Başbakan ve UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, boşanma davası sürecinde kamuoyunda tartışılan paranın, davayı nihayete erdirebilmek ve her iki tarafın bozulan huzurunu sağlamak için, banka borcuyla alınan bir malın satışıyla bir bankadan aldığı krediye ek olarak ailesi ve yakın arkadaşlarından makul bir sürede geri ödemek kaydıyla aldığı borçla oluşmuş bir rakam olduğunu açıkladı.
“Hakkımda üretilen asılsız iddialar ve atılan iftiraların sahipleri bütün söylediklerini kanıtlamakla yükümlüdürler. Verilemeyecek hesabım yok” diyen Özgürgün, boşanma davasından kaynaklı sorumluluklarının altından kendi imkanlarıyla kalkmasının mümkün olmadığı için ailesinden ve yakın arkadaşlarından destek alarak, boşanmanın tüm külfetini karşıladığını belirtti.
Başbakan ve UBP Genel Başkanı Özgürgün, Kıbrıs Türk halkına hitaben yazılı açıklama yaparak seçim sürecinde hakkındaki iddiaları yanıtladı.
Özgürgün, halkın sığ iddia, itham ve iftiralara itibar etmediğini 7 Ocak’ta sandıkta gösterdiğini kaydetti.
Zorlu bir seçim sürecini başarıyla geride bıraktıklarını ve UBP’nin seçimden zaferle çıkarak halktan yeniden güvenoyu aldığını belirten Özgürgün, seçim sürecinde siyasi fikirler ve seçim bildirgeleri tartışılması gerekirken, şahsına, özel yaşantısına ve o dönemde devam eden boşanma davasına dönük gerçeği yansıtmayan iddialar ve spekülasyonlarla sürecin sabote edilmeye çalışıldığı görüşünü ifade etti.
Özgürgün, kara propaganda çabalarının sonuçsuz kaldığını belirterek, hakkında geliştirilen onca spekülasyon ve iftiraya yanıt vermemeyi tercih ettiğini, hatta genel başkanlığını yürüttüğü UBP’nin yeni dönem projelerini halkla paylaşacağı aynı zamanda diğer partilerin projesizlik ve vizyonsuzluklarını halkın önünde yüzlerine söyleyebileceği en etkili platform olan televizyon canlı yayınlarına bu kararı nedeniyle katılamadığını açıkladı.
“BUGÜN İTİBARIYLA SESSİZLİĞİMİ SONA ERDİRMEYE KARAR VERDİM”
“Başbakan ve bir insan olarak beni yıpratan, üzen, hatta kıran onca asılsız iddiaya karşın sorumluluğumun bilinciyle sessizliğimi korudum” diyen Hüseyin Özgürgün, şöyle devam etti:
“Boşanma davam ve seçim sürecinin aynı zaman dilimine denk gelmesi nedeniyle oldukça yıpratıcı olan bu süreçte herhangi bir açıklamamın gerek hukuk sürecine zarar verme, gerekse de seçim sürecinde art niyetli kesimlerin istedikleri sonucu elde etme tehlikesine rağmen sürdürdüğüm sessizliğimi, seçim öncesinde de belirttiğim üzere bugün itibariyle sona erdirmeye karar verdim.
“YANIT VERME ZAMANI GELDİ”
Bu aşamadan sonra sonuçlanmış bir boşanma davası ve bitmiş bir seçim süreci hasebiyle hakkımda yürütülen haksız spekülasyonlara ve çirkin iddialara öncelikle bir birey, bir yurttaş, bir eş, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve bu ülkenin Başbakanı sıfatıyla yanıt verme zamanının geldiğini düşünüyorum. Netice itibariyle sükût her zaman ikrar demek değildir.”
“ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ KURALININ İHLAL EDİLDİĞİNİ ÜZÜLEREK GÖRDÜM”
Başbakan Özgürgün, boşanma davasının devam ettiği süreçte en temel yurttaşlık haklarından olan özel yaşamın gizliliği kuralının ihlal edildiğini üzülerek gördüğünü belirterek, “Üzüntümü bir kat daha arttıran husus ise, en temel yasal hakların hukukçular eliyle çiğnenmiş olduğu gerçeğidir. Boşanma davasıyla ilgili ortaya atılan parasal değerler ve gayrı menkullerle ilgili iddialarla, gerek şahsımı gerekse de yıllardır hassasiyetle yürüttüğüm siyasi yaşantıma leke sürülmeye çalışılmıştır. Tüm bu mesnetsiz ve amacı malum olan iddiaların yanıtlanması elzem olmuştur” ifadelerini kullandı.
