Bilimsel teknolojik gelişmeler hep tarihin yönünü, gidişatını belirlemiştir. Yeni teknolojilere, yeni silahlara, bunlara uygun yeni kurumsal yapılara sahip olanlar güçlü olmuş, diğerlerini yönetmiştir. Avrupa,Sanayi Devrimi sayesinde dünyaya hakim olmuştu. Avrupa’nın üstünlüğünün en önemli sembollerinden biri Napolyon’un 1798’de Mısır’ı işgali sırasında yaşanan Piramitler Savaşı’dır. 21 Temmuz 1798’de Kahire yakınlarında Memlûk (Kölemen) ordusu ile Fransız ordusu karşı karşıya gelmişti.Memlûkler savaşçılıklarıyla ünlüydü. Süvari birliklerinden oluşan Memlûk ordusu sayıca Fransızlardan üstündü. Kendilerine güvenen Memlûkler saldırıya geçerler. Eğitim ve teknoloji açısından üstün Fransız ordusu kısa sürede Memlûkleri yok eder ve Napolyon Kahire’ye girer. Böylece Avrupa’nın Müslüman çoğunlukların yaşadığı bölgeler üzerindeki hakimiyet dönemi açılmış olur. Napolyon Mısır’da tutunamaz ama 1882’de İngiltere Mısır’ı işgal eder. Avrupa’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı sömürgeleştirmesi aşağı yukarı İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar devam eder. Osmanlı sömürge olmaz ama yarı sömürge olur, devamlı toprak kaybeder ve 1918’de yıkılır.
Hem Mısır, hem de Osmanlı, Avrupa’nın üstünlüğü karşısında ne yapacağını tartışır ve reformlar dönemi başlar. Osmanlı Yeniçerileri dağıtarak Avrupa ordularına benzeyen Nizam-ı Cedid’i kurar. Mısır’da Kavalalı Mehmet Ali Paşa Fransızları örnek alarak yeni ordu, fabrikalar, okullar, hastaneler, sulama sistemleri kurar. Mehmet Ali Paşa’nın yeni ordusu Osmanlı ordusunu birkaç kez yener ama sonuçta Mısır İngiliz idaresine girmekten kurtulamaz. Afrika kıtasının tümünün, Asya’nın, Çin’in kaderi bundan farklı olmaz. Bu tarihsel örnekleri konuyu günümüze bağlamak için verdim. Şimdi Avrupa’nın 18. yüzyılda yaşamaya başladığı Sanayi Devrimi’ne benzer bir süreçteyiz. Buna Dördüncü Sanayi Devrimi deniyor. Bu devrimin temel özelliği dijital teknolojiler, yapay zekadır. Süreç başlamış durumda. Dördüncü Sanayi Devrimi’nde başarılı olacak, yeni teknolojileri ekonomisine ve savunmasına aktarmayı başaracak ülkeler yine dünyanın en güçlü ülkeleri olacak. Bunu Rusya Cumhurbaşkanı Putin şöyle formüle etti: “Yapay zekada lider olan dünyayı yönetecek.” Şimdi 18. yüzyıldan farklı olan sadece Avrupa ve Batı’nın değil, Çin’in de bu yarışta olmasıdır. Rusya da iddialı. Treni kaçıracak ülkelerse yine bir tür sömürge olabilirler.
Yakın geçmişte “The Dawn of Eurasia” (Avrasya Şafağı) başlıklı kitabı yayımlanan, geçmişte Portekiz Avrupa İşleri Bakanlığı yapmış olanBruno Maçães, Hudson Enstitüsü internet sitesinde yer alan makalesinde yapay zeka alanında yaşanmakta olan rekabete işaret ederek AB’yi geri kalmaması konusunda uyarıyor. İyi bir Avrupalı olarak Maçães’in hem kitabında, hem de bu makalesindeortaya koyduğu kaygı Çin’in yükselişi karşısında Avrupa’nın ne yapması gerektiği kaygısıdır. Maçães, “yeni teknolojik dalgaya kim hakim olacaksa dünyaya da o hakim olacak” görüşünü tekrarlıyor. Bunu yapay zekanın ekonomiye ve savunmaya uygulanması olarak formüle ediyor. Maçães’e göre Çin yapay zekanın oluşturduğu fırsatları ve riskleri Avrupa’dan daha iyi kavramış durumda. AlphaGo bilgisayar programınınÇin’in 2500 yıllık strateji oyunu Go oyununda profesyonel oyuncu Ke Jie’yi yenmesinden(yani yapay zekanın insanı yenmesi) sonra konunun stratejik ve askeriyönünü kavrayan Çin Devlet Konseyi Temmuz 2017’de “Yeni Kuşak Yapay Zeka Geliştirme Planı’nı” açıkladı. Çin Endüstri ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı Aralık 2017’de yapay zeka konusunda üç yıllık eylem planı açıkladı. Çin, 2030’a kadar yapay zeka geliştirmede dünya lideri olmayı hedefliyor. Bu çerçevede başkent Beijing yakınlarında 2.1 milyar dolarlık yapay zeka teknoloji merkezi kurulacak. Çin yapay zeka alanında halihazırda büyük gelişmeler kaydetmiş durumda. Maçães “Avrupa ve ABD Çin’le rekabet edebilir mi?” sorusunu yönelterek AB’yi eleştiriyor. AB’nin 24 Nisan’da açıklayacağı yapay zeka stratejisini yetersiz buluyor. Şöyle veya böyle bu konuda rekabet esas olarak Batı ile Çin ve Rusya arasında geçecek.
Maçães’in aktardığı gibi yapay zeka insan yeteneklerini aştıktan sonra ilginç şeyler olacak. Yapay zeka kendi kendini geliştirecek. Savaşta insanlar lüzumsuz hale gelecek. İnsan aklı yapay zekalı robotların yürüttüğü savaşta onlarla boy ölçüşemeyecek. Memlûklerin durumuna düşecek. Yapay zeka tarafından yürütülen savaşlar kısa sürede kazanılabilecek.
Bu konuda Türkiye ve genelde Müslüman ülkelerin durumu Osmanlı’nın durumundan çok mu farklı? Osmanlının Avrupa karşısındaki geri kalmışlığını kavrayarak reformlar yapan Mithat Paşa’yı değil de onu Arabistan’a ölüme gönderen Abdülhamit’i göklere çıkaranlar günümüzün bu meydan okumalarıyla baş edebilir mi?