Onlar için bütün sesler susmuş!.. Ne insanların, ne kuşların, ne de doğanın sesi ulaşabiliyor kulaklarına… Seslerin yerini, elleri ve parmakları almış…
Bazıları doğuştan, bazıları sonradan sessiz dünyanın bireyleri olmuş. Yaşadıkları bu şanssızlığa rağmen hayata sımsıkı bağlanmayı, mücadele etmeyi öğrenmişler.
Hayatı olabildiğince kendine yeterek yaşamak isteyenlerin mücadelesi, bütün engelli gruplarında olduğu gibi işitme engellilerde de zorluklarla sürüyor. Toplumdaki tüm bireylerle iletişim kurabilmek, yaşamsal ihtiyaçlarını daha kolay gidermek için işaret dilinin yaygınlaşmasını istiyorlar.
Üç yıl önce kurulan Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı (KİKEV) işte bu anlamda, camia için yeni bir şans ve umut…
KKTC’de Çalışma Dairesi’nin verilerine göre Kasım 2017 itibarıyla 417 kayıtlı işitme engelli var. Bu rakama ayda ortalama 2-3 kişi ekleniyor. Birçok işitme engellinin kayıt altında olmadığı da düşünülüyor ve rakamın 500’ü aştığı tahmin ediliyor.
Kamuda 9 yıldan beri engelli istihdamı yapılmaması yanında, engelli çalışanların baremlerinin yükselmemesi sorunlardan biri.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı özel eğitim merkezlerine kayıtlı işitme engelli öğrenci sayısı 7; okulların kaynak sınıflarında öğrenim gören işitme engelli öğrenci sayısı ise sadece 3.
Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı Başkanı Bahire Coşkuner Doğru ile vakıf yöneticileri ve üyelerinin, işitme ve konuşma engelini yaşayan bireyler olarak bu zorlukla mücadele ederken en öncelikli talebi, işaret dilinin yaygınlaşması ve farkındalık. KİKEV, belli başlı devlet birimlerinde, poliste, mahkemelerde, eczanelerde işaret dili bilen görevliler bulunmasını istiyor.
Bahire Coşkuner Doğru
KİKEV Başkanı Bahire Coşkuner Doğru, sonradan ve ani işitme kaybına uğramış ve şu anda yüzde 98 işitme kaybı olan bir matematik öğretmeni. Doğru, işitme kaybını cihazlarla gideriyor.
51 yaşında olan Doğru, bir yandan mesleğini en iyi şekilde yaparken bir yandan da sosyal sorumluluk çalışmaları, engelliler konusunda farkındalık aşılama ve geleceğin gençlerini bu konularda eğitmek adına okulunda da çalışmalar yürütüyor. Geçmişe oranla günümüzdeki bilinçlenmenin daha iyi olduğunu düşünüyor.
İleri yaşlarda aniden işitme kaybına uğrayan Bahire Coşkuner Doğru, zamanla ilerleyen işitme kaybı yüzünden toplumdan soyutlanıp uzaklaşmış ve sıkıntıları onu hep araştırmaya yöneltmiş.
“Sessiz dünyalara ulaşmam gerekiyordu”
Gerisini şöyle anlatıyor:
“Bu konuda birşeyler yapmam gerektiği düşüncesiyle yola çıktım. Bu toplumda yaşayan sessiz dünyalara ulaşmam gerekiyordu. Avrupa İnsan Haklarını ve BM Engelli Haklarını araştırmaya başladım. Kasım 2014’te Cyprus Community Media Centre’da insan hakları konusunda düzenlenen üç günlük eğitimlere katıldım. Ardından sosyal medyada açtığımız İşitme Konuşma Engellilerin Sesi grubu inisiyatifinden faydalanarak AB tarafından finanse edilen Youthopia küçük hibe projesine başvurdum. Projeyi kazanarak 2015 yılında ‘Konuşan Eller’ adını verdiğim projemi gerçekleştirdim. Araştırmalarım sonucunda işitme engelli kişiler için işaret dilinin önemini anlayarak ve bunun gerekli olduğuna inanarak proje başvurumu yapmış ve projeyle kendim de işaret diliyle tanışmıştım. Ülkemizde yaşayan işitme konuşma engelli bireyler işaret dili biliyor. Tabii ki eğitim için bu konuda uzman kişilere gerek vardı. Türkiye’den ülkemizde görevli bir hocamıza ulaşarak eğitimlere başlamıştık.
Proje çok ses getirerek tüm topluma ulaşmayı başardı ve yoğun katılımla üç ay boyunca sürdü. Bu süreçte birçok işitme konuşma engelli kişiye ulaşma imkanı da bulmuştum. Eğitime katılan işitme engelli kişilerin desteği, memnuniyeti ve mutluluğu da bir başka anlam katmıştı hepimize…
“Sessiz hayatlara parmakların sesiyle ses vermenin mutluluğunu yaşadım…”
Sessiz hayatlara parmakların sesi ile ses vermenin mutluluğunu yaşadım ve KİKEV yolculuğu benim için başlamış oldu.”
