Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Türkiye’nin bünyesine kattığı yeni sondaj gemisi Deepsea Metro-2’nin gerekli ön hazırlıkları tamamlandıktan sonra fiili aşamaya geçerek Akdeniz’de kazı çalışmalarına başlayacak olmasının yaşanan gelişmelerin doğal sonucu olduğunu vurguladı.
Burcu yazılı açıklamasında, Türk – Yunan ilişkilerinin gelişmesini de sabote etme pahasına Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in yanlış tutumundaki ısrarı ve son günlerde Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin söz hakkını yok sayarak Kıbrıs’ın kuzeyindeki deniz alanlarında Yunanistan ile tek yanlı olarak sözde Münhasır Ekonomik Bölge koordinat belirleme çalışması gerçekleştireceklerini söylemelerinin, adayı ve bölgeyi yeni gerginliklere sürüklediğini kaydetti.
“Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu sorumsuz ve tek yanlı girişimlerinin ister seçim nedeniyle, ister başka bir nedenle olsun telafi edilemez hasarlara yol açabileceğine” dikkat çekilen açıklamada, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunması yönünde adımlar atılmasının kaçınılmaz bir hal aldığı kaydedildi.
Kıbrıs’ın etrafında bulunan doğal kaynakların ortak zenginlik olduğuna işaret edilen açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin de ilgili raporlarında ifade ettiği gibi bu zenginliklerin her iki toplumun da yararına olacak şekilde, işbirliği içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın öteden beri bunun önemine vurgu yaparak gerek müzakere masasında siyasi olarak, gerekse özel bir komite kurularak meselenin teknik olarak ele alınmasını talep ettiği anımsatılan açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in bu çerçevede yapılan tüm önerileri reddettiği hatırlatıldı.
Kıbrıs’ın etrafındaki zenginliklerin barış için fırsat doğurması gerekirken Anastasiades’in tek yanlı ve yanlış politikalarının, Kıbrıs’taki çözüm arayışları ve bölge için ciddi bir tehdit unsuru olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı, öteden beri Anastasiades’in bu tutumunu hem Birleşmiş Milletler, hem de uluslararası camianın ilgili tarafları nezdinde defaten protesto ederek uyarılarda bulundu” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek yanlı tanınmışlığın fırsatçılığını kullanarak Kıbrıs sorununun çözümünü müzakere masasından başka alanlara kaydırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Rum tarafının, Kıbrıslı Türk muhataplarının bulunmadığı platformlarda, örneğin geçtiğimiz günlerde Roma’da düzenlenen AB’nin Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Dördüncü Zirvesi’nde üçüncü taraflarla Kıbrıs sorunu ile doğrudan ilintili olan “Güvenlik ve Garantiler” gibi konularda yaratmaya çalıştığı oldubittiler, Kıbrıs sorununu çözme çabalarına katkı sağlamadığı gibi, bu çabaları çıkmaza sürüklemektedir.
Bu gelişmelerden hareketle, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunması yönünde adımlar atılması kaçınılmaz bir hal almıştır. Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında varılan ilgili antlaşmalar çerçevesinde ve Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisinin elde ettiği bulgular ışığında, Türkiye’nin bünyesine kattığı yeni sondaj gemisinin (Deepsea Metro-2) gerekli ön hazırlıkları tamamlandıktan sonra fiili aşamaya geçerek Akdeniz’de kazı çalışmalarına başlayacak olması, yaşanmakta olan gelişmelerin doğal bir sonucudur.”