Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Akdeniz’de tek yanlı doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle oluşan gerginliğe ilişkin, “Gerginliğin sebebi biz değiliz, Rum tarafının tek yanlı adım atmaktaki ısrarlı tavırlarıdır. Biz ısrarla şunu vurguluyoruz; bu kaynaklar tüm Kıbrıslılara aittir. Bunların idaresiyle ilgili tekeli kimse Rum tarafına teslim etmez.” dedi.
Kalkınma Bakanlığının desteği, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), Mersin Ekonomi Platformu, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bölge ortaklığı ile NTV&Özgencil iş birliğiyle düzenlenen Akdeniz Ekonomi Forumu Mersin HiltonSA’da başladı.
Nami, burada yaptığı konuşmada, ticareti geliştirmenin, karşılıklı yatırımları artırmanın ve kültürel bağları güçlendirmenin ülkelerin kalkınmalarına çok önemli katkılar sağladığını söyledi.
KKTC’nin, bir taraftan Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm getirmek için çok yoğun çalışmalar sürdürdüğünü, diğer yandan da tüm olumsuzluklara rağmen ekonomisini de güvenle geliştirmek için önemli adımlar atmaya devam ettiğini belirten Nami, “Özellikle 2004 yılından beri takip edilen Kıbrıs politikaları, üzerimizdeki izolasyonların kaldırılmasında önemli adımlar atmamıza vesile olmuştur.” diye konuştu.
Nami, BM’de, AKPM’de ve AB’de, Kıbrıslı Türklerin üzerindeki izolasyonların kaldırılması konusunda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette dıştan alınan desteğin en büyük ve en önemlisi anavatan Türkiye Cumhuriyeti tarafından bizlere verilmektedir. Bu vesileyle, bütçemizin yüzde 30’unun sağlanması, altyapı projelerinin üstlenilmesi gibi burada saymakla bitiremeyeceğimiz son derece hayati katkılar için içtenlikle teşekkür etmeyi bir borç bilirim. KKTC’ye baktığımızda öncü sektörleri turizm, eğitim, inşaat ve tarım sektörleri olarak görüyoruz. Ülkemizde turizm sektöründe önemli yatırımlar gerçekleşmiştir, gerçekleşmeye devam etmektedir. Yılda 1,5 milyon turisti ağırlayacak bir altyapı KKTC’de oluşturulmuştur. Eğitim sektöründe ciddi yatırımlar gerçekleştirilmiştir, 18 üniversitemiz halihazırda mevcuttur. Her yıl yenileri ekleniyor. Şu anda KKTC’de eğitim gören 3. dünya ülkeleri vatandaşlarının sayısı 100 bini aşmıştır. Nüfusumuzun 300 bin civarında olduğunu düşünürsek, bu hiç de azımsanamayacak ciddi bir rakamdır. 100 bin öğrencinin KKTC’de küçük bir coğrafyada bir araya gelmesi, özellikle bilişim ve yazılım sektörlerinde ileriye dönük ciddi bir potansiyelin de ülkemizde oluştuğunun mesajını vermektedir.”
– Türkiye’den KKTC’ye deniz altından elektrik projesi
KKTC’de, tarım alanında yapılan yatırımlar hakkında da bilgi veren Nami, şöyle konuştu:
“Su altından döşenen boru hatlarıyla ülkemize yılda 75 milyon metreküp su nakli sağlanmıştır. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bunun tarım sektöründe çok ciddi artı değerleri olacağını göreceğiz. Ulaşımı rahat hale getirmek için dünya standartlarında bir havaalanının inşasının son safhasına yaklaşmış durumdayız. Önümüzdeki yeni hedeflerden bir tanesi, maliyet analizlerinin de olumlu çıkması durumunda Türkiye’den, yine denizin altından döşenecek kablolarla ülkemize elektrik bağlantısının sağlanmasıdır.”
