Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum liderle buluşmama, görüşmeme ve bir araya gelememe gibi bir derdi olmadığına işaret ederek, sosyal içerikli de olsa bir buluşmanın imkân dâhilinde olup olmadığının önümüzdeki günlerde değerlendirileceğini kaydetti.
Akıncı, “Biz bir araya geliriz, konuşuruz, kahve içeriz, gerekirse yemek de yeriz… Ama bizi bir yere taşıması gereken konuyu da bir an için bile akıldan uzak tutmayacağız. O da Rum tarafında çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğudur” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının Derinya ve Aplıç kapılarının açılması için Mayıs 2015’te alınan karar gereğince atılması gereken adımları atacağını belirterek, benzer adımların karşı taraftan gelmesi ve gecikme olmaksızın kapıların açılması çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Akıncı bugün saat 11.15’te hükümetteki siyasi partilerin parti başkanlarıyla olağan toplantısını yaptı. Cumhurbaşkanlığı’ndaki toplantı yaklaşık 2 buçuk saat sürdü. CTP Genel Başkanı, Başbakan Tufan Erhürman, HP Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve TDP Genel Başkanı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in yer aldığı toplantıya, DP Genel Başkanı ve Maliye Bakanı Denktaş mazeret belirterek katılmadı.
Toplantı sonrası basına açıklamalarda bulunan Akıncı, yoğun bir gündemle hem Kıbrıs sorunundaki son durumu, hem de iç konuları ele aldıklarını kaydetti. Hükümet ortaklarıyla iç konularla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Akıncı, bazı hususları aktardığı toplantının uzun ama faydalı bir toplantı olduğunu belirtti.
“HERKES KENDİ TARAFINDA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPSIN”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu toplantısı nedeniyle hükümet yetkililerinin katılamadığı Derinya ve Aplıç ziyaretine değinerek, her iki kapıdaki hazırlıkların gerek ihale yoluyla, gerekse bakanlıkların kendi imkânlarıyla tamamlanarak, bitirileceğini ifade etti.
Söz konusu kapılarla ilgili Mayıs 2015’te alınan kararın gereklerinin yapılacağını ifade eden Akıncı, “Herkes kendi tarafında üzerine düşeni yapsın. Bir an önce açılsın, bundan sonra gecikme olmasın, bunun çağrısını yapıyoruz…” ifadelerini kullandı.
“(MARONİTLERİN KÖYÜNE DÖNÜŞÜ KONUSUNDA) RAPORLARIN GEREĞİ YAPILACAK
Cumhurbaşkanı Akıncı, Maronitlerin köyüne dönüşü konusuna da değinerek, yaz aylarında geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirerek, bu konuda devlet kararı oluşturulduğunu hatırlatttı.
Cumhurbaşkanlığı müsteşarı, bakanlık ve ilgili makamlarla yapılan komite toplantısında ortaya çeşitli sonuçlar çıktığını söyleyen Akıncı, hükümet ve Cumhurbaşkanlığı olarak bu raporların gereğini yapacaklarını ve komitenin işaret ettiği bazı siyasi kararların alınması için bir toplantı daha olabileceğini kaydetti.
“BULUŞMANIN İMKÂN DÂHİLİNDE OLUP OLMADIĞI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DEĞERLENDİRİLECEK”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile sosyal içerikli buluşma olasılığının sorulması üzerine, sosyal içerikli de olsa bir buluşmanın imkân dâhilinde olup olmadığının önümüzdeki günlerde değerlendirileceğini kaydetti.
Akıncı, Kıbrıs’ta veya başka bir yerde, bir sorun varsa bunu çözmenin yolunun bir araya gelerek, çözmeye çalışmak olduğunu ancak aynı çerçeveyi çizip, aynı sorun için farklı sonuç beklemenin mümkün olmadığını söyledi.
“Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar üretmeyeceğinizi bile bile aynı çerçevenin içine girmezsiniz. Dolayısıyla bizim buluşmama, görüşmeme bir araya gelememe gibi bir derdimiz yok” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Biz bir araya geliriz, konuşuruz, kahve içeriz, gerekirse yemek de yeriz… Ama bizi bir yere taşıması gereken konuyu da bir an için bile akıldan uzak tutmayacağız. O da Rum tarafında çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğudur” dedi.
