Belli ki enerji konusunda tırmanmaya başlayan gerginlikler Kıbrıs müzakere sürecini gölgelemeye başladı. Yaz ayları yaklaştıkça tansiyonun artacağı tahmin ediliyordu. Şimdi bu süreç başlamış durumda. Enerji satranç oyununda karşılıklı hamleler yapılıyor ve önümüzdeki dönemde bunlar devam edecek. Türkiye’nin Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisini bölgeye göndermesi bunun bir örneği. Total ve ENI şirketlerinin Temmuz ayı ortalarında sondaj çalışmalarına başlaması bekleniyor. Enerji alanındaki gerginlikler gündemin ana maddesi olmaya aday. Bu noktada konuyu Avrupa açısından ele alıp incelemekte yarar var. Sonuçta Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunması umulan enerji kaynaklarının esas pazarının Avrupa olması düşünülüyor. Avrupa, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ile ilgileniyor mu? Kesinlikle ilgileniyor. Ama konunun zorluklarını da biliyor.
Doğu Akdeniz’de doğal gaz kaynaklarının bulunması Avrupa’da olumlu karşılanmıştı. Enerji konusunda Avrupa’nın en önemli sorunu Rusya’ya olan bağımlılıktır. Enerji kaynaklarını çeşitlendirerek bu bağımlılığı azaltmak AB’nin stratejik hedefidir. Doğu Akdeniz yeni bir enerji kaynağı olabilir. Ancak bunun önünde çeşitli zorluklar var ve AB bunun bilincindedir. Bu sorunlar çözümlenmeden ilerleme sağlanması zor. Sorunların çözümlenmesi veya çözümlenmemesi büyük oranda bölgedeki aktörlere bağlı.
Tarık Baconi’nin European Council on Foreign Relations sitesinde yer alan “Pipelines and Pipedreams: How the EU can support a regional gas hub in the Eastern Mediterranean” başlıklı yazısında aktarıldığı gibi halen Avrupa tükettiği enerjinin yarısını ithal ediyor. Doğal gaz alanında ithalatın payı üçte iki. Almanya, İtalya, Belçika, İspanya gibi ülkeler en fazla doğal gaz ithal eden ülkeler. Avrupa’ya doğal gaz ağırlıklı olarak Rusya, Norveç, Cezayir ve Katar’dan ihraç ediliyor. Bu doğal gazın üçte biri Rusya’dan geliyor. Yani doğal gazda aslan payı Rusya’nın. Farklı Avrupa ülkelerinin Rus doğal gazına olan bağımlılığı farklı düzeylerdedir. Tarık Baconi’nin aktardığına göre Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya gibi ülkeler doğal gazın tümünü Rusya’dan ithal ediyorlar. Rusya’nın en büyük avantajı doğal gazının daha ucuz olmasıdır. Avrupa, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmaya çalışıyor. Ancak kısa ve orta vadede doğal gaz enerji kaynakları içinde önemli rol oynamaya devam edecek. Demek ki Avrupa doğal gaz ithal etmeyi sürdürecek. Tabii yeni enerji kaynakları sadece Doğu Akdeniz’le sınırlı değil.
Doğu Akdeniz dışındaki alternatifler nelerdir? Baconi’nin makalesinde aktarıldığı gibi Mozambik ve Tanzanya’da ciddi doğal gaz rezervleri var. ABD sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihraç etmeye başladı. ABD ve Avustralya’nın doğal gaz ihraç kapasitesinin hızla artması bekleniyor. Afrika’nın batı kıyılarında Senegal ve Moritanya’da da doğal gaz rezervleri keşfedildi. Avrupa, bu seçenekler arasında fiyatını uygun bulduğu yerlerden doğal gaz ithal edebilir. Ucuz Amerikan gazı Avrupa için daha çekici olacak gibi. 2022’ye kadar Doğu Akdeniz doğal gazının rekabet gücü düşük olacak. Kısacası Doğu Akdeniz’deki doğal gaz projelerinindünya piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak5 yıl sonra yaşayabilir olabilecekleri tahmin ediliyor. Halen uluslararası piyasalarda bol miktarda doğal gaz var ve fiyatlar görece düşük.
Bu gerçeklere rağmen AB Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ile ilgileniyor. Ülkeler bazında bakıldığında Avrupa’ya doğal gaz ihraç etme potansiyeli en yüksek ülke Mısır’dır. Zohr doğal gaz yatağının bulunması Mısır’ın pozisyonunu güçlendirdi. Mısır’ın kendi doğal gaz tüketiminin yüksek olması ve iç istikrarsızlıkları nedeniyle ihracatçı konumuna geçip geçmeyeceği belli değil. Diğer önemli oyuncu İsrail’dir. İsrail’in esas sorunu doğal gazını Avrupa’ya hangi güzergah üzerinden göndereceğidir. Türkiye akla gelen ilk alternatiftir. Türkiye’nin kendisi İsrail için büyük bir pazar olabilir. Ayrıca İsrail doğal gazını kendi iç ihtiyacını karşılama ve Filistin İdaresi, Ürdün gibi komşu ülkelere ihracatta da kullanabilir. Tarık Baconi’nin belirttiği gibi Kıbrıs açıklarında Afrodit parselinde bulunan doğal gazın miktarı yeterli değil.Baconi’ye göre Afrodit’ten ihracat olasılığı zayıftır. İhracatın mümkün olabilmesi için yeni yatakların bulunması gerekir. Yeni ruhsatlandırmalar bu çerçevede yapıldı. Yeni sondajlar bu çerçevede planlanıyor. Yeni rezervler bulunması var olan tabloyu değiştirebilir. Kıbrıs doğal gazı ve İsrail doğal gazının Avrupa’ya taşınması bağlamında Kıbrıs sorununun oluşturduğu engeller tüm analizcilerin üzerinde durduğu bir nokta.
Önümüzdeki dönemde doğal gaz konusu gündemiepey meşgul edeceğe benziyor.