1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. FETÖ’nün KKTC Üniversitelerindeki Hedefi

FETÖ’nün KKTC Üniversitelerindeki Hedefi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Herkesin malumudur, ABD’nin kusursuz koruması altındaki “tescilli molla” Feto efendi ABD’nin keyfi doğrultusunda Türkiye’yi dizayn etmeye önce eğitim kurumlarından başladı, sonra siyasete ve iş dünyasına daldı, en son da orduya el attı, orduyu darmadağın ederken ve komutanları içeri tıktırırken PKK’nın da ekmeğine yağla bal sürdü…

Peki Türkiye’nin herşeyi Feto’nun, dolayısıyla da ABD’nin keyfi doğrultusunda dizayn edilirken KKTC’de durum neydi?

Yine herkesin malumudur, AKP Türkiye’de iktidara geldi geleli bizim gelen giden tüm siyasiler AKP ile kol kolaydılar, bazen de gündüz kavga ettiler, gece ise hırsızlığa beraber çıktılar…

AKP’nin içine çöreklenmiş olan Fetocuların bizim fırıldak gibi dönen siyasetimizi ve siyasetçilerimizi dizayn etme gibi bir dertleri, kanımca yoktu…

Neden olsundu ki, bizimkiler ayakları üzerinde durmayı öğrenemediği ve Türkiye’nin yardımı olmadan maaşları ödeyemeyecek durumda oldukları sürece “yat arap kalk arap” pozisyonundadırlar, hala da öyleler…

Ancak, Feto’nun uzantılarının artık devasa bir sektör haline gelmiş olan KKTC yüksek öğrenim sektörüne el atmayacakları asla düşünülemezdi, onların tarzı budur, dizayna önce eğitimden başlarlar…

KKTC yüksek öğrenim sektöründe Fetö için en önemli kale üniversiteler değildir, üniversitelerin açılış iznini veren ve gerektiğinde önlerini açan, gerektiğinde de tıkayan YÖDAK’tır.

YÖDAK’ta son bir yıldır yaşananlar tesadüf müdür, bilemem, ama taşları yerine koyalım…

YÖDAK’ın başındaki şahıs olan Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’un gelmişinin geçmişinin  Fetö ile uzaktan yakından alakası yoktur, açık ve net.

Amma ve lakin, YÖDAK üyelerinden biri, Olgun Çiçek,  önce alelacele bir KKTC üniversitesinde  bir göreve getirilmiş, arkasından profesörlük ünvanını almış, arkasından rektör yardımcılığına atanmış,   arkasından da kısa süre içinde zamanın Kıbrıs’dan sorumlu TC Başbakan Yardımcısı’nın “iyi niyetli “ telkiniyle KKTC vatandaşı yapılmış, bir hafta sonra da hemen arkasından YÖDAK’a atanmıştır…

Anlaşılan o ki tüm prosedür jet hızıyla işlemiştir…

Bir diğeri, hani şu rektörü ve öğretim görevlileri ile üyelerinin yarısı Fetoculuktan içeri tıkılan 18 Mart Çanakkale Üniversitesi’nden profluğunu almış olan Mehmet Hasgüler, hani şu AKP milletvekili tarafından Kıbrıs konusunda “ders versin” diye atanan ve cebimizden kesilen vergilerle maaş çekerken ayda yılda bir iki defa YÖDAK kapısını ya gören ya görmeyen, diğer zamanlarında da endek göndek hasta raporlarıyla işe gelmeyen, ama hasta olduğu zamanlarda Rum tarafını ve Türkiye’yi tavaf eden, son olarak da, sanki her işi mamur ettiler da bu işler da kendilerine kalmış gibi,  KTÖS ve Rum akademisyenlerle Yüksek Öğrenimde Eğilimler ve Kıbrıs Konferansı düzenlemek için başrollere soyunan, Olgun Çiçek ile aynı üniversiteden YÖDAK’a tam zamanlı üye olan Mehmet Hasgüler…

