Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Maskeli balo sona erdi. Diplomasiyi bile bir kenara bıraktılar” dedi.
İlim Yayma Vakfının Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen 46. Genel Kuruluna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Samsat’ta bu sabah yaşanan deprem nedeniyle vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Samsat’ta bu sabah 3,6 büyüklüğünde deprem olduğunu hatırlatarak, “Adıyaman Samsatlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. 2 Mart tarihinin ardından aralıklarla depremler yaşanıyor. Bu sabah güne Samsat 3,6 büyüklüğünde sarsıntıyla uyandı. 2 Mart’ta can kaybı olmamakla birlikte 2 binin üzerinde binada hasar meydana geldi. Hasar tespiti ve mağduriyetlerin giderilmesi için için çalışmalar sürüyor” dedi.
İlim Yayma Vakfının 44 yıldır vatanını imanla seven nesiller yetiştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamberimiz ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır’ buyurmaktadır. İlim Yayma Vakfı, Peygamberimizin bu tavsiyesini kendisine rehber edinerek 44 yıldır gece gündüz çalışıyor. Ülkemizin en kasvetli döneminde, baskının ve şiddetin sokaklarda kol gezdiği dönemlerde vakfı kuran büyüklerimiz sağına soluna bakmadan ben varım dediler, yola öyle çıktılar. Gençlerimiz birbirini kırmasın, körpe dimalar sapkın ideolojilerin esiri olmasın diye iyilik hareketini başlattılar. Vatanını imanla seven nesiller yetiştiriyor. Büyük bir iftiharla ifade etmek isterim ki İlim Yayma Vakfınını rahle-i tedrisinden geçen gençler birilerinin sözüm ona altın nesli gibi ihanetle, cinayetle, hırsızlık, sapkınlıkla anılmadı. Bu çatıda hiçbir genç ekmeğini yediği vatanına, bağrından çıktığı milletine kurşun sıkmadı. Vakfımıza gönül vermiş hiçbir kardeşim Türkiye karşıtı, İslam karşıtı şer odaklarına kapı kulu olmadı. Duruş doğru olunca, istikamet doğru olunca ortaya yerli ve milli nesil çıkıyor. Amaç sadece güç ve tahakküm olunca FETÖ’nün düştüğü ihanet çukuruna yuvarlanmak kaçınılmaz oluyor. 40 yıl boyunca sinsice planların hepsi bir gece boşa çıkar. Orduyu, yargıyı ele geçirdik, öyleyse biz yaparız diyenler bir gecede ilahi tokadı yiyerek milletimizin o duruşuyla elhamdülliah yerle yeksan oldu” diye konuştu.
“Allah’a değil de makama, paraya kul olanların nasıl yeksan olduğunu gördük”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Hadis-i Şerifi hatırlatarak, “Allah Rasulü asabına hitap ederken şöyle sesleniyor; ‘Din samimiyettir, din samimiyettir, din samimiyettir.’ Sahabeden bazıları ‘Din kime karşı samimi olmaktır Ya Rasullulah’ deyince ‘Allah’a, kitabına, Rasulüne, Müslümanların önderlerine, bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır’ diye buyuruyor. Takiye yaparak milleti kandırmaya çalışanların düştükleri zelil durum ortadadır. Allah’a değil de makama, paraya kul olanların nasıl yeksan olduğunu gördük. Ne diyorlar Pensilvanya’daki o malum kişi için, ‘O bize şah damarından daha yakındır’ diyorlar. Ciddi bir şirk söz konusu. Şah damarından size daha yakınım diye Rabbimiz ayeti kerimede ifade ediyor. Böyle bir ifadeyi kullanmak kişiyi şirke götürür. Bunların işi bu. Rabbim bizi yolundan ayırmasın” şeklinde konuştu.
İlim Yayma Vakfının Türkiye’nin hafızası olduğunu belirten Erdoğan, “İkna odalarında kızlarımıza nasıl zulmedildiğini, imam hatip okullarının 600 bin olan sayısının 60 binlere düşürüldüğüne hep birlikte şahit olduk. Güvenlik güçlerinin Fatih’te, Sultanbeyli’de çarşaflı, başörtülü, sakallı avına çıktığı günleri unutmadık, unutmayacağız. Demokrasinin askıda olduğu, özgürlüklerin rafa kaldırıldığı, hukukun ayaklar altına alındığı günleri hatırlayacağız. 2002’den beri sessiz devrimin en yakın şahidi burada dostlarımız. IMF kapılarında avuç açan, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere kadar çıktığı bir ülke devraldık. 2013’te IMF’ye 23,5 miyar dolar borcu sıfırladık, IMF ile ilişkimiz kalmadı. Ondan sonra onlar bizden borç istedi. 5 milyar dolar borç istedi, veririz dedik. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası döviz rezervi 120 milyar dolara çıktı. Tüm mesele azimdir, inançtır. Tabi ki işini bilmektir” dedi.
