Amastris Antik Kenti kurtarma kazıları sırasında üzerinde kazıma çizgiler yer alan piramit biçimli taş bulundu. Nesnenin üzerinde tılsımlı olduğuna inanılan sözlerin yer aldığı sanılıyor.
Bartın’daki Amastris Antik Kenti kurtarma kazılarında üzerinde kazıma çizgiler yer alan piramit biçimli tılsımlı olduğuna inanılan taş bir nesne bulundu.
Volkanik bir taştan yapılan nesnenin M.S. 2. yüzyıla ait olduğu tespit edildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Bartın Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam, eserin Anadolu’daki kazılarda Roma yapısında bulunmuş tek örnek olduğunu söyledi.
Çam, “Eserimizin taban kısmında bir figür yer almakta. Kazıma çizgilerle betimlenmiş olan Mısır dininden tanıdığımız tanrı BES’in biçimlendiğini, betimlendiğini görüyoruz” dedi.
Eserin üst kısmında Hiyeroglif ile yazılmış tılsımlı sözler yer aldığını belirten Çam, “Bir nevi tılsımlı nesne olarak döneminde bir kişinin üzerinde taşıdığı, kötülüklerden, hastalıklardan korunmak, hangi anlamda korumasını istiyorsa o şekilde üzerinde taşıdığı tılsım bir nesne olarak tanımlayabiliriz” diye konuştu.
Keşif için “heyecan verici” nitelendirmesinde bulunan Çam, şunları kaydetti:
“Böyle bir amuletin (muska) böyle bir yapıda tespit edilmesi bizim için oldukça önemliydi. O yüzden bundan sonraki çalışmalarımızda da bu mührün orijinalinde hangi anlamı taşıdığını ve üzerinde taşıyan kişinin bir rahip mi, din görevlisi mi, sağlık ya da güvenlik amacıyla mı bunu taşıdığını belki de bir lejyonda görevli askerin Doğu seyahatleri sırasında ya da Doğudaki görevi sırasında belki de bulup buraya getirip getirmediği konusundaki ortaya çıkan soru işaretlerini aydınlatmak için elimizden geleni yapacağız.”
Çam, tılsımlı nesneyle ilgili bilimsel çalışmaların sürdürüleceğini de sözlerine ekledi.
‘Tılsımlı nesne’ önümüzdeki günlerde Amasra Müzesi’nde sergilenecek.
Fenikeliler tarafından Sesamos adı ile ilk kuruluşu M.Ö. 12. Yüzyıla dayanan, Miletoslular, Kimerler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Cenovalılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının ardından 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı’ya katılan Amasra’nın toprak altında kalan tarihi, kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıyor.
2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na ilkokul yapılması için bağışlanan alanda, inşaat yapımı başlamadan önce Amasra Müze Müdürlüğünün yapmış olduğu sondaj kazıları esnasında Roma Dönemine tarihlendirilen mimari unsurlara rastlanmış ve söz konusu alan koruma altına alınmıştı.
Sonrasında aynı alanda 2017 yılında yine Amasra Müze Müdürlüğü Başkanlığında kurtarma kazıları başlamış ve ilk etapta tapınak olarak düşünülen yapıda çok sayıda sütun, sütun başlığı ve mimari parçalar ortaya çıkarılmıştı.
Doğal liman görevi gören koyları nedeniyle tarihte önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi olarak konumlanan Amasra’daki kazı çalışmaları Kültür Bakanlığının destekleriyle Amasra Müze Müdürlüğü Başkanlığında ve Bartın Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında sürdürüldü.
2022 yılının Haziran ayında başlayan kazı çalışmalarında şu ana kadar birçok tarihi sütun ve obje gün yüzüne çıkarıldı.
Bartın Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında gerçekleşen Amastris Antik Kent kurtarma kazılarında Roma İmparatorluk ve Bizans Dönemlerine ait yüze yakın sikke; metal, cam, kemikten yapılmış iki yüzden fazla küçük buluntu gün yüzüne çıkarıldı.