Ne tesadüf ki her ikisi de aynı üniversiteden YÖDAK’a aday gösterilmişler ve seçilmişler…

Sanki şu malum üniversitede YÖDAK’a atanacak başka Kıbrıslı profesör kalmamış gibi, muhterem beyfendilerin biri rektörü ve akademisyenlerinin en az yarısı Fetoculuktan içeri tıkılan Çanakkale Üniversitesi’nden gelip,  YÖDAK’a atandı, diğeri de AKP içindeki odakların telkiniyle hızla akademik olarak yükseldi, KKTC vatandaşı yapıldı ve anında YÖDAK’a sokuldu…

Bunların arkasında takılıp da postayı Prof. Gökçekuş’a koyan, Meclis tarafından seçilen DAÜ’lü diğer muhteremi hiç saymıyorum bile…

Dikkatimi çeken nokta şu:

Son bir yıl içinde Fetocular çatır çatır darbe yapmaya ve Türkiye’yi ele geçirmeye hazırlanıyorlardı…

Son bir yıl içinde yukarda adı geçen iki muhterem de zamanında AKP içinde bulunan odakların desteğiyle geldikleri pozisyonlarda YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’u “devirmek” ve YÖDAK’ı yeniden dizayn etmek için kolları sıvamış bulunuyorlar…

Üçüncü muhterem de, ne hikmetse, bunların dümen suyuna takılmış durumda!

Bunların hepsi tesadüf efendim, ne olacak!

Amma ve lakin, AKP içinde sinsice yuvalanan Fetocular Türkiye’de başarılı olsalardı ve eş zamanlı olarak da  Hüseyin Gökçekuş da devrilseydi, iktidarı ele geçirecek olan Fetocuların keyfine uygun bir YÖDAK dizayn edilseydi, hiç fena olmazdı hani!!!

Böylece tüm KKTC üniversiteleri ve yönetimleri ister istemez Fetocuların kumandası altına gireceklerdi, ya da, oyuna katılmayanların defterleri kısa süre içinde dürülecekti…

Bir de burdan yakın bakalım…

Bütün bu rezillikler tesadüf de olsa, Cumhurbaşkanı Akıncı, şu lanet olası Kıbrıs sorunuyla uğraşırken arada ilk fırsatı bulduğunda YÖDAK yasası gereği,  bütün bunların didik didik araştırılması için Yüksek Adliye Kurulu’nu görevlendirmelidir…

Hüseyin Gökçekuş’u devirmeyi kafasına koymuş şahısların yaptığı şikayetlerden yola çıkarak Hüseyin Gökçekuş hakkında soruşturma, araştırma yapacak ve görüş verecek bir emekli savcının harcı değildir bu işler…

Bu pilav daha çok su kaldırır!

Bu aşamada, kaçınılmaz olarak, YÖDAK da yeniden dizayn edilmelidir, ama birkaç kişinin keyfine göre değil!!!

Bazı durumlarda Hababam Sınıfı’nı aratmayan ve memleketin siyasetini dibine vurduran Meclis bu haliyle KKTC üniversitelerinin geleceğine karar veremez, KKTC üniversitelerinin üzerinde olan bir kurumun yönetimine adam atayamaz…

Yeni bir YÖDAK yasası yapılmalı, YÖDAK tam anlamıyla özerk bir kurum haline getirilmeli ve her türlü siyasetten ve siyasi karar mekanizmasından tamamen arındırılmalı,  ve KKTC’de aktif olan tüm üniversitelerin  YÖDAK yönetiminde tek bir temsilcisi bulundurulmalıdır.

Bu işin başını çekmek de yine Cumhurbaşkanı Akıncı’ya düşer.

FETÖ’nün KKTC Üniversitelerindeki Hedefi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ajans Cyprus ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Bize Katılın