Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk Halkı’nın seçtiği Cumhurbaşkanı olarak hiçbir zaman çözüm perspektifini dışlayan bir tutum içinde olmadığını vurgulayarak, “Geçmekte olan zamanın adanın bölünmüşlüğünü pekiştirdiğini ve çözüme ulaşmanın daha da zor hale geldiğini görmeyen bilmeyen kalmamıştır. Sayın Anastasadis ile yapacağımız görüşmenin öncesinde gördüğüm gidişat karşısındaki kaygılarımı ifade etmemden daha doğal bir şey olamaz” dedi.
“Kıbrıs sorununda artık bir yol ayrımında olduğumuz gerçeğini ifade etmiş olmamdan dolayı çeşitli eleştiriler yapılmakta olduğunu gözlemlemekteyim” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Geçmekte olan zamanın adanın bölünmüşlüğünü pekiştirdiğini ve çözüme ulaşmanın daha da zor hale geldiğini görmeyen bilmeyen kalmamıştır. Daha birkaç gün önce, bir Kıbrıslı Rum parti başkanı ‘böyle giderse iki üç yıl içinde kalıcı bölünme gerçekleşecek’ derken, Rum müzakereci de ‘uzatmaları oynuyoruz’ diye konuşmuştur. Bu durum, ben başka bir yola saptığım için olmamıştır. Ne yazık ki Kıbrıs Türk tarafının çözüm için gösterdiği çok büyük çabanın gerekli karşılığı görmemesinden dolayı bu noktaya varılmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklaması şöyle:
“Kıbrıs sorununda artık bir yol ayrımında olduğumuz gerçeğini ifade etmiş olmamdan dolayı çeşitli eleştiriler yapılmakta olduğunu gözlemlemekteyim. Kimileri, ne söylersem söyleyeyim eleştirecek bir yan bulmakta zaten güçlük çekmezler. Ama bazı kesimlerin de ya ne demek istediğimi anlamadıkları ya da anlamazdan geldiklerini düşünüyorum.
Geçmekte olan zamanın adanın bölünmüşlüğünü pekiştirdiğini ve çözüme ulaşmanın daha da zor hale geldiğini görmeyen bilmeyen kalmamıştır. Daha birkaç gün önce, bir Kıbrıslı Rum parti başkanı ‘böyle giderse iki üç yıl içinde kalıcı bölünme gerçekleşecek’ derken, Rum müzakereci de ‘uzatmaları oynuyoruz’ diye konuşmuştur. Bu durum, ben başka bir yola saptığım için olmamıştır. Ne yazık ki Kıbrıs Türk tarafının çözüm için gösterdiği çok büyük çabanın gerekli karşılığı görmemesinden dolayı bu noktaya varılmıştır.
Crans Montana’da yaşananlardan sonra ve her iki taraftaki seçimlerin yapılmasının ardından, 16 Nisan tarihinde Sayın Anastasiadis ile yapacağımız görüşmenin öncesinde gördüğüm gidişat karşısındaki kaygılarımı ifade etmemden daha doğal bir şey olamaz.
Kıbrıs Türk Halkı’nın seçtiği Cumhurbaşkanı olarak ben çözüm perspektifini dışlayan bir tutum içinde hiç olmadım. Ama çözüme ulaşmak sadece Kıbrıs Türk tarafının gayretleri ile olacak bir iş değildir; Kıbrıs Rum tarafı ve tüm diğer ilgili tarafların da katkısını gerektirir. Rum liderle buluşmanın arifesinde sözlerimi bu çerçevede sınırlı tutmakla yetiniyorum. Önümüzdeki günler sürecin ne şekilde gelişeceğini ve kimin hangi düzeyde katkıda bulunacağını hep birlikte göreceğiz.
Kıbrıs Türk Halkı’nın barışçı, gerçekçi, mümkün ve makul olanın arayışı içinde ama haklarını da sonuna kadar savunan bir anlayışla yoluna devam edeceği kuşkusuzdur.”