“Onlar milli, yerli olan bir gazetemizi oraya sokmuyorsa, siz de bunun karşılığını göreceksiniz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan referandumuna da değinerek, “Nereden nereye. Daha iyi günler var önümüzde. İnşallah 16 Nisan aynı zamanda bunun kararının verileceği gündür. Buna hazır mıyız? Bu önemli, 16 Nisan bir kırılma günü” diye konuştu.
Hayırcı zihniyetin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne, FSM’ye, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne, Osmangazi Köprüsü’ne de hayır dediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 Mart Çanakkale Köprüsü’ne de utanma arlanma olmasa bunlar ona da hayır der. Demek ki doğru yoldayız. Bunlarda yalan bol. Yalana aldanan da çok. Çok kararlı bir şekilde adım atacağız. Avrupa’da bakan arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Niye? PKK’yı, FETÖ’cüleri konuşturuyorlar. Türkiye Barolar Birliği Başkanı oraya gidip terör örgütü uzantılarıyla toplantı yapıyor. Sözde hukukçu. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Kandil’deki hayır deyin. Kandil’deki hayır diyorsa onlarla beraber hareket edilir mi? İmralı’daki hayır diyorsa bunlar ülkemizi bölmeye çalışanlar değil mi, katil değil mi? Bunlarla beraber hareket etmek düşündürücü değil mi? Daily Sabah’ı Avrupa Parlamentosuna sokmak istemeyenler var. Onlar milli, yerli olan bir gazetemizi oraya sokmuyorsa siz de bunun karşılığını göreceksiniz. Karşılığını Türkiye’de göreceksiniz. Arapların güzel bir sözü var, ‘Men dakka dukka’, karşılığını göreceksiniz” dedi.
“Milletimiz zenginleşirken elbette birileri de büyük hayal kırıklığı yaşıyor”
Her yarışın kazananı olduğu gibi bir de kaybedeni olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz zenginleşirken elbette birileri de büyük hayal kırıklığı yaşıyor. 14 yılın kaybedenleri kimler. Kurdukları faiz düzeni üzerinden milletin ekmeğine, emeğine, çocuklarının rızkına ortak olanlar kaybetti. Darbecilerin hazırladığı anayasalar tarafından korunan, hiçbir yetkileri olmadığı halde milletin iradesine ortak olan vesayet odakları kaybetti. Sandık yoluyla iktidara gelmek yerine tankların namluları bunlarla iktidar hayali kuran kifayetsiz muhterisler kaybetti. Üstad Nurettin Topçu ‘Zaferin değerini kazananlar bilmez, onu asıl mağluplara sorun’ diyor. Yıllardır bu ülkenin kıt kaynaklarını hortumlayanlar, Türkiye üzerinden istedikleri gibi at koşturanlar son 14 yılın anlamını çok iyi biliyorlar” dedi.
Erdoğan, hükümetler değişse de iktidarını koruyanların 2002’den beri gerçekleşen sessiz devrimin anlamını çok iyi bildiklerini söyleyerek, “Yarım asırdır Avrupa kapılarında sığıntı, pısırık, güçsüz bir Türkiye isteyenler cumhurbaşkanı sisteminin ne demek olduğunu çok iyi farkındalar. İlk defa bu saldırılarla karşılaşmıyoruz. Suikast girişiminden darbe girişimine birçok tehlikeye maruz kaldık. Vesayet güçleriyle, manşetlerle çarpışa çarpışa bu günlere geldik. Hukukun ayaklar altına aldığı kapatma davalarının bizi yıldırmasına asla izin vermedik. Birileri çıkıyor bu sistem parlamentoyu fesheden sistemdir. Sıfatı avukat. Bunları anlamak mümkün değil. Dürüst ol, internet sitelerinde dolaşma suretiyle bu yalanları söylemeyin. Ana muhalefetin başındaki zatın bu yalanlarına alıştık. Siz aynı lafları etmeyin. Güya okumuşsunuz. Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok, böyle bir süreç içerisinde bir seçim yenilemesine, erken seçime gitme talebi olursa kendisinin seçimi yenilecektir, aynı zamanda parlamentonun seçimi yenilecektir. Yalanlardan bıktık. Çift dikiş gidiyorlar. Son günlerde Avrupa’da yaşananlar ülkemize, davamıza karşı yürütülen mücadelenin yeni safhaya geçtiğini gösteriyor. Maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Maskeli balo sona erdi. Diplomasiyi bile bir kenara bıraktılar. Güçlenen Türkiye’ye duydukları nefreti artık saklamıyorlar. Ülkemize, milletimize, hatta tüm Müslümanlara duydukları hıncı, nefreti her gün TV’den, gazete manşetlerinden adeta kusuyorlar. Çünkü bunlar 16 Nisan’ın içerideki taşeronlara havale edilmeyecek kadar önemli ve kritik bir gün olduğunu biliyorlar. 16 Nisan’da sadece Türkiye’nin yönetim sisteminin değil, yıllardır istismar ettikleri düzenin yıkılmayla karşı karşıya olduğunu çok iyi biliyorlar. Tek adam, tek adam, tek adam. O zaman Gazi Mustafa Kemal’e hakaret ediyorsun” dedi.