ABD Başkanı Trump’ın, batık ABD hazinesini kurtarmak ve borçlarını azaltmak için aldığı tedbirlerin arasında bazı ithal mallarına gümrük uygulamak, yerel istihdamın çoğaltılarak yerel üretimin arttırılması girişimleri içinde BM’ye yapılan yardımların ve verilen katkıların azaltılması da var. Trump yönetimi, Birleşmiş Milletler ve diğer küresel organlara ABD’nin verdiği gönüllü destekte yüzde 40’a varan geniş kapsamlı kesinti planlıyor.
UNFICYP, Türkçe adı ile “Kıbrıs’taki BM Barış Gücü”, 4 Mart 1964 tarihinde BM Güvenlik Konseyinde (BM GK) alınan 186 no.lu karar ile adada görev yapmaya başlayan ve son 54 yıldır Kıbrıs’ta, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumları arasındaki silahlı çatışmaları önlemek amaçlı, sözüm ona “Geçici bir güç” olarak faaliyet göstermekte. BM’nin dünya üzerinde en uzun görevde bulunan Barış Koruma Misyonlarından bir tanesi olarak da sayılabilir.
UNFICYP’in 4 Mart 1964 tarihinde adaya ayak basmasından beridir Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türklerini, Kıbrıslı Türklerin kurdukları yönetimleri ve devleti ve bu devletin herhangi bir birimini, “Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığı kendi statülerine eşit bir resmiyet kazanmasın” düşüncesiyle muhatap almamış ve Kıbrıslı Türkleri muhatap alırsa, Kıbrıslı Türklerin kendileri ile aynı statüye yükseleceğini düşünerek tüm iletişimini INFICYP kanalı ile endirekt olarak gerçekleştirmiştir.
An itibarı ile UNFICYP’de çalışan BM’nin üniformalı ve sivil personel sayısı 1,102 olup UNFICYP’ın geçen yılki 07/2016 – 06/2017 dönemini kapsayan onaylanmış bütçesi 55,560,100 ABD Dolarıdır. Bu maliyetin üçte biri olan 18,520,033 ABD Doları, tanınmış devlet statüsüne halel gelmesin, zarar görmesin, KKTC’yi muhatap almak zorunda kalmasın diye Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti tarafından, karşılanmaktadır. Yunanistan hükümeti de aynı gerekçelerle bu giderin yaklaşık yüzde 12’sini, 6,5 milyon ABD Dolar’ını karşılamaktadır. Geriye kalan, 30 milyon ABD Doları, yaklaşık yüzde 55’lik kısım da ilgili BM üye ülkeleri tarafından, BM Genel Sekreterliğinin yaptığı değerlendirme ve takdire göre ödenmektedir.
BM’deki üst düzey diplomatlar ve Kıbrıs konusu ile ilgili dairenin görevlileri, BM’nin Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyon Ofisi’nin (UN Good Missions Office) ne yaptığını ciddi olarak sorgulamakta ve artık kapatılmasının daha doğru bir karar olacağını düşünmekteler. Bu düşünceye sahip olmalarının nedeni de yıllardır Rumların görüşmelerde çözüme gidilmesine çomak sokmaları nedeni ile görüşmelerden bir sonuç alınamaması.
UNFICYP’ın kapatılması veya da personelinin iyice azaltılması konusu ilk kez ciddi nitelikte, ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in, BM Genel Sekreterine “Barış Gücü Operasyonları Gözden Geçirme” konulu yazdığı 4 Nisan 208 tarihli resmi mektubunda yer aldı.
Bu resmi mektup ile Temsilci Nikki Haley, Genel Sekretere, Ocak ayında Crans Montana’da gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansının resmen çökmesiyle, “BM Güvenlik Konseyi’nin destekleyecek hiçbir siyasi sürecin olmadığı durumlarda ne yapması gerekmektedir? BM’nin iyi niyet misyonları değerli koruma rolüne sahip olmalarına rağmen görevleri karşılığında makul sonuçlar alınamazsa ne olur?” sorusunu yöneltti. Arkasından da (Kıbrıs’ta) İyi Niyet Misyonunun emekleyerek ilerlediğini ve planlandığı gibi gitmediğini belirterek, “Müzakerelerde ilerleme çıkmaza girip, çöktüğünde BM Güvenlik Konseyi, ilgili misyonun maliyet giderlerini tekrar gözden geçirmek için daha ne kadar bekleyecektir?” sorusunu yöneltti.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in resmi sorularını BM Genel Sekreteri Antonio Guterres 6 Nisan tarihinde “Kısa vadede, hedeflerine ulaşmış olan görevleri sonlandırmalıyız, an itibarı ile de görev yaptıkları yerlerde kendilerinden beklenen görevleri yapamayanları da tekrar gözden geçirerek yeniden yapılandırmalıyız” cümleleri ile yanıtlayarak BM’nin düşüncelerini ortaya koymuş oldu.
Crans Montana’da müzakerelerin çökmesi nedeni ile BM Genel Sekreterliği ve UNFICYP’in giderlerini karşılayan, Rumlar ve Yunanistan dışındaki ülkeler, ciddi ciddi UNFICYP’i müzakerelerin çöktüğü ve gelecek için ümit vaat etmediği bu dönemde kapatmanın iyi olacağı düşüncesindeler.
Bu olasılık, adanın resmen tanınan hükümeti olmak ayrıcalığını ellerinde tutup Türkleri ortak yapmamak için yıllarca müzakereleri ipe sapa gelmez nedenlerle uzatmayı bir başarı ve kazanım olarak gören Rumları hayli endişelendirmeye başladı. Eğer bir gün BM’yi temsil eden UNFICYP gibi kuruluşlar adadan giderlerse, 1905 yılından beri düşman olarak gördükleri ve adanın yönetimine ortak etmek istemedikleri, 1960 Anayasasına rağmen 1963 yılında başlattıkları silahlı saldırılar sonrasında “Kıbrıslı Türkler isyan etti” yaygarası ile “İsyancı” sınıfına soktukları Kıbrıslı Türkleri bire bir muhatap almak zorunda kalacaklar ve adada fiilen iki halkın ve bu halkın oluşturduğu devletler kayıtlara geçecek diye çok korkuyorlar. Bu nedenle de UNFICYP adadan gitmesin diye hem çok korkuyorlar hem de tüm giderlerini dahi karşılamaya hazırlar.