İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu kısa süre önce Beyaz Saray’ı ziyaret etti. Başkan Donald Trump ile görüştü. Trump, ABD’nin Kudüs’e taşınacak elçiliğinin açılış törenine katılabileceğini açıkladı. ABD-İsrail ilişkilerini “hiç olmadığı kadar yakın” şeklinde niteleyerek yakında ekonomik, ticari ve askeri alanlarda iki ülke arasında önemli anlaşmaların yapılacağını söyledi. Hem Trump, hem de Netanyahu İran konusunda bilinen görüşlerini tekrarladılar. Kısacası nereden bakılırsa bakılsın bir İsrail Başbakanı için başarılı bir ziyaret oldu denilebilir. Buna rağmen Başbakan Netanyahu’nun başı dertte. Siyasi geleceği tartışma konusu. Adı skandallara, yolsuzluk soruşturmalarına karışmış durumda. İsrail polisi bir yıllık araştırmadan sonra başsavcılıktan Başbakan konusunda rüşvet soruşturması başlatmasını talep etmişti. Netanyahu, yolsuzluk soruşturması kapsamında sorguya alındı. Eşi Sara’nın da ifadesine başvurulduğu yönünde haberler var. İsrail tarihinde ikinci en uzun süre Başbakanlık yapmış Netanyahu’nun siyasi geleceği belirsiz.
Öncelikle konuya Ortadoğu’daki bir ülkede polisin ve yargının iktidardaki Başbakanı soruşturması açısından bakmalıyız. Başka hangi Ortadoğu ülkesinde böyle bir şey mümkündür? Polisin Başbakanı soruşturabilmesi İsrail demokrasisi ve hukuk devleti açısından bir şeyler anlatır. Bunu iyi okumak lazım. Ortadoğu’da polisler, savcılıklar yöneticinin hizmetinde, emrinde olur. Hakkında ne gibi iddilar olursa olsun yöneticiye dokunmazlar, dokunamazlar. İsrail bu konuda istisnadır. İsrail’i bir çok açıdan eleştirebiliriz ama bu konuda hakkını vermek lazım. Geçmişte Başbakanlar, Cumhurbaşkanı yargılanarak cezaevine kondu. Şimdi Netanyahu soruşturuluyor. Hukuk sisteminin yöneticilere karşı bunu yapabilmesi, bağımsız olması Ortadoğu topraklarında görülmeyen bir şey. Gün gele diğer Ortadoğu ülkelerinde de böyle bir şey mümkün olur mu? Görülebilir gelecekte pek mümkün değil gibi.
İsrail Başbakanı Netanyahu ne ile suçlanıyor? BBC Türkçe bunları özetledi: “Suçlamalardan birinde, Netanyahu’nun İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un yayıncısından, rakip bir yayının önünü kesme karşılığında, kendisi hakkında olumlu yayın yapmasını istediği öne sürülüyor. Polis, gazetenin genel yayın yönetmeni Arnon Mozes hakkında da soruşturma yürütülmesi gerektiğini söylüyor. İkinci suçlama ise, Netanyahu’nun İsrailli işadamı Arnon Milchan ve diğer destekçilerinden 100.000 dolar değerinin üzerinde hediye aldığı iddiasını içeriyor.” Aldığı hediyelerin 300 bin dolar değerinde olduğu söyleniyor. Suçlamalara baktığımızda da diğer Ortadoğu ülkelerinde insanların gülüp geçeceği şeyler. Bu ülkelerde gazetelerin çoğunu zaten yönetici kontrol eder. Hediye alma konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. Yardımcı olduğu kişi ve kurumlardan istediği hediyeyi, rüşveti alabilir. Sistem böyle çalışır. Ama İsrail’de bu konular ciddiye alınıyor ve Netanyahu’nun başını ağrıtabiliyor.
Netanyahu kolay gidecek politikacı değil. Hakkındaki iddiaları reddediyor. Donald Trump’tan siyasi destek alıyor. Sonuna kadar mücadele edecek. Ayrıca ilk kez soruşturmaya tabi tutulmuyor. Bizzat kendisinin hatırlattığı gibi geçmişte hakkında 15 kez soruşturma yürütülmüş. İki kez aleyhinde suçlamada bulunulmuş sonra bu suçlamalar geri çekilmişti. Bu çerçevede Netanyahu “Bunları çok gördüm. Şimdikini de atlatırım” havalarında. Ne var ki bu kez durumun daha ciddi olduğunu düşünenler var. İddialar daha önemli. Netanyahu’nun eşi hakkında da kamu fonları ile ilgili ciddi iddialar var. İsrail kamuoyu konuyu yakından izliyor. Basın tartışıyor. Netanyahu aleyhinde protesti gösterileri yapılıyor. İsrail siyasi yaşamı açısından kritik bir döneme girildi. Kesin bir öngörüde bulunmak zor.
Netanyahu ile ilgili iddialar ve soruşturma Ortadoğu’da önemli gelişmelerin yaşandığı, İsrail’in bu gelişmelerden endişe duyduğu bir dönemde yer alıyor. İsrail, Suriye’deki gelişmeleri, İran ve Hizbullah’ın Suriye’de güçlenmesini kaygı ile karşılıyor. Yeni bir İsrail-Hizbullah savaşının yaşanıp yaşanmayacağı tartışılıyor. Suudi Arabistan ve müttefikleri İsrail’in İran’la çatışmasını istiyor, destekliyorlar. Dolayısıyla İran-Suudi Arabistan rekabeti İsrail’i etkiliyor. Netanyahu, Suudi Arabistan’ın hava sahasını İsrail’e açtığını söylüyor. Trump yönetimi Suudi Arabistan’la dirsek temasında. İran’ı düşman olarak görüyor. Netanyahu’nun İran’la ilgili düşünceleri malum. Böylesi kritik bir dönemde Netanyahu’nun siyasi geleceği tüm bölge için önem kazanıyor. Bakalım kurt politikacı Netanyahu bu fırtınayı atlatabilecek mi? Atlatamazsa neler olacak? Bekleyim göreceğiz.