Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ta çözümün zamanının geldiğini ve 50 yıldır süren müzakerelerin artık bir yere bağlanması gerektiğini söyledi.
Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’le aynı yaş kuşağının insanları olduğunu hatırlatarak, Kıbrıs sorununa çözüm çabalarının artık bu neslin son denemesi olduğunu yineledi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise enerjilerini çözüme harcamak istediklerini vurgulayarak hem KKTC’nin kendi içinde hem de Türkiye ile KKTC arasında süreçle ilgili atılacak adımlar ve izlenecek yolla ilgili tam bir mutabakat olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, “Kıbrıs konusunda şu an önümüzde A planı var, Kıbrıs’ta çözüm süreci… Biz tamamen buna odaklandık. Bu süreç olumlu ya da olumsuz sonuçlanmasına odaklandık. Olmazsa B ve C planına bakarız… Şimdi önemli olan A planını işletmektir” dedi.
ORTAK BASIN TOPLANTISI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı’ndaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Akıncı konuşmasına Şırnak’ta şehit düşen askerler için Türkiye’nin üzüntüsünü derinden paylaştığını belirterek başladı ve Çavuşoğlu vasıtasıyla Türkiye’ye başsağlığı dileklerini iletti.
Bugün ilk önce heyetler arası görüştüklerini, daha sonra Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı’nın da katılıp, ardından muhalefet parti başkanlarıyla süreci değerlendirdiklerini anlatan Akıncı, son dönemlerde Meclis’teki partilerle ve Türkiye’deki yetkililerle iyi bir diyaloğun oluştuğunu aktardı.
Son gelinen aşamada, aynı noktada buluşulduğunu kaydeden Akıncı, artık Kıbrıs’ta çözüm vaktinin geldiğini ve 50 yıldır süren müzakerelerin bir yere bağlanmasının şart olduğunu söyledi.
Buna karşılık ön koşullarla bir sürecin ilerletilmesini mümkün olmadığını kaydeden Akıncı, son müzakerelere Rum tarafının ön koşulla geldiğini ve bugün hâlâ aynı noktada bulunduğunu anlattı.
“ÇÖZÜM ODAKLI DEĞİL”
Rum tarafınca sergilenen tavrın, 11 Şubat 2014 mutabakatına ve Cenevre deklarasyonuna da aykırı olduğunu kaydeden Akıncı, bunun çözüm odaklı da olmadığını ifade etti.
11 Şubat 2014 belgesinin, 6 başlığın tümünün ilintili konuşulmasını öngördüğünü belirten Akıncı, Türk tarafının bu anlayışa hep sadık kaldığını, bugün bir kez daha KKTC ve TC’nin ayı noktada olduğunun saptandığını ifade etti.
“CENEVRE’YE ÖN KOŞULSUZ GİTMEYE, HER KONUYU GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ”
Akıncı, “Biz Cenevre’ye ön koşulsuz gitmeyi her konuyu görüşmeye hazırız. Tüm başlıkları ile. Ama ‘Filan başlığı öne çıkaralım, önce güvenlik ve garantileri halledelim, toprağı bitirelim, sonra diğer 4 başlığa bakarız’ demek mutabakatlara aykırıdır ve bizi bir sonuca götürmez” ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreteri Guterres’in davetine ve Rum liderle 4 Haziran’da New York’ta bir araya gelmeye olumlu yanıt verdiklerini hatırlatan Akıncı, olumlu yaklaşımın yansımasını Rum tarafının da göstermesi ve ön koşulsuz ve mutabakatlara bağlı kalarak Türk tarafıyla bir araya gelmeyi ve Cenevre’de buluşmayı kabul etmesi gerektiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, kendisinin de Anastasiadis’le aynı yaş kuşağının insanları olduklarını söyleyerek, bu neslin artık çözüm için son şansı olduğunu belirtti ve büyük resme odaklanılmasının başarıyı getireceğini ifade etti.
“UMARIM SAYIN ANASTASİADİS DE BENİMLE AYNI NOKTADA OLUR”
Niyet ve iradenin söz konusu olduğunu ve Türk tarafının bu iradeyi göstermeye hazır olduğunu vurgulayan Akıncı, çözümün sadece Kıbrıslıları değil bölgede, Doğu Akdeniz’deki enerji işbirliği alanı, TC-Yunanistan ve TC-AB ilişkilerini de olumlu yönde etkileyeceğini söyledi ve Rum lider Anastasiadis’in de kendisiyle aynı noktada olmasını diledi.
Akıncı, Çavuşoğlu’na yapıcı tutumu için teşekkür etti.