Özgürgün, bu süreçte söz edilen parasal değerlerin, uzun yıllardır milletvekili, bakan veya başbakan maaşıyla biriktirilmesinin mümkün olmadığının aşikar olduğunu ifade ederek ancak bu gerçekliğin, özel yaşantısını kamuoyunun gündemine taşımaktan her zaman imtina eden ve magazin yerine siyaset üretmek için çabalayan bir yurttaş olarak kendisine iftira atılmasını ve imalarda bulunulmasını haklı çıkaramayacağını belirtti.
Başbakan Hüseyin Özgürgün, “Söz konusu kara propagandayı yürütenlerin maksadına, bilerek veya bilmeyerek alet olan bazı gazetecilerin ve yazarların bunca iddia karşısında şahsının neden sessiz kaldığını da düşünmesi, bunun nedenleri üzerine de en az diğer iddialar kadar kafa yormasını beklemenin de hakkı olduğunu” kaydetti.
“DAVAYI NİHAYETE ERDİREBİLMEK İÇİN BORÇLA ALINMIŞ BİR MALIN SATIŞI, BİR BANKADAN KREDİ, AİLEM VE YAKIN ARKADAŞLARIMDAN GERİ ÖDEMEK KAYDIYLA ALDIĞIM BORÇLA OLUŞMUŞ BİR RAKAMDIR”
“Açıklıkla ifade etmek isterim ki; söz konusu miktarlar boşanma davamı nihayete erdirebilmek ve her iki tarafın bozulan huzurunu sağlamak için, banka borcu ile alınan bir malın satışı ile bir bankadan aldığım krediye ek olarak ailem ve yakın arkadaşlarımdan makul bir sürede geri ödemek kaydıyla aldığım borç ile oluşmuş bir rakamdır” diyen Özgürgün, söz konusu boşanma davasından kaynaklı bu sorumlulukların altından kendi imkanlarıyla kalkmasının mümkün olmadığı için ailesinden ve yakın arkadaşlarından destek alarak, boşanmanın tüm külfetini karşıladığını açıkladı.
“KANITLAMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER… VERİLEMEYECEK HİÇBİR HESABIMIN OLMADIĞININ BİLİNMESİNİ İSTERİM”
Özgürgün, “Bu süreçte, hakkımda üretilen asılsız iddialar ve atılan iftiraların sahipleri bütün söylediklerini kanıtlamakla yükümlüdürler. Bunun aksi, onları müfteri olarak bu toplumun yüzüne bakamayacak hale getirir. Bu ülkenin Başbakanı olarak her türlü soruşturmaya açık olduğumu ve verilmeyecek hiçbir hesabım olmadığının bilinmesini isterim. Buna karşılık hakkımda yapılan ve bir demokratik sürecin yönünü değiştirmeye yönelik asılsız iddiaların kanıtlanmaması durumunda hukuki haklarımı korumak için gerekli yollara başvurmaktan asla çekinmeyeceğimin bilinmesini isterim” ifadelerini kullandı.
Başbakan Hüseyin Özgürgün, “toplumun güvenini kaybetmiş, projeleri, politikaları, vizyonları halk tarafından çöpe atılmış, siyasi olarak kaybetmeye mahkum kesimlerin oy kaygısıyla insanlık onuru ile oynamaktan bile çekinmeyen zihniyetlerin siyaseti düşürdükleri seviye nedeniyle onlar adına da hicap duyan bir siyasetçi olarak; halkın asılsız iddialar, iftiralar ve spekülasyonlara en doğru yanıtı sandıkta vermiş olduğunu görmenin mutluluğunu yaşadığını” belirtti.
“HALK İFTİRALARA İTİBAR ETMEDİĞİNİ SANDIKTA GÖSTERDİ”
Halkın, tüm siyaset dışı, kişilerin özel yaşantısına dayanan, sığ iddia, itham ve iftiralara itibar etmediğini 7 Ocak’ta sandıkta gösterdiğini kaydederek “İftiracı odakların Kıbrıs Türk halkının aile, ahlak, kültür anlayışı ve zekasıyla alay edemeyecekleri gibi, bu yolla siyasi kazanım sahibi da olamayacaklarını öğrenmiş olmalarını temenni ediyorum” dedi.
Hüseyin Özgürgün, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Sıradan bir yurttaş, bir ağabeyiniz, kardeşiniz, evladınız, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün olarak bu zorlu süreçte yanımızda olan, dedikodulara, iftiralara, çirkin yalanlara itibar etmeyerek siyasi olgunluğunu koruyan tüm halkımıza ve bu zorlu süreçte birbirimize kenetlendiğimiz Ulusal Birlik Partililere sonsuz teşekkürlerimi sunarım.”
