Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümü için gerekenin cesaret değil niyet ve irade olduğunu söyleyerek, “Bu adada birlikte var olma ve paylaşma iradesi gösterilmesi gerekiyor. Yapılması gereken bu ve değiştirilmesi gereken anlayış ve zihniyet budur” dedi.
Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis ile nisan ayı ortalarında yüz yüze sohbet için tarih önerisinde bulunacağını belirerek, bunun müzakere veya müzakere başlangıcı olmayacağını, müzakerenin olması için daha farklı modaliteler ve yaklaşımlar olması gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) hazırladığı “2017-2018 Kuzey Kıbrıs Ekonomisi Rekabet Edebilirlik Raporu” bugün açıklandı.
Raporun sunum etkinliğinde konuşan Başbakan Tufan Erhürman, sorunların günlük yaklaşımlarla değil, reformcu bir zihniyetle ele alınması gerektiğine raporda da işaret edildiğini söyleyerek, “Hastalık teşhis edildi, tedavi de belli. Bütün mesele cesaret meselesidir” dedi.
Erhürman, hükümetin yaşanan sorunların bilinciyle göreve geldiğini, ciddi değişiklikler yapmaya kararlı olduklarını ifade etti.
RAPOR AÇIKLANDI
Raporun sunumu bugün KTTO’da gerçekleştirildi. Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, bazı milletvekilleri ve yabancı misyon temsilcileri katıldı.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in açılış konuşmasının ardından akademisyenler Prof. Dr. Mustafa Besim, Assoc. Prof. Dr. Kamil Sertoğlu, Assoc. Prof. Dr. Tufan Ekici raporu sundu.
Rapor sunumundan sonra Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman birer konuşma yaptı.
AKINCI: “RAPOR, HASTALIĞI VE TEDAVİ ŞEKLİNİ ORTAYA KOYDU”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, raporun sonuçlarını her yıl takip ettiğini söyleyerek, ortaya konan bazı saptamaları değerlendirdi.
Ülkenin ilerleme hızının düşüklüğüne işaret eden Akıncı, “Dünya koşarken, biz yerimizde saydık. 10 yılın raporlarının bize söylediği en önemli konu budur” dedi.
Akıncı, 13-15 bin dolar seviyesinde bir milli gelirden bahsedildiğini ancak bunun yapay olduğunu, raporun bunu ortaya koyduğunu söyleyerek, büyümenin başka, kalkınmanın başka bir şey olduğunu; değişik boyutları bulunan kalkınmanın ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel boyutunun da önemli olduğunu kaydetti.
Nicelik nitelik ayrışmasına ilişkin örnekler veren Akıncı, okullaşma oranının yüzde 100’lere ulaştığını ancak eğitimin kalitesinin nasıl olduğuna verilen yanıtların olumsuz olduğunun görüldüğünü belirtti.
Akıncı, nüfus artışı konusunda da meselenin rakamların artması değil sağlıklı büyüme, nitelikli, vasıflı insan gücü yaratabilme ve sayısı artan insanlara yeterli altyapı olanaklarını sunmak olduğunu ifade etti.
Raporun, hastalığı ve tedavi şeklini ortaya koyduğunu ve çare olarak reformu önerdiğini kaydeden Akıncı, kamu ve vergi sisteminde reforma ihtiyaç duyulduğunu, bazı kurumlara güvenin erozyona uğradığını ve bunun da alarm işareti olduğunu kaydetti.
“Tüm bunlar için gerekli olan siyasi iradedir” diyen Akıncı, hükümetin bunları yapacağını söylediğini, kendisinin de teşvik edeceğini, destek olacağını ve elbirliğiyle başarıya ulaşılacağını söyledi.
“CESARET DEĞİL, NİYET VE İRADEYE İHTİYAÇ VAR”
Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin yarın görev süresi dolacak Siyasi İşlerden Sorunlu Yardımcısı Jeffrey Feltman’ın yaptığı son açıklamada “liderlerin cesaretli adımları atarak, erozyona uğramış güvenin yeniden sağlaması” çağrısında bulunduğuna dikkat çekti.
Akıncı, Rum tarafında bir okuldaki mozaiklerin, Kıbrıs Türk tarafından geldiği gerekçesiyle söküldüğünü, kuzeyden patates alan bir tüccarın işyerinin yakılmak istendiğini, açık pazarda sele sepet satan Kıbrıslı Türkün tartaklandığını, Rum Eğitim Bakanı’nın ELAM’la dayanışma belirttiğine işaret etti.
Burada gerekenin cesaret değil niyet ve irade olduğunu söyleyen Akıncı, “Bu adada birlikte var olma ve paylaşma iradesi gösterilmesi gerekiyor. Yapılması gereken bu ve değiştirilmesi gereken anlayış zihniyet bu” dedi.
“NİSAN ORTASI İÇİN YÜZYÜZE GÖRÜŞME TARİHİ ÖNERECEĞİM”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türkü’nün kapıları kapatan, diyaloğu bir kenara iten taraf olmadığını ve olmayacağını söyleyerek, nisan ayı ortalarında yüz yüze sohbet için tarih önerisinde bulunacağını belirtti.