ÇAVUŞOĞLU: “ENERJİMİZİ ÇÖZÜME HARCAMAK İSTİYORUZ”
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuğoğlu da Şırnak’ta helikopter kazasında şehit olanlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Kıbrıs müzakere sürecinde yer yer tıkanma ve aralar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, her seferinde KKTC ile birlikte olduklarını, Rum tarafının süreci baltalamak için attığı adımlardan sonra müzakere sürecinin devamının Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin yapıcı yaklaşımı sayesinde olduğunu anlattı.
Çavuşoğlu, 11 Şubat 2014 belgesi ve parametreleri ile 12 Ocak 2017 Cenevre sonuç bildirgesinin parametrelerini sulandıran önerilerde bulunmanın süreci baltalayacağı gibi; bunları öne sürerek iç siyasete oynamanın da tüm tarafların enerjisini boşa harcayan “beyhude çabalar” olduğunu dile getirdi.
“Enerjimizi çözüme harcamak istiyoruz” diyen Çavuşoğlu, iç politik kaygılardan kaynaklanan çıkar peşinde koşmamak gerektiğini söyleyerek, Rum tarafının amacının, kabul edilmez ön şartları ortaya koyarak eğer bir sonuç sağlanmazsa suçu Türk tarafına atmak olduğunu vurguladı.
Hem Türk tarafı hem dünyanın bunu çok iyi gördüğünü belirten Çavuşoğlu, Rum tarafının bu çabalardan vazgeçmesini istediklerini, bunların iyi niyetli çabalar olmadığını ifade etti.
İç politika kaygılarından dolayı mutabakatlara rağmen Türk tarafının siyasi eşitliğini inkâr eden açıklamaların da süreci olumsuz etkileyen kabul edilemez açıklamalar olduğunu kaydeden Türkiye Dışişleri Bakanı, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin hiçbir ön şart olmadan Cenevre’ye gitmeye hazır olduğunu söyledi.
“ÖN KOŞULLARI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
BM nezdinde de bu düşünceleri paylaştıklarını anlatan Çavuşoğlu, bunun Türkiye’nin tüm muhataplarına söylendiğini ve ön koşulları kabul etmenin mümkün olmadığını açıkladı.
HİDROKARBON… “RUM TARAFI SÜRECİ BALTALAYACAK BU ADIMDAN VAZGEÇMELİ”
Çavuşoğlu, “Her şartta KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olmaya devam edeceğimizi bir kere daha vurgulamak isterim. Rum tarafının tek taraflı gerçekleştirmeyi planladığı hidrokarbona yönelik adımlar hem çözüm çabalarını baltalayacak hem de bölgede gerilimlere yol açacaktır. Rum tarafı tek taraflı ve süreci baltalayacak bu adımlardan vazgeçmelidir” şeklinde konuştu.
“TAM MUTABAKAT VAR”
Süreçle ilgili atılacak adımlar ve izlenecek yolla ilgili hem KKTC’nin kendi içerisinde, hem de TC ile KKTC arasında tam bir mutabakat bulunduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Akıncı’ya yapıcı tavrı ve işbirliği için teşekkür etti.
SORULAR
Akıncı ve Çavuşoğlu, ortak basın toplantılarında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
“4 Haziran tarihinin artık müzakerelerde son bir şans denemesi olacağı ve iki liderin New York’taki toplantısının Cenevre’yle sonuçlandırılmazsa ne tür adımlar atılacağının” sorulması üzerinde Akıncı, iyi niyetle ve sonuç almak için New York’a gidileceğini, Kıbrıs Türk tarafının zemininin sağlam olduğunu ve ne istediğini bildiğini söyledi.
Daha önce varılan mutabakatlara uygun şekilde sonuç almaya odaklandıklarına işarete eden Akıncı, New York’un BM Özel Danışmanı Eide’nin mekik diplomasisinin sonuç vermediği için gündeme geldiğini ve bunun beklenen olasılıklardan biri olduğunu ifade etti.
“BAŞARISIZLIK ÜZERİNE VARSAYIM YAPMAK DOĞRU DEĞİL”
New York’un sonuç üretmesini hedeflemek zorunda olduklarını kaydeden Akıncı, şimdiden pazar akşamı yapılacak yemeğin başarısızlığı üstünden varsayım yapmanın doğru olmayacağını, kendi beklentisinin ve arzusunun Rumların ön koşullardan vazgeçmesi olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Tavırlarının ön koşul olmadığını anlamak istemeyen bir tek kendileri kaldı” şeklinde konuştu ve pazar akşamını bekleyip, daha sonra sonucu her düzeyde değerlendireceklerini aktardı.
Mevlüt Çavuşoğlu da aynı soruyu, süreçte tıkanma olduğunu, bir önceki Cenevre sonuç bildirgesinde sürecin Adada iki tarafın müzakereleri sürdürmesinin gerekliliğinin belirtilmesine rağmen, 4 konuda hiç yakınlaşma ve kapanma olmadığını söyleyerek yanıtladı.
