Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Gökbulut’un “Öyküleyici Anlatıma Dayalı Olarak Akranların Özel Gereksinimli Birey Algılarının İncelenmesi” isimli makalesi Web of Science’ta taranan “Science and Education” isimli dergide yayımlandı.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, araştırmada, kaynaştırma eğitiminin yürütüldüğü bir ilköğretim okulunun 3. 4. ve 5. sınıf öğrencilerin, özel gereksinimli akranlar hakkında düşünceleri yarım bırakılmış bir öyküyü tamamlayış biçimleri üzerinden yapılan incelemeler ile saptanmaya çalışıldı. Yapılan çalışmada, kaynaştırma eğitimi uygulanan ilköğretim okullarında akranların özel gereksinimli bireylere karşı tutum, davranış ve algılarının belirlenerek sürdürülebilir bir akran sosyal kabulünün sağlanmasının yollarının belirlenmesi amaçlandı.
Özel Gereksinimli Bireylerin Normal Gelişim Gösteren Akranları ile Kaynaşmasında Öğretmen, Okul Yönetimi ve Ailelerin Tutumu Önem Taşıyor…
Çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ve Yrd. Doç. Dr. Burak Gökbulut, özel gereksinimli öğrencilerin, yetersizliği olmayan akranları ile aynı eğitim ortamlarında birlikte eğitim alması, genel bir tanımla açıklanabilen kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşmasında öğretmen, okul yönetimi, aileler gibi çeşitli faktörlerin önemli etkileri bulunduğunu belirttiler.
İkili, bu faktörlerden belki de en önemlisinin özel gereksinimli öğrenciler ile aynı sınıfı paylaşan normal gelişim gösteren akranların, hem özel gereksinimli arkadaşları hem de kaynaştırma eğitimine yönelik sahip oldukları algı, tutum ve görüşler olduğunu ifade ettiler.
Kavramsal kategorilere bakıldığında (arkadaşlık, yardım, oyun, koruma, acıma ve reddetme) reddetme kategorisi dışındaki kategorilerin olumlu ve kabullenici kategoriler olduğu görülebildiğini ifade eden araştırmacılar, öykülerde en yüksek oranlı kategorilerin arkadaşlık (f:16), yardım (f:9) ve oyun (f:8) olması akranların özel gereksinimli bireylere karşı algılarının olumlu olduğu sonucunu düşündürdüğünü bunun da akran sosyal kabullerinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesinde temel gereklilik olduğunu aktardılar.
Çalışmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, özel gereksinimli bireylere karşı algı ve tutumların olumlu olduğu ancak bunu sürdürülebilir kılmak için uygulama ve eğitimlerle desteklenmesi gerektiği sonucuna varıldı. Olumlu akran algısı için kaynaştırma uygulamaları daha etkin yapılmalı bununla birlikte özel gereksinimli bireylerin ve akranlarının daha fazla zaman paylaşabileceği sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenmelidir.