Kuzey kıbrıs Türk Cumhuriyeti 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum-Yunan ikilisinin hedeflerinin Kıbrıs adasını Yunan hegemonyası altına almak olduğunu, bölgedeki Rum-Yunan-İsrail ortaklığının pek çok şeyi anlattığını kaydetti.
Niyetlerinin bölgedeki doğalgaza sahip çıkmak ve doğalgaz, petrol ticareti için büyük öneme sahip olan Kıbrıs’ı yutmak olduğunu belirten Eroğlu, “Dolayısı ile Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye’mizi önemli bir süreç beklemektedir. Bu süreçte KKTC’de güçlü, istikrarlı hükümetlerin görev yapması lazımdır” diye konuştu.
Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, Eroğlu “Ulusal Kanal” ile “Aydınlık Gazetesi”nin sorularını yanıtladı.
Seçim sonuçlarını değerlendirmesinin istenmesi üzerine Eroğlu, olgun bir seçim dönemi yaşandığını, partilerin görüşlerini ortaya koyduğunu ve yüzde 66 oranında bir katılımla seçimin gerçekleştirildiğini ifade etti.
Halkın iradesinin ortaya çıktığını dile getiren Eroğlu, halkın kendisinin Onursal Başkanı olduğu Ulusal Birlik Partisi’ne % 35.5 oranında destek verdiğini ve UBP’yi birinci parti yaptığını, ancak ortaya çıkan sonuçların tek partinin iktidar olmasına olanak vermediğini belirtti.
“ÜLKE ÇIKARLARI GÖZETİLEREK BİR KOALİSYON HÜKÜMETİ KURULMALIDIR”
“Dolayısı ile şimdi yapılması gereken ülke çıkarları gözetilerek bir koalisyon hükümeti kurmaktır” diyen Eroğlu, ortaya çıkan tabloya göre ikili ve üçlü koalisyonlar, hatta dörtlü koalisyonlar olabileceğini söyledi.
UBP ile CTP ve UBP ile HP arasında ikili, UBP, DP ve YDP; UBP, TDP ve DP arasında üçlü koalisyonların mümkün olduğunu dile getiren Eroğlu, ayrıca UBP’yi dışarıda bırakan CTP, HP, DP TDP dörtlü koalisyonu üzerinde durulduğunu bildiklerini belirtti.
ERKEN SEÇİM
Erken seçimin mümkün olup olmadığıyla ilgili olarak ise Eroğlu, “Benim ve sanırım halkımızın çoğunluğunun isteği bir hükümetin kurulmasıdır, ancak kurulamazsa Anayasamız uyarınca 60 gün sonrasında yeni bir seçim süreci başlayacaktır” dedi.
KKTC’nin önünde duran sorunların neler olduğu ve neler yapılması gerektiği şeklindeki bir soruyu yanıtlarken de Eroğlu, KKTC’nin epeyce mesafe aldığını, bir topluluk noktasından devlet sahibi bir halk konumuna geldiklerini kaydetti.
Bunun öneminin büyük olduğunu belirten Eroğlu, şunları söyledi:
“Hep vurguladığım üzere, KKTC Devleti bizim görüşme masasında da görüşme sürecinin dışında da en büyük gücümüzdür. Yapmamız gereken devletimize dört elle sarılmak ve Anavatan Türkiye ile kardeşçe ilişkilerimizi geliştirerek haklı davamızda istediğimiz sonuca ulaşmak için çabalarımızı sürdürmektir.
Rum tarafı bizimle devlet yetkisini paylaşmak istemiyor. Rum-Yunan ikilisinin hedefleri Kıbrıs adasını Yunan hegemonyası altına almaktır. Temel hedefleri Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak bizleri Türkiye’nin desteğinden mahrum etmektir. Bölgedeki Rum-Yunan-İsrail ortaklığı pek çok şeyi anlatıyor inancındayım. Niyetleri açıktır: Bölgedeki doğalgaza sahip çıkmak ve doğalgaz, petrol ticareti için büyük öneme sahip olan Kıbrıs’ı yutmaktır. Dolayısı ile Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye’mizi önemli bir süreç beklemektedir. Bu süreçte KKTC’de güçlü, istikrarlı hükümetlerin görev yapması lazımdır.”
DOĞAL GAZ KONUSU
Rum tarafının kendilerinin haklarını hiçe sayarak Doğu Akdeniz’de doğal gaz arayışlarını devam ettirdiğini, buna yanıt verilmesi gerektiğini ifade eden Eroğlu, Türkiye’nin çok doğru bir adım atarak bir sondaj gemisi aldığını, bu sondaj gemisinin gezinti için alınmadığını, Türkiye ve KKTC’nin haklarının mutlaka korunacağının herkese gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Ekonomik olarak da KKTC’nin yeni bir atılım sürecine girmesinin şart olduğunu dile getiren 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye Başbakan Yardımcısı Sayın Recep Akdağ çok doğru bir yaklaşımla ‘Kıbrıs Türk Halkı’nın kişi başına düşen milli gelirini 25 bin dolara yükseltmeyi hedeflediklerini, bunun olması halinde Kıbrıs konusunun kendiliğinden halledilmiş olacağını’ söylemiştir. Bu, benim yıllarca Anavatan Türkiye’ye anlatmaya çalıştığım ve başarmak için uğraştığım noktadır. Kıbrıs Türkü ekonomik olarak güçlü olursa Rum tarafı ile anlaşma olsun da nasıl olursa olsun yaklaşımında olanların propagandaları sonuçsuz kalacaktır. Ekonomi için de istikrarlı ve güçlü hükümet şart.”