Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Onur Ciddi, Hukuki statüsü ortak bir mutabakat ile belirlenemeyen ancak adı hakkında belirli bir aşamaya gelinmiş olan Hazar Denizi’nin hukuki statüsünün belirlenmesi sorunu üzerine kaleme aldığı kitap Yakın Doğu Üniversitesi Yayınları arasına girdi.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü’ne açıklamalarda bulunan Araşt. Görv.Onur Ciddi ; ”Hukuki statüsü ortak bir mutabakat ile belirlenemeyen ancak adı hakkında belirli bir aşamaya gelinmiş olan Hazar Denizi, Güneydoğu Avrupa ile Asya kıtasının birleştiği yerde, su yüzey alanı 386.400 km2 olan dünyanın en büyük iç su havzasıdır. Doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan Hazar, kuzeyde Kazakistan ve Rusya, güneyde İran, batıda Azerbaycan ve doğuda Türkmenistan’ la çevrelenmiş olmasıyla jeopolitik açıdan da çok önemlidir”dedi.
Hazar’ın Statüsünün Belirlenmesi, Çıkarları Açısından Başta Kıyı Devletleri Olmakla Beraber Birçok Devlet Açısından Önemli Bir Sorunu Oluşturmaktadır.
Hazar’ın statüsünün belirlenmesi, çıkarları açısından başta kıyı devletleri olmakla beraber birçok devlet açısından önemli bir sorunu oluşturmakta olduğunu vurgulayan Onur Ciddi, özellikle Sovyetler Birliğinin dağılmasından önce SSCB ve Pers (İran) İmparatorluğu arasında yapılan anlaşmalar doğrultusunda Rus-İran Denizi olarak adlandırılan Hazar, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla çözülmesi güç bir mesele haline geldiğini belirterek, zira Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarını kazanan ve Hazar’a kıyıdaş olan devletler burada kendilerine ait bir enerji stratejisi uygulamak istemişlerdir dedi.
Bu aşamada ‘’Petrol Denizi’’ olarak anılan Hazar’ın sınırlarının belirlenmesi bu sorunun temel hukuki boyutunu oluşturmakta ve kıyı devletleri bu sınırların belirlenmesi yolunda kendi argümanlarını ileri sürmektedir. Bu açıdan kıyı devletlerinin hangi hukuki dayanakla, neleri ileri sürdükleri bu sorunun çözülmesi açısından önemli bir yer tutmaktadır.
Çalışmamızda Hazar’ın hukuki statüsünün belirlenmesi açısından tarihte yapılan anlaşmalardan başlayarak uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl bir çözüme kavuşturulacağı incelenmiş ve sorunun çözümüne dair birtakım sonuçlara ulaşılmıştır.”