Zihniyet değişikliğinin işaretlerinin Rum tarafında görülmesi gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, seçim süreci nedeniyle göremedikleri işaretlerin bitmiş olan seçimlerin ardından Rum tarafınca gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
“SONUÇSUZLUĞU DOĞURACAK DURUMLARIN İÇİNE GİRMEK NİYETİNDE DEĞİLİZ”
Akıncı, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkü, sonuçsuz, ucu açık, sonuç odaklı olmayan, adı yeni ama eski yöntemlerle ve aynı çerçevede, aynı sonuçları doğuracak, sonuçsuzluğu doğuracak durumların içine girmek niyetinde değildir.”
Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’la bu konuları görüştüklerini dile getirdi.
“RUM MAHKEMELERİNİN GEÇ DE OLSA BİR CEZA VERMESİ MEMNUNİYET VERİCİ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, bir soru üzerine, Türklere saldıranlara Rum mahkemesinde ceza verilmesinden memnuniyet duyduğunu ifade ederek, saldırıların cezasız kalmaması gerektiğini ve en büyük caydırıcılığın, ceza görmeleri halinde gerçekleşebileceğini defalarca dile getirdiğini anımsattı.
Yıllarca bunların karşılıksız kaldığını ve bu insanların mahkemeye bile çıkarılmadıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Nihayet bu konuda bir adım atılmış olması olumludur. Bunun arkasının gelmesini temenni ederiz” dedi.
Verilen cezanın ayrıntılarını henüz görmediğini de söyleyen Akıncı, bunu bir genel ilke olarak söylediğini, bunun detaylı değerlendirilebilmesi için cezanın ayrıntılarını görmesi gerektiğini belirtti.
“BU GELİŞMENİN İÇİNDE HEM KIBRIS TÜRKÜ, HEM DE TÜRKİYE OLMALIDIR”
Cumhurbaşkanı Akıncı, gaz çalışmalarını engellediği için Türkiye’nin kınanacağına ilişkin AB zirvesi taslak raporuna ilişkin soruyu yanıtında, Rum tarafının plana “hayır” diyerek örgüte girdiğini, Kıbrıslı Türklerin “evet” diyerek AB’nin dışında bırakıldığına işaret ederek, Rum tarafının bu örgütte bulunmanın avantajını kullanarak, o örgüte bir şeyler söylettiğini kaydetti.
Akıncı, çıkacak olan zenginlikte Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunu sadece retorik olarak söyleyen ancak fiiliyatta bunun gereklerini yerine getirmeye çalışmayan bir Rum tarafı olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Eğer Kıbrıs’ta tüm tarafların kazançlı çıkabileceği, barışı ve istikrarı temin edebilecek bir gelişme istiyorsak, bu gelişmenin içinde hem Kıbrıs Türkü, hem de Türkiye olmalıdır” dedi.
“ADİL VE BARIŞA KÖPRÜ KURMAYI TERCİH EDİN”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, olaya iki türlü yaklaşılabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bu denklemin içinden ya Kıbrıs Türkü’nü ve Türkiye’yi dışlayarak, tek başına çıkmaya çalışırsınız ki şu andaki manzara budur. O zaman gerginlikleri davet edip, çatışma kültürünü körüklüyorsunuz ve bir yandan da Avrupa’yı buna alet etmeye, yanınıza çekmeye çalışıyorsunuz. Veyahut işin başında, olayın planlama aşamasından başlayarak olaya Kıbrıslı Türkleri de dahil edersiniz ve bu en uygun, en ucuz güzergahtan geçişin planlarını yaparsınız. Yani Türkiye’yi de denklemin içine alırsınız. Bu da akıl yolu, barış yolu, istikrar ve huzur yoludur. Tercih kendilerinin. Biz diyoruz ki bunu tercih edin, adil olanı ve barışa köprü kurmayı.
Onlar farkı yönlere güzergâh kurup, Türkiye’yi tamamen dışlayıp, hasım haline getiriyorlar. Kıbrıs Türküne de, ileride bir hesap açarız da orada sizin de payınızı koyarız diyerek, Avrupa’ya çalışıyorlar. Rum tarafının bu tavrı yanlıştır. Bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.”