Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, Fazla Tuz Tüketiminin Kişilerde Sağlık Sorunlarına Neden Olduğunu, Tuz Alımının Azaltılması ile Birkaç Hafta gibi Kısa Bir Sürede Kan Basıncında Düşüş, Uzun Dönemde ise İnme ve Kalp Damar Hastalıklarına Yakalanma Riskinde Azalma Olacağını İfade Ederek, Özellikle Yüksek Tansiyon, Diyabet ve Kronik Böbrek Hastalığı Olan Kişilerin Tuz Kullanımını Mutlaka Sınırlandırması Gerektiğini Söyledi.
Günde En Fazla 5 gr Tuz Tüketin!
Hipertansiyon, kalp hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığının olumsuz etkilenmesini önlemek için günlük tüketilmesi gereken tuz miktarının günde 5 gramdan az olması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, fazla tuz tüketiminin hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, kalp krizi ve inme için önemli bir risk faktörü olduğunu kaydederek, kontrol altına alınmamış yüksek tansiyonun ise yaklaşık %49 oranında kalp damar hastalıklarına, %62 oranında ise tüm inmelere eşlik ettiğini ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal: “Tuz Tüketiminin Azaltılması ile Birkaç Hafta İçerisinde Kan Basıncında Düşüş Görülmektedir.”
Yüksek tansiyona bağlı hastalıklar ve ölümün global olarak büyük bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, tuz tüketimi ile kan basıncı yani tansiyon arasında direk bir ilişki olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Çoğu kişide tuz azaltımı ile birkaç hafta içerisinde kan basıncında düşüş gözlenir. Tuz alımı azaltıldığında uzun dönemde inme riski ve kalp damar hastalıkları azalmaktadır. Tuz tüketimi günde 10 gramdan 5grama indirildiğinde inme geçirme hızı %23, kalp damar hastalıkları hızı ise %17 azalmaktadır.”
Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerin tuz alımını azaltması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, ayni zamanda yüksek tansiyon, diyabet ve kronik böbrek hastalığı olan kişilerin de tuz kullanımını sınırlandırması gerektiğini belirtti. Dünyada tuz tüketimi ile ilgili yapılan çalışmalarda tüketilmesi önerilen tuz miktarının çok üzerinde bir tüketim olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, sağlıklı bir yaşam için az tuz tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal: “Vücudun Düzgün Çalışabilmesi için Tuz ve Su Dengesi Çok İyi Ayarlanmalı.”
Tuz çeşitleri ve tüketim şekilleri ile ilgili bilgiler de veren Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal açıklamalarına şöyle devam etti: “Masa tuzu olarak bildiğimiz madde sodyum klorürdür. Bir çay kaşığı kadar tuz 2,300 mg sodyum içerir. Vücudun düzgün çalışabilmesi için tuz ve su dengesi çok iyi ayarlanmalıdır. İnsan vücudunun bazı fonksiyonlarla ilgili sodyuma ihtiyacı varken, fazla tüketimi ile de yüksek kan basıncı başta olmak üzere inme, kalp hastalıkları ve böbrek hastalıklarına neden olduğu bilinmektedir. Vücutta sıvı ve kan basıncı dengesinin düzenlenmesi, kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için sodyum gereklidir. Bir yetişkinin sağlıklı bir biçimde yaşantısını sürdürebilmesi için günde 1500 mg sodyum ihtiyacı vardır. Beslenme şeklimizdeki sodyumun büyük bir miktarı pişirme sırasında eklediğimiz tuzdur. Genellikle besinler gereksinimden daha fazla sodyum içerirler. Sofra tuzu, kabartma tozu ve yemek sodası sodyumun en iyi kaynaklarıdır. Tüketilen sodyumun büyük bir kısmı mutfak masasında yemeklere eklenen tuzdan değil, işlem görmüş besinlerden gelir. İşlenmiş besinler sodyum alımının genelde %75’ini oluşturur.”
En yüksek tuz içeriğine sahip gıdaların normal ekmek, sandviç ekmeği, et ürünleri, hazır gıdalar, pizza, hazır çorba, sosis, salamura edilmiş et, hamburger, peynir, çerezler, cipsler, atıştırmalık ürünler, turşu, zeytin gibi gıda ürünleri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hatice Kemal, tuz alımını azaltmak için taze gıdalar, tuz eklenmemiş konserve gıdalar, düşük tuz ve sodyum içeriğine sahip ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.