarım şehrin tanıdık manzaralarına takılmıştı. Bu zengin Osmanlı mimarisi, Camilerle dolu bir şehir, sıkışık trafik…Pamukspor antrenman tesislerinin yakınındaki modern binanın sekizinci katındaki yeni evim görünmüştü. Bagajlar indirilmiş ve yeni hayatıma üç eski takım arkadaşımla yeni bir takımda başlıyordum: Belçikalı Ann Wauters (Los Angeles Sparks’tan), Amerikalı Jantel Lavender (Fenerbahçe’den) ve Quanittra Hollingsworth (Ekaterinbourg’tan). Hiç yabancılık çekmiyordum. Yeniden bir araya gelmemiz uyum sürecini hızlandırdı. Yeni takım arkadaşlarım bana rehberlik ederek kulübün özünü, günlük işlerin nasıl yürüdüğünü ve kurumsal yapıyı anlamama yardımcı olup sahadaki oyun sistemine ayak uydurmamı sağladılar. Koçumuz Zafer Kalaycıoğlu, yardımcıları Emre Vatansever ve Ferhat Şahin, kondisyoner Enis, fizyoterapist Berivan, masör Burak, Genel Koordinatör Murat Tümer ve Genel Koordinatör Yardımcısı Erhan Ayaz, İdari Menajer Vedat Kalkan ve Takım Menajeri Derin Yener, seyahat sorumlusu Kerem Sarı. Kısacası tüm ekip bize hiç yalnızlık hissettirmiyorlar.”
Zaferler Elde Etmiş Büyük Bir Takım…
Yakın Doğu Üniversitesi’nin, bir Kıbrıs takımı olduğunu ve kendini Türkiye birinci ligine ulaştırmış bir takım olduğunu belirten Sandrine Gruda, takımın kupa üstüne kupa kazanarak zaferler serisine ulaştığını belirtti.
“İlk sezonuna muhteşem bir başlangıç yapıp 2016 – 2017 sezonunda Avrupa Kupasına katılmaya hak kazandı. Sonrası ise tam bir zaferler serisi, takım kupa üstüne kupa kazanarak, Avrupa kupasını elde etmiş, zaferlere ulaşıp şampiyon unvanını aldı. Bu sezon (2017-2018) Cumhurbaşkanlığı kupasını da kazandı. Şimdi de Türkiye liginin ve Euroleauge’in zirvesindeyiz. Tam bir rüya… Takıma gelir gelmez ilk mücadelemde deplasmanda ev sahibi takımı 56 sayı farkla 94-38 ezip geçtik. Burada 21 sayı, 11 ribaunt elde etmem doğru bir tempoda olduğumun göstergesiydi.
“Binbir Gece Masalları Gibi…”
Sandrine Gruda, Türkiye’nin kadın basketbolunun en üst seviyede oynandığı ülkelerden biri olduğunu nitelerken, “Yakın Doğu Üniversitesi 13 yıllık kariyerimde bugüne kadar gördüğüm en profesyonel Avrupa kulübü” dedi.
Gruda; “Güçlü bir takımın formasını giymenin mutluluğunu yaşıyorum. Kendimi hem Amerikan yaklaşımındaki bireysel gelişim, mutlak pozitiflik, yoğun emek ve çalışma temposuyla, hem de Avrupa’nın birlik ruhu içerisinde topu paylaşan oyunu zeka ve mantıkla götüren bir ortamda görüyorum. Böylece kendimi özel hissetmeye başladım. Binbir gece masallarındaki gibi gelecek bana binlerce vaatte bulunuyor. Kariyerimin en güzel dönemlerinden birini tecrübe ediyorum.” dedi.