Bu ülke resmen açık hava mezbahasına döndü, kurbanları da insanlar…
Yoldan başka her halta benzeyen, hiçbir güvenliği olmayan yol müsveddelerinde yaşanan ve adına trafik kazası denen facialarda hergün insan hayatları sönüyor, yuvalar yıkılıyor, dehşet en vahim boyutuyla yaşanıyor…
Doğru dürüst hiçbir koruma sağlanmayan, sahil koruma sistemi de kör topal çalışan sahillerimize bir biri arkasına cesetler yığılıyor, denizlerimizden ceset çıkması gündelik olay haline geldi, 24 saat geçmeden manşetlere sekiz ölüm haberi düştü…
Gencecik insanlar birbiri arkasına hayata küsüyor, bunalıma giriyor, depresyona giriyor, intihar ediyor, hayatına son veriyor, arkasında tarihsiz acılar, kendisiyle birlikte sönen, biten, yaşayan ölüye dönen hayatlar bırakıyor…
Biri unutulmadan ardından bir kadın cinayeti geliyor, bir çocuk cinayeti, tecavüzü ya da istismarı geliyor, kamuoyunun bilgisine gelenlerin yansıyanların haricinde yansımayanlar da var, üstelik de basına yansımayanlar yansıyanlardan daha çok…
Kundaklamalar, cinayetler veya cinayete teşebbüsler, uyuşturucu ve uyuşturucudan ölümler de gündelik haberler arasına girdi…
Sağlık sistemindeki aksaklıklar yüzünden hayatını kaybeden insanların haberleri geliyor, bu da cabası…
Kısacası memleket açık hava mezbahasına döndü.
Geçmiş hükümetlerin sorumluluklarını boşverdim, peki şimdiki hükümet ülkede güvenliği sağlamak adına ne yapıyor?
Koltuğa oturduğu günden beri inciler döktüren, pickup aracın kasasına konulmuş sandalyede Ercan’da denetleme turu atan (bir sebepten dolayı frene basılsa yanındakilerle birlikte tepetaklak gideceğini hesaplayamayan) Ulaştırma Bakanı ehliyette çipli sisteme geçileceğinin müjdesini veriyor!
Peki yoldan başka herşeye benzeyen, her bir metre karesi ölüm tuzaklarıyla dolu olan yollardaki arızalar ne olacak, yol güvenliği ne olacak, özellikle Cuma, Cumartesi ve Pazar geceleri yollarda zil zurna sarhoş gezen ve alacak can arayan binlerce, hatta onbinlerce manyak ne olacak, trafik ışıklarındaki kaos ne olacak, yıllardan beridir yılan hikayesine dönen mobese kamera sistemi ne olacak, seyrüsefer harcı adı altında toplanan ve bugüne kadar toplamı milyar doları geçmiş olan ama bir tek kuruşu bile trafik ve yol güvenliğine harcanmayan, tek kuruşuna kadar devletin delik kevgire benzeyen maliyesini yamalamaya, maaşları ödemeye harcanan paraların hesabı ne olacak?
Çipli ehliyet bütün bu rezilliklere, ölümcül belalara çare olacak mı!
Yoksa bu ölümcül kaosa çözüm gökten zembille mi inecek?
Ha, bir de her sene Türkiye’den trafik altyapısını geliştirmek için gönderilen ama proje üretilmediği için geri giden milyarlarca lira var…
Hikaye okuyorsunuz, hikaye…
Biz de yollarda bellerde ölen, katledilen, sakat kalan insanlarımızın yasını tutuyoruz, hergün kelle koltukta yollarda geziyoruz…
Bunları da geçelim, şekilsel, göstermelik işlerin haricinde ve bol bol –cek –caklı ifadeler kullanan hükümet açık hava mezbahasına dönen, tek bir santimetre karesinde huzur kalmayan bu ülkede insan hayatını korumak, güvenliğini sağlamak için ne yapıyor?
Bu ülkede her köşe başında sabahlara kadar açık kalan meyhaneler, barlar, kerhaneler türemiş, buralarda kavgalar ve müzik adı altında olabilecek en manyakça türünden bangır bangır müzik gürültüsü eksik olmuyor, alkol tüketimi su tüketimini nerdeyse geçmiş ve alkole yüzlerce milyon lira harcanıyor, millet birbirinin kafasında şişe kırıyor, bıçak sallıyor, buralarda üniversite ve lise öğrencileri pislikten pisliğe bulaşıyor, polis ise eleman eksikliğinden dolayı buralarda bela çıkaranların peşinde koşturmakta yetersiz kalıyor…
Kaymakamlarınız, Çevre Daireniz marifetmiş gibi her kapısında ağlayan meyhane, bar sahiplerine nerdeyse sabahın körüne kadar açık kalma izni verecekler…
Dedik ya, memleket açık hava tımarhanesine döndü diye, eksik söylemişiz, açık hava tımarhanesi, açık hava meyhanesi, açık hava mezabahası çeşitlemesine döndü desek yeridir…
Bet ofis denen ve özellikle de öğrencileri avlayan batakhaneler ne oldu, aynen devam mı?
Tabi ki aynen devam, ne olacaktı ki!
Devam edin, böyle güzel gidiyor, memleketin her köşesinde dönüp dolanan belalar sizi de nokta atışıyla bulana kadar devam edin, belki o zaman olsun akıl koyarsınız…