Dünyanın en fazla baskıya, haksızlığa uğrayan azınlıklarından biri Myanmar’daki (eski adıyla Burma) Arakanlı Müslümanlardır. 2009’da BM sözcüsü, Arakanlı Müslümanları “büyük olasılıkla dünyada en az dostu olan insanlar” diye nitelemişti. Myanmar’ın nüfusu 53 milyon civarında. Bu nüfusun büyük çoğunluğu Budist. Müslümanların sayısı aşağı yukarı 1.1 milyon. Yoğun olarak Arakan eyaletinde yaşadıkları için Arakanlı Müslümanlar veya Rohingya olarak biliniyorlar. 1982’de çıkarılan bir yasayla Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık verilmesi için atalarının 1823’den önce bu ülkede yaşadığını ispatlamaları şartı getirildi. Hükümet onları “Bangladeşli yasadışı göçmenler” olarak görüyor ve kendilerine vatandaşlık vermiyor. 50 yıldan fazla süren askeri diktatörlükten sonra seçimle işbaşına gelen Nobel ödülü sahibi lider Aung San Suu Kyi, Arakanlı Müslümanlar konusunda suskun. Bu suskunluk kabul edilemez. Haklı gerekçesi olamaz. 2012’deki şiddet olaylarından sonra 120 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş ve diğer bölge ülkelerine sığındı. 2015’te de büyük çaplı göç oldu. Bangladeş’teki Arakanlı göçmenlerin sayısı 400 bin civarında. Malezya’da 55 bin civarında Arakanlı göçmen var. Tayland ve Endonezya’ya da göç var. Maalesef son günlerde Arakan’dan yine kötü haberler geliyor. Hem kendi ülkelerinde, hem de komşu ülkelerde istenmeyen bu insanların trajedisi konusunda dünya ne yapacak?
Bazı Arakanlı Müslümanlar şiddet yolunu seçti. Güvenlik güçlerinin buna cevabı çok sert oldu. Çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği, göçe zorlandığı haberleri geliyor. BM son gelişmeler sonrasında 80 bin civarında Arakanlı çocuğun açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu duyurdu. Kanayan bu yaraya çözüm bulunmazsa durum daha da kötüleşecek. Üzerinde çok konuşulmasa da dünya Arakanlı Müslümanların sorunlarını biliyor. Şubat ayında BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından yayınlanan raporda Myanmar ordusu ve güvenlik güçleri sert bir şekilde eleştirilmişti. Raporda ordu ve polisin 90 bin insanı göçe zorladığı, çok sayıda erkek, kadın, çocuğun öldürüldüğü belirtilmişti. Son gelişmeler karşısında Avrupa Birliği Sözcüsü “Arakan’a gözümüz kapalı değil” açıklaması yaptı. Türkiye, konuyu BM’ye taşıma mesajı verdi. Güneydoğu Asya ülkeleri birbirlerini pek eleştirmezler ama nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Endonezya, Malezya, Bangladeş gibi ülkeler bu konuda Myanmar’a eleştiriler yöneltiyorlar. ASEAN ülkelerinin bu konuda daha yoğun çaba harcamaları, daha aktif olmaları lazım. İslam ülkelerinin de seslerini daha güçlü duyurmaları şart.
Kasım ayında Myanmar’ı ziyaret edecek olan Papa Francis’in Arakanlı Müslümanlar konusunu Aung San Suu Kyi ile görüşmesi bekleniyor. Papa, Arakanlı Müslümanlar konusunda Myanmara’a sert eleştiriler yöneltiyor. Yaptığı son Pazar konuşmasında “Arakanlı kardeşlerimizin dini azınlık olarak uğradığı baskılarla ilgili raporlardan” duyduğu üzüntüyü dile getirmişti. Papa’nın bu çıkışları hem Arakanlı Müslümanlarla dayanışma, hem de dinler arası diyaloğun güçlenmesi açısından önemli ve olumlu. Konunun dünya gündemine taşınması, duyulması, bilinmesi açısından da önemli.
Arakanlı Müslümanların durumu öncelikle insani bir krizdir. Bu kriz uzun zamandan beri devam ediyor. Bu insanların korumaya ve yardıma ihtiyaçları var. Sorunun insani yönü ile birlikte dini, etnik, kültürel kimlik, tarih yönünün unutulmaması gerekir. Karmaşık bu sorunun öncelikle Myanmar tarafından çözümlenmesi gerekiyor. İşe Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık hakkı vermekle başlanabilir. Çoğunluk-azınlık ilişkilerinin sağlıklı ve barışçı bir temele oturtulması gerekiyor. Şiddet kullanımının reddedilmesi ve barışçı çözümler aranması şarttır. Şiddet şiddeti getirir. Çıkış yolu değildir. Bazı Arakanlı Müslümanların şiddete yönelmeleri radial İslamcı grupların işine gelecektir. Konunun bu yönü de önemli.
Maalesef Arakanlı Müslümanlar sorununun çözümü konusunda en azından şimdilik iyimser olmak zor. Dünyanın bu konuya daha fazla önem vermesi, dünya basınının konuyu daha fazla işlemesi önemli. Myanmar üzerinde gerekli baskı oluşturulmadıkça adım atmayacağı görülüyor. Bu nedenle diplomatik çabaları artırmak gerek. Bakalım Arakanlı Müslümanların çığlığını dünya ne kadar duyacak? Somut adımlar atılacak mı? Sadece açıklama yapmak yeterli olmuyor.