Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Lefkoşa Örneği Verdikleri Sürdürülebilir Kültür Turizmi Çalışmaları Sustainabilty Dergisinde Yer Aldı.
Yakın Doğu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Gökbulut’un kaleme almış olduğu “Adalarda Sürdürülebilir Kültür Turizmi Hakkında Bölge Halkının Algı ve Tutumları: Lefkoşa Örneği” isimli makalesi SSCI ve Scopus tarafından indekslenen Sustainabilty dergisinde yayınlandı.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ile Yrd. Doç. Dr. Burak Gökbulut çalışmalarında, Lefkoşa’nın son derece yüksek tarihi ve kültürel zenginliğe sahip olduğunu ancak turist sayısında istenilen sonuca ulaşılamadığını ortaya çıkardı. Çalışmada, bölge halkının turizm faaliyetlerine katılacak bir ortam yaratılması ve bu konuda birtakım planlamaların yapılması gerektiği görüşüne varıldı. Bölge halkının turizmden en büyük beklentisi ise ekonomik gelir oldu.
Sürdürülebilir kültürel turizm faaliyetlerinin olumlu bir gelişim içerisinde devam edebilmesi için bölge halkının bu konudaki algı ve tutumlarını bilmenin şart olduğu vurgulanan çalışmada, Lefkoşa bölgesinin sürdürülebilir turizm çalışmaları örneklendi.
Lefkoşa’ya Gelen Turist Sayısı İstenilen Düzeyde Değil…
Kuzey Kıbrıs’ın başkenti konumunda bulunan Lefkoşa şehri, Kıbrıs adasının geçmişte birçok kültüre (Adada tarih içinde hâkimiyet kuran medeniyetler: Asur, Fenike, Hitit, Pers, Antik Yunan, Bizans, Memluk, Mısır, Ceneviz, Venedik, İngiliz, Lüzinyan, Osmanlı vs.) ev sahipliği yapmış olmasından dolayı son derece yüksek tarihi ve kültürel zenginliğe sahiptir. Ancak konuyla ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde bölgeye gelen turist sayısında istenilen sonuca ulaşılamadığının altı çizilmektedir.
Lefkoşa’da Halkın Kültürel Turizm Faaliyetleri Açısından Algı ve Tutumları %70 Oranda Olumlu
Çalışmada, Lefkoşa şehrinde yaşayan halkın sürdürülebilir kültürel turizm faaliyetleri açısından algı ve tutumlarının %70 oranında olumlu olduğu görüldü. Yine çalışmada %30 oranında halkın Lefkoşa şehrindeki sürdürülebilir kültürel turizm faaliyetlerine olumsuz yaklaştığı tespit edildi. Olumsuz yaklaşanların ortaya koydukları en önemli sebeplerden biri Lefkoşa şehrinin demografik ve sosyo-kültürel yapısının bozulacağına dair inançlardır. Bölge halkının belirtmiş olduğu bu husus üzerine, yetkili halkbilimci ve sosyologların çalışılması ve bunun olmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
Halkın Turizmden En Büyük Beklentisi Ekonomik
Bölgede yaşayan halkın turizmden en önemli beklentisinin ekonomik olduğu görülen çalışmada, bölge halkının %45’i sürdürülebilir kültürel faaliyetler sayesinde gelir düzeylerinin artacağını düşünüyor. Yine bu tür kültürel faaliyetler sonucunda yeni iş yerlerinin açılacağını söyleyenlerin oranı da %13 oldu. Buna bağlı olarak turistik faaliyetlere katkı koyabileceğini söyleyen kişilerin de büyük oranda bölgenin ruhuna uygun butik oteller açmak istedikleri (%25) tespit edildi. Bunun dışında bölge halkının %10’u el sanatları ve el işleriyle katkı sağlayabileceğini, %15’i geleneksel Kıbrıs Türk mutfağını tanıtan ve yayan restoranlar açabileceğini, %10’u geleneksel kültürü tanıtacak festivaller ve gösteriler düzenleyebileceğini ve %10’u da geleneksel kültürü tanıtacak seminerler ve konferanslar verebileceğini söylese de ankete katılan Lefkoşa halkının tamamının bu konuda yeterli derecede bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor.
Lefkoşa Şehrinde, Bölge Halkının Turizm Faaliyetlerine Katılabileceği Bir Ortam Yaratılması Gerekiyor
Bu sonuçlardan hareketle, sürdürülebilir kültürel turizm faaliyetlerinin çok fazla gelişmediği Lefkoşa şehrinde, bölge halkının turizm faaliyetlerine katılacak bir ortam yaratılması ve bu konuda birtakım planlamaların yapılması gerektiği vurgulandı. Böylece hem bölgedeki kültürel miras değerleri daha bilinçli olarak korunabilir hem de turizm faaliyetleri daha çok gelişebilir. Devletin organize edici yönünü ve maddi gücünü kullanarak halkla birlikte kültürel ürünlerin üretilmesini, mimari ve diğer kültürel unsurların korunmasını sağlamalı ve kültür turizminin sürdürülebilirliğine katkı koymalıdır.