Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti Mississipi Senatörü Roger Wicker’in, ABD Kongresi’ne Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelere karşı yaptırımlar uygulanmasını talep ettiği Ulusal Yetkilendirme Yasası (NDAA) tasarısı çok masum değil. Tasarıya Cumhuriyetçi Parti Kuzey Carolina Senatörü Thom Tillis’in, Arkansas Senatörü John Boozman’ın, Colorado Senatörü Cory Gardner’in, Oklahoma Senatörü James Lankford’un ve Demokrat parti New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen’in destek vermesi Türkiye’ye karşı organize ve üstü örtülü bir planın uygulamaya konduğunun habercisi.
Ulusal Yetkilendirme Yasası (NDAA) olarak bilinen tasarının Türkiye’yi ilgilendiren bölümünde F-35 savaş uçaklarının satışı, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alması, Türkiye’nin NATO’yu tehdit edebilecek adımlar atması ve Türkiye’de -Rahip Bronson kast edilerek- ABD vatandaşlarını tutuklamadığının ispatlaması yer almakta. Bu tasarıya ilaveten ABD Senatosu’nun PYD’ye desteği de içerdiği iddia edilen Savunma Bakanlığı (Pentagon) 2019 bütçe tasarısını 10’a karşı 85 oyla kabul ettiğini hatırlatalım.
Tasarının içinde F-35, F16 savaş uçakları ile Patriot hava savunma sistemleri, Chinook, AH-1 tipi Kobra, H-60 Black Hawk tipi helikopterlerin Türkiye’ye satılmasının bloke edilmesi gerektiğini öngören üstü kapalı bir bölüm de yer almakta. Anlaşılan o ki, tasarı Kongre’de kabul edilse de, edilmese de F35 ile F16 savaş uçaklarının, Patriotların, Chinook, Kobra ve Black Hawk helikopterlerinin Türkiye’ye satışından sonra Türkiye’nin bunları tam verimli olarak kullanamaması için elden gelen her şeyin yapılacağı var bu tasarının sunum mantığının perde arkasında.
Açıkçası ABD’nin beyni olan Pentagon’un Türkiye’ye, bir ABD sömürgesi gözü ile baktığı, söz ve talimatlarından çıktığı vakitte illaki geçmişte olduğu gibi cezalandırılması gerektiği mantığının halen yürürlükte olduğunun mesajı var bu tasarıda. Aslında iktidar ve muhalefet senatörlerinin, birileri dürtüklemezse bir araya gelip böylesi bir tasarıyı Kongreye sunmaları zor.
Pentagon’da Türkiye aleyhine uzun ve kısa vadeli olarak neleri planlandığını anlayabilmek için geçmişe bakmak yeterli.
1964 yılının Nisan ayında Başbakan İnönü’nün “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada yeni yerini alır” açıklamasından sonra Haziran ayında Başkan Johnson’un özetle “Kıbrıs’a çıkamazsınız” diyen çirkin diplomatik dilli mektubu, 27-28-29 Ağustos’ta Ankara, İstanbul ve İzmir’de ABD Aleyhtarı mitinglerin yapılması ve TBMM’de yapılan 1965 yılı Bütçe oylamasının reddedilmesi ile CHP hükümetinin istifa etmesi bugünü anlamamıza yardımcı olabilir.
20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ABD tarafından Türkiye’ye uygulanan silah ambargosu ve parası ödenmiş Fantom tipi savaş uçaklarının satışının yapılmaması. Söz dinlemeyen Türkiye’de 1977-80 yılları arasında ABD kaynaklı anarşik olayların zirveye çıkarılması ve 12 Eylül 1980 darbesi ile TBMM’nin kapatılarak seçimle gelmiş siyasilerin hapsedilmesi. Darbeyi de CIA İstasyon Şefi Paul Henze’nin, ABD Başkanı Carter’e “Our boys have done it” -Bizim çocuklar başardı- cümlesi ile bildirmesi, Türkiye’nin söz dinlemeyen siyasilerinin nasıl uzun vadeli planlarla cezalandırıldığını gözler önüne sermekte.
Yıllarca “Kongre onayı zorunluluğu”, “ham madde gecikmesi”, “siparişlerin çokluğu ve üretim yoğunluğu” gibi bahanelerle terörle mücadele eden Türkiye’ye yönelik silah ve mühimmat satışları sınırlandırılmıştı. Son dönemde örtülü ambargolar sonucu verilmeyen savunma silah ve sistemlerinin milli imkanlarla üretilmeye başlanmasıyla birlikte bu “üstü örtülü yaptırım” ve “ambargo” zinciri kırılmaya başlanınca Pentagon çileden çıktı.
Pentagon gerçekte, 1961 yılındaki Küba çıkartması olarak anılan “Pigs Bay invasion” beceriksizliğinden sonra ikinci en büyük uluslararası başarısızlığını 15 Temmuz 2016’da FETÖ kalkışması ile yaşadı ve karizması fena çizildi.
Önümüzdeki beş yıl içinde ABD’nin Türkiye’nin gelişmesini önlemek, Rusya ile ilişkilerinin daha üst seviyeye çıkmasını baltalamak ve Ortadoğu’daki etkisini arttırabilme amaçlı Türkiye’yi parçalamak için elinden geleni yapacağının sinyalleri var bu ABD Kongresine sunulan Ulusal Yetkilendirme Yasası (NDAA) tasarısı içinde.