Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in “Kıbrıs Türk tarafının Doğu Akdeniz’deki zenginliklerden haklarını feda etmek istediği” yönündeki iddialarını yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi ısrarla enerji politikaları denklemi dışında tutmaya çalışmanın yanlış bir strateji olduğunu ve barışa hizmet etmediğini belirterek, “Kıbrıs Rum tarafı, bu yalın gerçekliği, uyarılarımıza rağmen ısrarla görmezden gelmektedir” dedi.
“ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞMA…”
“Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı’nın çalışmaları her zaman çözüm odaklı ve her iki toplumun meşru haklarını korumaya dönük olmuştu” diyen Burcu, “Kendisi, çözüm sürecini tehlikeye atabilecek muhtemel gelişmeleri de önceden tespit edip tedbir almaya çalışmıştır” ifadesini kullandı.
Burcu şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımız 11 Mayıs 2015 akşamı Sayın Anastasiadis ile gerçekleştirdiği daha ilk buluşmasında Akdeniz’deki doğalgaz arama çalışmalarının herhangi bir gerginliğe neden olmaması gerektiğini Sayın Anastasiadis’e anlatmış ve tek yanlı arama ve kazı faaliyetlerinin devam etmemesini istemiştir. Devamı halinde doğacak gerginliklerin çözüm çabalarını da olumsuz etkileyebileceğinin uyarısında bulunmuştur; 15 Mayıs 2015 tarihinde müzakereler resmi olarak başlarken, öncesinde buna ilişkin bir anlayış birliği de sağlanmıştır.”
“KIBRIS’IN VE BÖLGENİN YARARI”
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın enerji kaynakları konusunda bir bütün olarak Kıbrıs’ın ve aynı zamanda bölgenin ortak yararını gözetmekte olduğunu vurgulayan Burcu, ülkeye ve bölgeye istikrar getirebilecek en uygun anlayışın bu olduğunu kaydetti.
“Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi ısrarla enerji politikaları denklemi dışında tutmaya çalışmak yanlış bir stratejidir ve barışa hizmet etmez” diyen Burcu, “Kıbrıs Rum tarafı, bu yalın gerçekliği, uyarılarımıza rağmen ısrarla görmezden gelmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki, Kıbrıs Rum tarafı yetkiyi ve doğal kaynakları Kıbrıslı Türkler ile paylaşmaya hala hazır değildir. Bir anlayış değişikliğiyle bunun aşılması halinde tüm taraflar için yeni fırsatlar doğabilecektir” ifadelerini kullandı.