“AKDENİZ’DEKİ KAYNAKLAR TÜM KIBRISLILARA AİTTİR”
Nami, Doğu Akdeniz’in doğalgaz açısından son derece önemli rezervlere sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Özellikle Mısır ve İsrail’de bulunan kaynaklar halihazırda çıkartılıp dünya piyasasının kullanımına sunulmaya başlandı. Kıbrıs açıklarında da önemli doğal kaynaklar olduğu, özellikle doğalgaz bulunduğuna ilişkin veriler de gelmeye başladı. Bunların gelmesiyle birlikte bölgedeki gerginlik de artmaya başladı. Gerginliğin sebebi biz değiliz, Rum tarafının tek yanlı adım atmaktaki ısrarlı tavırlarıdır. Biz ısrarla şunu vurguluyoruz; bu kaynaklar tüm Kıbrıslılara aittir. Bunların idaresiyle ilgili tekeli kimse Rum tarafına teslim etmez. Dolayısıyla biz adamızda barış ve huzur ortamını korumak için elimizden gelen her türlü çabayı geçmişte gösterdik. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Bunun için karşı tarafın da bizim hak ve çıkarlarımıza saygılı davranmasını beklemek bizim de hakkımızdır. Biz uzlaşı yolunu beklerken kendi haklarımızı savunacak imkanlarımız da vardır. Bunun da net bir şekilde bilinmesini istiyoruz. Başta Rum tarafında, onlarla anlaşma imzalamış ülkeler olmak üzere tüm ilgili tarafları tek yanlı adımlar atmaktan kaçınmaya, atılacak adımlarda Kıbrıs Türk tarafının da onayını aramaya davet ediyoruz.”
DİĞER KONUŞMACILAR
Vali Ali İhsan Su, hem Türkiye’nin hem de Doğu Akdeniz’in önde gelen kentlerinden biri olarak tanımladığı Mersin’in, limanı, serbest bölgesi ve lojistik kaynaklarıyla tam bir ticaret kenti olduğunu ifade etti.
Kentte, birçok sektöre hizmet veren fabrikalar bulunduğunu dile getiren Su, tarımsal faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Su, Mersin’in hem tarım hem turizm hem de sanayi şehri olduğunu ifade etti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da kentin, coğrafi konumu, doğal ve tarihi dokusu, kültürel birikimleri, sanayi, tarım ve turizm potansiyeli, liman, serbest bölge gibi lojistik değerleri, Ortadoğu, Körfez ve Afrika odağındaki stratejik konumuyla ekonominin cazibe merkezi olduğunu söyledi.
Mersin’in 321 kilometrelik sahil şeridiyle öne çıktığını belirten Kocamaz, “Benzersiz doğal ve tarihi değerleriyle Mersin, deniz, kum, güneş üçlemesi dışında kongre turizmi, dağ, yayla ve kış turizmi, inanç, kültür turizmi, termal ve sağlık turizmi, yat turizmine imkan tanıyan büyük bir potansiyele sahiptir.” dedi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye’nin, dünyanın 17’inci, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi haline geldiğini hatırlatarak, “Değişimden korkmadan yola devam etmeliyiz. Endüstri 4.0 bir moda değil, bir zorunluluktur. Unutmayalım derisini değiştirmeyen yılan ölür. Ben bu forumun bu vizyonu ortaya koyacağına ve yol gösterici sonuçlara vesile olacağına gönülden inanıyorum.” diye konuştu.
AKİB Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan da Mersin’in çok önemli bir kent olduğunu belirterek, ticaret ve sanayi alanındaki potansiyele ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Aclan Acar da bölge ülkeleriyle yapılan toplam ticaretin 15 milyar dolar civarında olduğu bilgisini vererek, “Bu hacmin artırılması ve ekonominin arzulanan büyüklüğe ulaşması, dış ticaret ve cari işlemler açığımıza da çok önemli katkıda bulunacak.” ifadesini kullandı.