Bunun müzakere veya müzakere başlangıcı olmayacağını söyleyen Akıncı, müzakerenin olması için daha farklı modaliteler ve yaklaşımlar olması gerektiğini kaydetti.
Akıncı, adanın geleceğiyle ilgili Rum tarafının ne düşündüğünü öğrenmek için yüz yüze konuşmak gerektiğini ifade etti.
ERHÜRMAN: “ÜLKEDE BİRÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRMEK, CİDDİ BİR CESARET MESELESİ HALİNE GELDİ”
Başbakan Tufan Erhürman, bu raporun geçmiş raporlarda ortaya konan sıkıntıların aşılmadığını gösterdiğini ve bu sorunların kronikleşerek ekonominin tümünü olumsuz etkilediğini ortaya koyduğunu belirtti.
Erhürman, sorunların nasıl giderileceğine ilişkin saptamaların da yapıldığını ama çözüm noktasına ulaşılamadığını söyledi.
Sorunların günlük yaklaşımlarla değil, reformcu bir zihniyetle ele alınması gerektiğinin raporda yer aldığını belirten Erhürman, “Hastalık teşhis edildi, tedavi de belli. Bütün mesele cesaret meselesidir” dedi.
Ülkede birçok şeyi değiştirmenin ciddi bir cesaret meselesi haline geldiğini söyleyen Erhürman, siyasetçilerin bir adım atarken alacağı tepkilerden etkilendiğini belirtti.
Erhürman, siyasilerin attıkları her adımda popülizm yapmakla suçlandığını, popülizm yapmadıkları zamanlarda ise diğer birçok kesimin popülizm yapmaya devam edebildiğini söyledi.
Yapılan anketlerde siyasetçiye güvenin ölçüldüğünü dile getiren Erhürman, “Bir de siyasetçiye sorulsa şu kesime ne kadar güveniyorsunuz diye oradan da ilginç sonuçlar çıkar” dedi.
Asgari ücretin belirlenmesi ve yerel yönetimlerde yaşanan sorunlardan örnek veren Erhürman, sorunu yaratanların ve sorun yaşayanların popülizm yapabildiğini söyledi.
“DEĞİŞİKLİK YAPMAYA KARARLIYIZ”
Başbakan Erhürman, yeni bir siyasi paradigma ortaya çıkacağını, hükümetin yaşanan sorunların bilinciyle göreve geldiğini ve ciddi değişiklikler yapmaya kararlı olduklarını ifade etti.
Raporda algı ile gerçeklik arasında farkın açıldığının ortaya konduğunu söyleyen Erhürman, bu konuyu irdelemek istediğini kaydetti.
Erhürman, doğru ve planlı yatırım odaklı büyümenin temel hedefleri olduğunu ifade etti.
Bu dönemi önemli bir dönem olarak gördüklerini söyleyen Erhürman, sosyal ve ekonomik kalkınma hamlesini bir kampanya şeklinde yürütmekte kararlı olduklarını, bu kampanyanın içinde işinsanları, medya ve kamuoyunun tüm kesimlerinden destek beklediklerini belirtti.
DENİZ: “ÖNLEMLER, SÜRAT VE KARARLILIKLA ALINMALI”
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı (KTTO) Turgay Deniz, ülkelerin yaşam standartlarının büyük ölçüde verimliliğe dayalı olduğundan, rekabet edebilirliğin de temel olarak dayandığı noktanın verimlilik olduğunu söyledi.
Deniz, son 10 yıldır gerçekleştirilen rekabet edebilirlik çalışmalarında ülke ekonomisinin sağlam temellere oturtulması ve güçlü zeminde kalkınması için gereken adımların atılmadığının görüldüğünü belirtti.
Yılların biriktirdiği ciddi yapısal sorunların ekonomideki düşük rekabet edebilirliğin ve yatırım oranlarının ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini dile getiren Deniz, daha fazla iş imkanı, gelir, refah ve daha iyi bir yaşamın arzu edilen düzeylerde gerçekleşmediğini söyledi.
Deniz, KKTC ekonomisini derinden etkileyen bir unsurun da TL’de yaşanan hızlı değer kaybı olduğunu kaydetti.
İş ve yatırım ortamını iyileştirecek, rekabet gücünü artıracak önlemlerin sürat ve kararlılıkla alınması gerektiğini dile getiren Deniz, vergi ve kamu reformu, e-devlet çalışmalarının tamamlanarak hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
“UYUŞMAZLIK”
Deniz bu yılki tema konularının KKTC iş gücü piyasasındaki uyuşmazlık olarak belirlendiğini dile getirerek, emek piyasasında talep edilen iş gücü niteliği ile piyasaya arz edilen emeğin niteliği arasında ciddi bir uyumsuzluğun mevcut olduğunu kaydetti. Deniz, “Bunun sonucunda yapısal işsizlik sorunu ortaya çıkmaktadır” dedi.
Deniz, Kıbrıs sorununa de değinerek, Türk tarafının gayret ve özverilerine karşın sorununun çözümsüz kaldığını ancak karşılıklı kabul edilebilir çözüm ihtiyacının devam ettiğini söyledi.