2017 yılının sonuna geldik. Ortadoğu dünyayı en çok meşgul eden bölgelerden biri. Savaşların, istikrarsızlığın, ciddi sorunların yaşandığı, büyük ve bölgesel güçlerin yarıştığı bir bölge. 2017 yılında Ortadoğu’da önemli gelişmeler nelerdi? Bunları kısaca hatırlamakta yarar var. 2017’de yaşananlar 2018’in neler getireceğine de ışık tutabilir.
Konuya sondan başlayalım. Ortadoğu’da 2017 yılının sonuna damgasını vuran ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararı oldu. İsrail-Filistin barışını sağlama iddiası ile yola çıkan Trump Kudüs kararı ile durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. ABD’nin Ortadoğu’daki nüfuzunu azalttı. Rusya, Fransa gibi aktörlerin manevra alanını genişletti. ABD’nin 70 yıllık Kudüs politikasını değiştirmek akıl işi değildi. Nitekim ABD BM Güvenlik Konseyi’nde yalnız kaldı. “Parayı keserim” tehditlerine rağmen BM Genel Kurulu’nda güçlü bir tokat yedi. Hezimete uğradı. 2017, ABD’nin Ortadoğu’da tutarlı bir politika izlemediği ve liderlik rolünün zayıfladığı bir yıl oldu. Bunun 2018’de de ciddi sonuçları olacak.
2017’nin Ortadoğu açısından en önemli olayı kuşkusuz IŞİD’in yenilgiye uğratılmasıydı. IŞİD’le mücadele eden güçler bu yıl içinde önemli askeri başarılar elde ettiler. Musul ve Rakka kentleri IŞİD’den alındı. IŞİD’i diğer terör örgütlerinden farklı kılan “devlet” olma iddiasıydı. Şimdi bu sona erdi. IŞİD örgüt olarak varlığını sürdürebilir ama devlet olma iddiasını sürdüremez. Hilafet iddiası buharlaştı. Bundan sonra başka ülkelerde “kurtarılmış bölge” elde etme, propaganda yapma çabalarını sürdürebilir. IŞİD benzeri başka örgütler türeyebilir. Ama Suriye ve Irak topraklarının bir bölümünü kontrol eden örgüt statüsü sona erdi. Ortadoğu’da yaşayan insanlar IŞİD’in yaptıklarını unutmamalı. Teröre karşı mücadelede ciddi bir başarı sağlandı ama maalesef terör tehlikesi ve onunla mücadele sona ermeyecek. 2018’de de terör denince öncelikle Ortadoğu akla gelecek.
2017’de Ortadoğu’da dikkat çeken bir ülke Suudi Arabistan’dı. Hem iç politikası, hem de dış politikası manşetlerdeydi. Veliaht Prens Muhammed Bin Salman içte önemli bir reform programı hazırladı. 2030’a kadar hayata geçirilmesi öngörülen bu program ülke ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarmayı amaçlıyor. Ekonomiyi çeşitlendirmek, genç nüfusa istihdam sağlamak belirli açılımları gerektirir. Kadınlara araba kullanma izni verilmesi, sinemalara uygulanan yasağın kaldırılması gibi kararlar bu yönde atılmış ilk adımlar. Yolsuzlukla mücadele adı altında zengin bazı şahsiyetlerin tutuklanması bir diğer sürprizdi. Yolsuzlukla mücadele mi, yoksa güç mücadelesi mi tartışmaları yapıldı. Şöyle veya böyle Suudi Arabistan’da ciddi bazı değişim belirtileri var. Bu reform çabalarının sonucunun ne olacağını zaman gösterecek. Dış politikada Suudi Arabistan İran’la rekabet, Katar’ı cezalandırma girişimi, Yemen iç savaşına müdahale, Lübnan’a uyguladığı baskılarla gündeme geldi. Lübnan Başbakanı Hariri’nin Suudi Arabistan’da görevinden istifa ettiğini açıklaması, ülkesine dönünce bu kararı geri alması dikkat çeken bir olaydı. Ekonomik gücüne rağmen Suudi Arabistan’ın dış politikada başarılı olduğu söylenemez.
2017’de Suriye’de savaş devam etti ama galiplerle mağluplar üç aşağı beş yukarı belli oldu. Beşar Esad iktidarda kalma mücadelesini kazandı. ABD, Türkiye, Suudi Arabistan gibi aktörler bunu kabul ediyorlar. Muhalefetin gücü, etkisi iyice azaldı. Esad başarısını Rusya’ya, İran’a ve Hizbullah’a borçludur. Tabii Suriye savaşı henüz sona ermedi. Siyasi bir çözüme ulaşmak kolay olmayacak. Ne var ki gidilecek köyün minareleri göründü. Suriyeliler bir süre daha eli kanlı Esad tarafından yönetilecek. Rusya ve İran’ın çıkarları bunu gerektiriyor. Suriye halkının çıkarları demokratik bir sistem kurulmasından yana ama bu yakında gerçekleşeceğe benzemiyor.
Ortadoğu’nun en iddialı ülkelerinden Türkiye 2017’yi iç sorunlarıyla uğraşarak, Batı ile kavga ederek, Rusya’ya yaklaşarak geçirdi. Suriye politikası başarısız olan Türkiye sonuçta hedef daraltarak Rusya ve İran’la işbirliği yapmaya başladı. NATO üyesi Türkiye’nin Avrupa, ABD ile kavgaları, gerginlikleri yıl boyu devam etti. Türkiye giderek Batı’dan uzaklaşıyor. S-400 füzleri alımı Rusya ile dirsek temasının simgesi. Ortadoğu hayalleri gerçekleşmeyen Türkiye şimdi sınırlarına duvar çekerek kendine güvenlik arama peşinde. Bu vizyon AK Parti iktidarının ilk yıllarında ortaya koyduğu vizyondan çok farklı. Bu eğilimlerin 2019 seçimlerine kadar fazla değişmesi beklenmiyor.
Analizimize Yemen’deki savaşı, İran’ın durumunu, Mısır’daki gelişmeleri ve başka konuları ekleyebiliriz ama yerimiz dar. 2017’yi geride bırakırken Ortadoğu sorunlar yumağı olmaya devam ediyor. 2018’de de bol bol Ortadoğu konuşacağız.