Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, su konusunda bir gazeteye verdiği röportajda kullanılan başlığın sözlerini yansıtmadığını kaydetti.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Diyalog TV’de “Güne Merhaba” programına katılan Şahali, “Haberin değerini artırmak açısından çarpıcı başlık kullanmak gazetecilik açısından doğal bir ihtiyaç ama başlıkla metnin de mutlak uyumuna ihtiyacımız vardır. Ben o röportajda krizden değil yönetsel bir zaafiyetten bahsettim. Yönetsel zaafiyetin de 2 Mart 2016 tarihli anlaşma çerçevesinde KKTC’den kaynaklandığını ifade ettim. Tavrım bir kızgınlık ya da kınama değildir. Doğrunun anlaşılması bakımından metnin başlıkla birlikte göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
2 Mart 2016 tarihli anlaşmanın KKTC ve TC’nin yükümlülüklerini ayrı ayrı tanımladığını belirten Şahali, tarımsal amaçlı suyun bölgelere ulaştırılması konusunda KKTC’nin yükümlülüklerini yerine getirmek bakımından ciddi bir zaafiyet içerisinde olduğunu ifade etti.
Bakan Şahali, “KKTC tarafından kaynaklanan gecikme ve zaafiyetin telafisi amacıyla TC’nin hareketlendiği net bir biçimde anlaşılmış vaziyettir. Dolayısıyla benim işaret etmeye çalıştığım, 2 Mart 2016 tarihli uluslararası anlaşma nitelikli KKTC ile TC arasında imzalanan Su Anlaşmasının KKTC tarafından koşullarının yerine getirilmiyor oluşu ve bu konuda yaşanan gecikmenin telafisi amacıyla TC’nin bizim yükümlülüğümüz olmasına rağmen tarımsal suyun bölgelere ulaştırılması için faaliyeti sürdürdüğüdür” dedi.
KKTC’nin sadece su anlaşmasında değil, Türkiye ile imzalanan pek çok anlaşmanın hükümlerine uymamayı bir alışkanlık haline getirdiğine vurgu yapan Bakan Şahali, anlaşmalara uymama alışkanlığı nedeniyle yaşanan gecikmelerden dolayı ülkedeki sıkıntıların giderilmesi amacıyla TC’den kendi değerlendirmelerine bağlı gelen girişimlere onay vermek durumunda kalındığını ifade etti.
Şahali, “TC, ülkenin refahıyla huzuru için katkılarını ve desteğini esirgemiyor. Bu bir şikayet meselesi değildir. Ama esas olan KKTC’yi yönetme sorumluluğunu üstlenenlerin o sorumluluğa uygun hareket tarzı içinde olmasını sağlamaktır. Biz tam da bunu yapıyoruz” diye konuştu.
Bakan Erkut Şahali, 2 Mart 2016 tarihli anlaşmanın KKTC üzerine yüklediği görevleri zamanında ve gereken biçimde yerine getirme zorunluluğu olduğunu belirterek, konuyla ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Tarımsal amaçlı suyun bölgelere ulaştırılmasıyla ilgili olarak tünel inşasının devam ettiğini belirten Bakan Şahali, 2 Mart 2016 tarihli anlaşmadan, tünelin bütünlüklü projenin parçası olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
Erkut Şahali, “2016 tarihinden bugüne kadar KKTC, hem tarım suyu hem de özellikle atık su ile yağmur suyuyla ilgili herhangi bir olgun adım atmadı. TC bir adım atarak bu suyun bölgelere ulaştırılmasında zorunlu olan tünelin inşasını bütünün içinden ayırarak ihale etti ve yapımına başlandı. Bu bizim makamların onayı ile yapılan bir işlemdir ama anlaşmanın tanımladığı çerçevenin de dışına çıkılmıştır. Nitekim benden önceki Bakan Çavuşoğlu Meclis’te bütçe görüşülürken, yatırım maliyetinin çok yüksek olacağından bütünlüklü tarımsal su projesinin içinden tünel projesinin çıkarılarak ihale edildiğini açıkladı” dedi.
Su anlaşmasının tanımladığı çerçeve dışında bir durumun söz konusu olduğunu ve bunun revize edilmesi gerektiğini kaydeden Şahali, “Uluslararası anlaşmalar karşılıklı olarak imzalanır ama her iki ülkenin meclisinde onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. 2 Mart 2016 tarihli anlaşmada da bir değişiklik söz konusu olmuşsa o anlaşmanın yeni duruma uyarlanarak, karşılıklı olarak parlamentoların onayından geçilmesi gerekmekteydi. Sayın Çavuşoğlu bir değişiklik yapmış ise niye o anlaşma revize edilmedi? Bu soruyu şu anda konuyu üstlenmiş bir bakan olarak sorma hakkını kendimde elbette buluyorum” diye konuştu.
Bakan Şahali, su konusunda TC yetkilileri ile görüşme talebi olduğunu ve hem devam eden işleri hem de bundan sonraki adımları ele alma niyeti olduğunu sözlerine ekledi.
“MARJİNAL BİR YORUM…”
Şahali, “Her ülkenin, menfaatine olan bir konunun karşılıklı anlayışla ve dostluk çerçevesinde yeniden yazılı metinlere aktarılması talebidir. Bunun ötesinde bir şey değildir. Hele kriz hiç değildir. Bu, KKTC’nin uluslararası hukuka, devlet ciddiyetine uygun bir davranış içerisinde girme zorunluluğunun altının çizilmesidir. Olay bundan ibarettir, yoksa Türkiye Cumhuriyeti KKTC’nin haklarını ihlal etmiş, yetkilerine saldırıda bulunmuş gibi bir yorum marjinal bir yorum olur, böyle bir durum yoktur ve olamaz” dedi.
İlk günden itibaren TC ile ilişkilerin karşılıklı yarara ve güvene dayalı olarak ilerlemek durumunda olduğunu ifade ettiklerine dikkati çeken Bakan Şahali, “Biz devlet olarak yaptığımız taahhütlere uyum gösterdiğimiz sürece TC’nin taahhütlerine uyum talebini dile getirebilecek gerekçeleri yaratırız. Eğer biz o konuda zafiyet içinde olursak TC’nin kendi değerlendirmesi çerçevesinde bize yönelik adımlarını belki de yanlış anlarız, müdahale olarak değerlendiririz. Halbuki herkes kendi sorumluluğunu yerine getirme noktasında duyarlı olduğu takdirde ortada hiçbir sorun kalmaz. Hiçbir yanlış anlaşılmaya ihtimal verecek durum da söz konusu olmaz” diye konuştu.