Avrupa’nın doğusu, Almanya’nın, Türkiye’nin ve hatta Kuzey Kıbrıs’ın doğusu bile talihsiz.
ve tabii ki Ortadoğu.
Bu coğrafyayı Ortadoğu diye adlandıran da en batılı ve Avrupalı bir İngiliz aklı.
Bu güne kadar, hep, Ortadoğu toprakları batının güç gösterisi arenasıydı.
Ve orada ölüm emrini verenler beyazlar..
Ve yine beyazların çıkarları için ölen de öldüren de, esmer, kara gözlü, üstelik müslümanlardı..
Batılı zengin kralların emri, mali/silah desteği ve güdümüyle birbirine acımasızca saldıranlar. Fiziken güçlü ve fakat fakir gladyatörler aynı coğrafyanın Müslüman cengaverleriydi hep.
Sarı saçlı, renkli gözlü ak benizli sahibi için dövüştürülen, sahibi gibi olmayan, genelde kara gözlü, siyah saçlı, buğday tenli yoksul insancıklardı ölenler..
Yüz yıldır süren, kanlı, ölümlü bir satranç turnuvasıdır Ortadoğu’da yaşananlar.
Yüzyıllık ölümcül çıkar oyunu, sadist, Ortaçağ vahşet sapkınlığıdır süregiden.
Bu, Arslan, köpek, horoz döğüşü kadar acımasız insanlık dışı bir dehşet.
Nerde yaşanıyor hala, genelde bu mezalim, Ortadoğu Müslüman coğrafyasında.
Ortadoğu coğrafyası ve Müslüman halkları..
Avrupa ve Amerikalının, küresel zenginliği elinde tutan batılı çetelerin.
Dünyanın diğer geri kalan halklarına gözdağı verdiği, korkuttuğu, sindirdiği, daha da fakirleştirip kendine muhtaç ve diz çöker halde tuttuğu, kanlı bir gladyatör arenasıydı, Ortadoğu.
Güç savaşları yapacak oyuncular başka coğrafyalardan gelir, o topraklarda paralı savaşçılar tutar.
Rakibini yenmek için yerel, muhtaç gladyatörleri kullanır, kan kusturur ve elini yıkayıp temiz memleketine geri döner.
Ölen de öldüren de o coğrafyanın yetiştirdiği, küresel savaş çetesi lordları için savaşan yerel gladyatörler.
Bu basit savaş oyunu 2000 yıl öncesi savaş kurnazlığının aynısıydı her seferinde.
Roma, bu sadist, ölümcül, sapkın oyunda kimleri kullanırdı? Gladyatörleri tabii ki.
Gladyatörler kimler için ölümüne dövüşürdü?
Acımadan ölüme sürükleyen sahtekar zengin kralları için.
Peki bu düzenbaz krallar kimleri ölüm arenasına atıp, ağızlarından köpük gelene değin dövüştürürdü?!
Ve vahşi dövüş sonrası, arena meydanında ortada kalan, kan revan içindeki insancıkların ceset parçaları imparatorun beslediği arslanlara yem olurdu!
Kim için, ne için?
İmparatorlar, aslan parçalarını birbirine kırdırır, cesetlerini de, saraylarında besledikleri vahşi, yırtıcı arslanlarına yem ederdi?
Kimlerdi bu zavallı gladyatörler:
Esir aldıkları savaşçılar, köleler veya artık kurtulmak, yok etmek istedikleri, gayrı gözden düşürülmüş, önceki savaşlarda kralın gücünü aşmış başarılara sahip komutanlardı genelde.
İki bin yıl sonra aynı vahşetin devamı Ortadoğu’da olanlar. Üstelik baya karlı.
Ortaçağdan günümüze Roma’nın Haçlı orduları hala aynı şeyi yapıyor?
Küresel çete baronları, dünya siyaseti namına Ortadoğu’da, yerel halktan bir cengaveri gözde lidere dönüştürüp. İşleri bitikten sonra, Ortadoğulu cahil halkın pençeleri arasına atıyorlar.
Böylece uygun adım, yerinde sayım devam ediyor.
Ukrayna savaşındaki taktik oyunu da aynı.
Ama bu sefer aktörlerin etnik kökenleri ve din/mezhepleri farklı.
Ortaçağın aynı Haçlı zihniyeti, bu kez Doğu Avrupalıları hedef alıyor.
Doğuyla batının zenginlik ve enerji kaynakları, para hırsı bu sefer beyaz hristiyanları kullanıyor.
Amerika Avrupa’yı kışkırttı, Avrupalılar da kıtanın en doğusu Ukraynalıları AB konforu, özgürlük ve demokrasi yalanıyla kandırıp,
deli Putin’in potinlerinin altına attı.
Bu sefer Ortadoğulu esmer, kara kaşlı, kara gözlü müslümanlar değil.
Ak benizli, gök gözlü, altın saçlı Ukraynalılar Arena’ya atıldı.
Üstelik rakipleri de beyaz tenli..
Rezervler, çıkarlar, madenler petrol kuyuları, hidrokarbon neredeyse küresel çete efendileri oradadır.
Orada çıkar varsa derhal bir savaş çıkarırlar.
O ülkeyi güçsüz düşürürler. Sonra yardım ediyoruz ayağına yerel kaynaklarını sömürürler.
İster Asya, Afrika veya ikisinin ortası Ortadoğu. Aktörlerin isimleri değişse de senaryo hep aynı.
Her defasında kanar, kanması gerekenler.
Avrupa/Amerika yapım finansörü, bol kazançlı gerçek savaş filmi görüntüleri televizyondan izlenir.
Gazeteler haber yapıp satış ve kar rekorları kırar.
Avrupalı ve Amerikalı gazetecilerin savaş yorumları iğrençtir her zaman.
Ve bunların insan hakları savunucusu olduğuna inanmaya saf saf devam eder insancıl insancıklar; AB, özgürlük, arış ve demokrasi masalcıları.
Oysa yoktur öyle bir hikaye!
Oysa burası Avrupa, burası Ukrayna, diyorlar batılı gazeteciler.
Burası beyaz tenli, mavi gözlü, üstelik Hristiyan bir Avrupa ülkesi, diyorlar.
Yaşananlar 21. yüzyılda bir Avrupa ülkesinde olacak şeyler değil.
Burası bir Afganistan, Irak veya herhangi bir Ortadoğu ülkesi değil.
Burası beyaz insanların ülkesi, diyorlar.
Savaşa bile, Avrupalı ve Amerikalı’nın ırkçı yaklaşımını sezinlemiyor özgürlükçüler.
Bunca yıldır Ortadoğu ve diğer Müslüman ülkelerinde ölenler insan değilmiş gibi bir zihniyetle savaş haberleri yapıyorlar.
Ve bu batılı masalı televizyonlardan izleniyor ve inanılıyorlar!!! Nereli olursa olsun ağlarken dünya çocukları.