Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü ve İsrail uzmanı Doç. Dr. Umut Koldaş tarafından hazırlanan alan analiz raporu İsrail’in yeniden yapılanan Suriye’de yürütmekte olduğu güvenlik politikalarının etkinliğini ve geleceğini İsrail perspektifinden inceliyor.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Yakın Doğu Üniversitesi Yayınları, Yakın Doğu Enstitüsü Raporları Serisinden çıkan ve editörlüğünü Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş, Yakın Doğu Enstitüsü Danışmanı Ercan Çitlioğlu ve Yakın Doğu Enstitüsü Bilimsel Yayınlar Koordinatörü Dr. Mustafa Çıraklı’nın yapmış olduğu rapor, Suriye krizi bağlamında İsrail’in güvenlik çıkarlarını, önceliklerini ve kaygılarını yerel, bölgesel ve uluslararası dinamiklere atıfla değerlendiriyor. Yakın Doğu Enstitüsü tarafından hazırlanan alan analiz raporlarının dokuzuncusu olan ve Suriye’de Arap Baharı kalkışmaları sonrasında yaşanan gelişmeleri İsrail perspektifinden değerlendiren raporda İsrail’in Suriye Dış Politikasının Temel İlkeleri, Suriye Krizi bağlamında İsrail Suriye ilişkilerinin tarihsel arkaplanı, Suriye Krizi bağlamında İsrail’in güvenlik çıkarlarına yönelik fırsatlar ve tehditler, İsrail ile Suriye içindeki ve dışındaki silahlı dini grupların ilişkileri, Suriye Krizi bağlamında İsrail’in İran, ABD, Rusya, ve Çin ile İlişkileri, İsrail’in Suriye krizindeki olası rolü ve Suriye’nin geleceği bağlamında güvenlik öncelikleri ve İsrail açısından Suriye’de gelecek senaryoları konu başlıkları irdeleniyor.
Doç. Dr. Koldaş: Suriye’de Yönetilebilir Bir Bölünmüşlük İsrail Güvenliği Açısından Büyük Fırsatlar Sunuyor.
Son dönemde Arap dünyasında gerçekleşen kalkışmalar ve çatışmalar bölgede sosyo-ekonomik, politik ve kültürel yeniden yapılanma sürecini tetiklediğine dikkat çeken Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü ve Raporun yazarı Doç. Dr. Umut Koldaş bölgede oluşagelen yapısal ve yapı-içi dönüşümlerin Suriye gibi Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin bir nevi yeniden inşa sürecine girmesine yol açacak derin etkiler yarattığının altını çizdi. Raporda detaylarıyla tartışıldığı üzere Suriye’nin geleceği bağlamında çok kapsamlı değişimlere neden olabilecek bu gelişmelerin İsrail’in gerek bu ülkeye gerekse tüm bölgeye yönelik dış politika öncelikleri ve güvenlik endişeleri açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Koldaş , “İsrail güvenlik yapılanması içinde Esad’ın gitmesi yönünde bazı çevrelerin hevesli çağrılarına rağmen, Suriye krizinin mevcut aşamasında, İsrail’in güvenlik çıkarları için en iyi durum senaryosu, Suriye karışıklığında güç merkezlerinin “yönetilebilir bölünmüşlüğünün” devamı olarak görünmektedir. İsrail bu merkezler arasındaki güç, çıkarlar ve güvenlik matrislerini çok iyi bir şekilde analiz edip bu merkezlerin kendi aralarındaki mücadelelere odaklanmalarını ve İsrail’e saldırmamalarını sağlamaya çalışmaktadır. Zira bu gruplar Suriye içinde süregiden güç mücadelesiyle meşgul oldukları sürece İsrail açısından varoluşsal bir tehdit oluşturmayacaklardır. Bu anlamda İsrail radikal grupların bölünmüşlüğünü destekleyerek ve yöneterek İsrail karşıtı radikal bir blokun ortaya çıkmasını önlemektedir.” dedi.
Koldaş: Suriye’de Bölünmüşlüğün Kaotik Bir Şekilde Merkezsizleşmesi Krizin İsrail Güvenlik Çıkarları Doğrultusunda Yönetilebilirliğini Zorlaştırır.
Suriye’de önemli bir yeniden inşa ve dönüşüm sürecinin yaşandığı bir dönemde İsrail’in önemli bir aktör olarak bu yapılanmada rol oynadığına işaret eden Koldaş, Suriye içindeki bölünmüşlüğün kontrol edilemez bir hal almasının bölgede güvenlik çıkarı olan her ülke gibi İsrail’i de olumsuz etkileyeceğine vurguda bulunarak “Her ne kadar radikal gruplar arasındaki bölünmüşlük İsrail açısından kısa ve orta vadede faydalı gibi görünse de, bu grupların kaotik bir şekilde merkezsizleşmesi ve kendi kendini idame/idare eden şiddet odaklı hücre yapılanmalı örgütler şeklinde varlıklarını sürdürmeleri krizin İsrail güvenlik çıkarları doğrultusunda yönetilebilirliğini zorlaştırabilecektir. Bu nedenle İsrail, Suriye’de kendi güvenlik çıkar ve öncelikleri bağlamında uygulanabilir alternatif bir idari yapılanma oluşuncaya kadar Esad rejiminin ülkedeki yönetilebilir bölünmüşlüğün denge unsurlarından biri olarak varlığını sürdürmesini tercih edecektir. Zira Ortadoğu’nun yeniden yapılanmakta olduğu bu süreç içinde özellikle kısa vadede İsrail’in temel önceliklerinden biri Suriye’de kendisi açısından yönetilebilir bir bölünmüşlüğü kalıcı kılmaya çalışmak olacaktır.”dedi.