“Hababam Sınıfı’nın yazarı” olarak herkesin gönlünde taht kuran şair-yazar Rıfat Ilgaz ne kadar Cideli olarak bilinse de bir o kadar da Bartınlıdır. Usta yazar Ilgaz, Bartın Orta Mahalle nüfusuna kayıtlıdır.Çünkü kendi el yazısı ile yazdığı mektupta yakın dostu Mehmet Saydur’a Bartın kütüğüne kayıtlı olduğunu belirtiyor.
Rıfat Ilgaz, yakın dostu Mehmet Saydur’a yazdığı bir mektubunda nüfus cüzdanı bilgilerini şöyle veriyor:”… Alt alta sıra ile, Rıfat llgaz, / Mehmet Rıfat / Hüseyin / Fatma / Cide / 25.04.1327 / Evli / İslam / Nüf. K. O. Yer: Zonguldak / Bartın / Orta Mahalle /001/… “
“Rıfat Ilgaz’a Bartınlıdır.” diyebiliriz, bir bakıma Bartın’ın Rıfat Ilgaz’ın yazarlık oluşumundaki etkisine gelince., kendisine soruluyor; Şiire ilk nasıl başladınız ? Hangi dürtüyle – Hangi dürtü mü? Yaşadığım çevrenin dürtüsüyle tabi. Şarkı, türkü söyleye söyleye.. Tabi. Anası, babası Bartın’lı olan biri nasıl başlarsa öyle… diyor büyük usta. Rıfat Ilgaz devam ediyor’’ Çünkü Bartınlı genç kızlarla kadınlar kaldırımlarda oturur, yoldan geçen erkeklere maniler düzerler, türküler yakarlardı… İlk dersleri onlardan aldım’ ’Usta’nın oğlu Aydın Ilgaz yazdığı ve babasını anlattığı ‘’Sınıfın Efsanesi’’ adlı kitabının 162. sayfasın da hocanın son günlerinin Bartın’da nasıl geçtiği şöyle anlatılır’ Bartın, babamın çocukluğunun da geçtiği bir yer olduğu için önemliydi. Orada da, Esen Aliş’in sahibi olduğu Azim Kitabevi’nde kitaplarını imzaladı. Kitap imzalaması bittikten sonra otele döndüğümüzde çok yorgun görünüyordu. Mehmet Saydur geldi, “Hocam, bir saat sonra da Bartın Sosyal Tesislerinde konuşmanız var.” dedi. Babam bunu duyunca şok oldu; çünkü ateşi de yükselmeye başlamıştı. Cide’de babamın en yakın dostlarından Minibüsçü Süleyman’ın Cide’den getirdiği ekibin içinde yer alan Doktor Sıtkı Kesedar geldi. Ateşinin 39,5’a yükseldiğini gördük. Yarım saat sonra da konuşması başlayacaktı. Vazgeçirmeye çalıştık; ama salon dolmuştu şimdiden. Köylerden, dağ okullarından gelen büyük bir kalabalık sabırsızlıkla babamı bekliyordu. Programın iptal olması için çok geçti. Babam, çare olarak, orada bulunanlara, “Bana Cide’den söz ederseniz ateşim düşer.” dedi. Herkes, Cide’de olan olayları anlatmaya başladı. Oradaki dostlardan haberler verdiler. Onların selamlarını ilettiler. Cide’de olup bitenleri dinledikçe, babamın ateşi düşüyordu. Memleketinden haberler almanın psikolojik olarak nasıl büyük bir etki yaptığını ve Cide’yi ne kadar çok sevdiğini, o ortamda bulunan dostlarla birlikte bir kez daha gördük. Sonra çıktı ve konuşmasını yaptı. Ancak, Bartın’dan daha ileriye gidemedik, kendini yorgun hissetti. İstanbul’a döndük’’
YIL 1993 ESEN ALİŞ’İN DAVETLİSİ
Rıfat Ilgaz 24 Haziran 1993 tarihinde Bartın Gazetesi’nin davetlisi olarak Bartın’a geldi. Usta hayatındaki ilk basın ödülünü 1978 yılında Bartın Gazetesiyle birlikte “Anadolu Basını Özendirme yarışmasında almıştı. Bartın’da okuyucularıyla, çocukluk arkadaşlarıyla görüştü. Azim kitabevindeki “imza günü” bir vesile olmuştu dostlarını, sevdiklerini, geçmiş yılların mini mini öğrencileri ve bugünün Bartın’ı ve ülkenin değişik köşelerinde önemli görevler üstlenen öğrencilerini görmek, onlarla kucaklaşmak, söyleşmek onu çok mutlu etmişti. Rahatsız olmasına rağmen kitap imzalatmak için sıraya giren, yüzlerce okuruyla hem sohbet etti.
ELİN ELİMİZE ELİM ELİNE DEĞSİN
Rıfat Ilgaz’ın gazeteciler olarak rahmet ve minnetle anıyoruz. Usta Son günlerinde’ ’Elim Eline Değsin, Isıtayım Üşüdüyse, Boşa Gitmesin Son Sıcaklığım ‘’demişti. Yazılarıyla, şiirleriyle, düşünceleriyle eli elimize değdi. Boşa gitmedi son sıcaklığı… Ve kapıda Hababam Sınıfı var. Kapıyı yıkacaklar şimdi… Ustalarda el aldık. Usanmadan yazıyoruz var olmak adına. Yok olmasın diye son sıcaklığı…