“NEW YORK’A GİDİP, OLACAK VEYA OLMAYACAK KARAR VERMEMİZ GEREK”
Çavuşoğlu “Artık Cenevre’ye gidip, olacak veya olmayacak karar vermemiz gerekiyor. İlelebet böyle gitmemeli. Son fırsat penceresi… Biz ön şart koymuyoruz. Beklentimiz Rumların ön şartı kaldırıp Cenevre’ye gitmesi. Genel Sekreterin görevini en iyi şekilde yapacağına inanıyorum” dedi.
“HİDROKARBON KONUSUNDA BİZİM DE ATACAĞIMIZ ADIMLAR OLACAKTIR”
18 Temmuz’da Rum tarafının Total şirketine yaptıracağı hidrokarbon araştırmalarının hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm mesajlarda Rum kesimini, şirketleri ve şirketlerin merkezi olan ülkelerdeki muhataplarını uyardıklarını ve çözüm olmadan Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerine alet olmamalarını istedikleri hatırlattı.
Tek taraflı adımların süreci olumsuz etkileyeceğini, gerginliğe yol açacağını ve Kıbrıs Türk tarafının Ada açıklarındaki haklarını görmezden gelen bir yaklaşım olacağını anlatan Çavuşoğlu, “Bu tek taraflı adımlardan vazgeçmezlerse TC olarak atacağımız adımlar olacaktır… Arzumuz Rum tarafının tek taraflı adımlardan vazgeçmesidir” diye konuştu.
“Adada Türk askeri varlığı olmadan bir çözüm mümkün müdür?” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Çavuşoğlu, her konuda anlaşma olmuş ve garanti ve güvenlik konularında sorun varmış ve bunun sorumlusu da TC’ymiş gibi davranılmasının doğru olmayacağını kaydetti.
“ADADA SORUN OLMAMIŞSA TÜRK ASKERİNİN SAYESİNDEDİR”
Çavuşoğlu “Sıfır asker, sıfır güvenlik” diyerek olmayacağını, bunun günün şartlarına adapte edilebilmesinin ancak 5’li konferansla olabileceğini kaydederek, bugüne kadar Adada bir sorun yaşanmamışsa bunun Türk askeri varlığı sayesinde olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı da aynı soruya karşılık, güvenlik ve garanti konusunun geçmişte hiçbir müzakere döneminde konu olmadığını, ilk defa KKTC ve TC’nin “diğer konular gibi onu da konuşalım” dediğini söyledi.
“SIFIR ASKER SIFIR GÜVENLİK DENİRSE KONUŞULACAK BİRŞEY KALMAZ”
Bugünün gerçeklerine uyarlanabilecek konuların tartışılabileceğini, hatta tartışılmaya başlandığını anlatan Akıncı, 49 yıldan bu yana ilk defa 5’li konferans toplandığını fakat toptancı yaklaşımlarla “Sıfır asker sıfır güvenlik” denilmesi halinde konuşulacak bir şey kalmayacağını bildirdi.
AKINCI: “SAYICA AZ KIBRISLI TÜRKLERİN DAHA ÇOK GÜVENLİK KAYGISI VARDIR”
Olaylara gerçekçi ve makul düzeyde yaklaşılması gerektiğini anlatan Akıncı, “Son 2 yılda biz bir ilke koyduk: Bir tarafın güvenlik ihtiyacının karşılanması diğer taraf için tehdit algısı oluşturmamalı. Burada makul olanı arayıp bulmak lâzım. Endişe içinde olan sadece Rum toplumu değil, bu adada sayıca az olan Kıbrıslı Türklerin daha fazla güvenlik ihtiyacı vardır. Kıbrıs’ta bir çözüm her iki tarafın da eşitliği, özgürlüğü ve güvenliğini içermelidir” dedi.
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Kıbrıs Türk halkının eskisinden daha fazla güvenlik ve garantiye ihtiyacı olduğu görüşüne katıldığını belirterek, özellikle Kıbrıslı Türklerin Güney’de karşılaştığı bazı olayların ve bunlarla ilgili süreçlerin işlememesine işaret etti.
Çavuşoğlu başka bir soruya karşılık da Kıbrıs konusu, Ege ve Yunanistan’la ikili konular hakkında her zaman en üst düzeyde görüşmeleri sürdürdüklerini ve diplomasiyi sonuna kadar işletmek kararlılığında olduklarını söyledi.
“ŞU AN ÖNÜMÜZDE A PLANI VAR”
Çavuşoğlu, “Kıbrıs konusunda şu an önümüzde A planı var, Kıbrıs’ta çözüm süreci… Biz tamamen buna odaklandık. Bu sürecin olumlu ya da olumsuz sonuçlanmasına odaklandık. Olmazsa B ve C planına bakarız… Şimdi önemli olan A planını işletmektir” diyerek sözlerini tamamladı.