Doğru, projenin sonunda, 23 Temmuz 2015’te Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı’nın Lefkoşa Aile Mahkemesi’nin kararıyla kurularak çalışmalarına başladığını, ilk olarak proje sayesinde tanıştıkları iki arkadaşlarının vakfın da desteğiyle ve kendi yeteneklerini ortaya koyarak Ankara’da sınava girip belge aldığını vakfın işaret dili çevirmeni olduğunu anlattı.
Böylece birçok lisede, kurum ve kuruluşta, özel sektörde işaret dili eğitim kursları ve seminerleri düzenlediklerini, halen de birlikte çalışmayı sürdürdüklerini ifade eden KİKEV Başkanı Bahire Coşkuner Doğru, “KKTC’de işaret dilinin öncülüğünü yapmış olmanın gururu ile yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İşitme engellilerin toplumda yaşadığı iletişim problemine çare olan işaret dilini KİKEV’in toplumla buluşturduğunu, birçok kişinin işaret dilini öğrenmeye hevesli olmasından ve kurumlarda bu konuda çalışmalara başlanmasından gurur duyduklarını kaydeden Doğru, hedeflerinin eğitimlere devam edip daha çok işaret dili çevirmeni yetiştirmek olduğunu söyledi.
KİKEV’le birçok ilke imza attıklarını ve gelecek için KKTC’de yaşayan işitme ve konuşma engelli bireylere umut olduklarını söyleyen Doğru, yine vakfın AB Youtopia sosyal girişimcilik küçük hibe projesine başvurarak birinci geldiğini ve 8 ayrı kuruma işaret dili, alt yazı ve seslendirmenin olduğu işaret dili video tanıtım klipleri çektiklerini anlattı.
Doğru, Naci Talat Vakfı’nın “Sesini Yükselt Haklarını Savun” projesi kapsamında da eğitimlere katılarak proje kazandıklarını ve işitme engelli çocuk ve gençlere yönelik dil ve konuşma terapisi eğitimi düzenlediklerini, bu eğitimler sırasında işitme engelli çocukların arasına duyan çocukları da katarak kaynaştırma eğitiminin önemli bir konu olduğunu kanıtladıklarını söyledi.
Kasım 2017 itibarıyal 417 kayıtlı işitme engelli
Ülkede, Kasım 2017 itibarıyla Çalışma Dairesi istatistiklerine göre 417 işitme engelli bulunduğunu ancak sonradan işitme engelli olup kayıt olmayanları ve yeni doğanları da düşününce bu sayının daha fazla olduğuna inandığını kaydeden Doğru, “En büyük hedefimiz, işitme engellilerin eğitim, sağlık, istihdam, mesleki, kültürel, sportif, sanatsal hukuksal ve sosyal hakları konusunda engelsiz bir dünya, engelsiz bir toplum yaratmak adına çalışmaktır” diye konuştu.
Doğru, tüm engelli gruplarının farkı sorunları olmakla birlikte genelde ortak konuları da bulunduğunu ve her grubun kendi çalışmalarıyla toplumda farkındalık bilinci aşılamak için mücadele verdiğine işaret ederek yasal mevzuattaki eksikliklerin yarattığı sorunlara dikkat çekti.
“Engellilerle ilgili yasal mevzuatın eksikliği, engellilerin her konuda engellenmesi demektir” diyen Doğru, Meclis’te 2010’da BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin onaylandığını ve devletin yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlü kılındığını söyledi.
“Artık, sosyal devlet anlayışıyla çözüm odaklı yasalar çıkmalı”
Sosyal devlet anlayışıyla engellilerin sorunlarına çözüm odaklı yasaların artık çıkması gerektiğini vurgulayan KİKEV Başkanı Doğru, herkese eşit hizmet sunulmasını, Meclis’te tüm engelli gruplarından temsilcilerin de yer alacağı bir Engelli Komitesi kurulmasını istediklerini dile getirdi.
Birlik ve beraberlik içinde mücadele yolunun seçilmesiyle adım atılmış olacağını vurgulayan Doğru, “Güçlü bir toplum yaratmak adına engelliler devlet tarafından korunmalı ve eğitimine önem verilmelidir. Devlet engellilere artık sahip çıkmalı” dedi.
“ERKEN TEŞHİS, ERKEN CİHAZLANMA VE ERKEN EĞİTİM ÖNEMLİ”
KİKEV Başkanı Doğru, işitmenin, konuşmanın temel unsuru olduğunu, işitme sistemindeki aksaklıkların dil ve konuşma gelişimini ciddi şekilde etkilediğini, bunun için erken teşhisin, erken cihazlanmanın ve erken eğitimin önemli olduğunu söyledi.
Devlet hastanelerinde yeni doğanlara işitme taraması yapıldığını ancak yeterli olabilmesi için bunun hem devlet hem özel hastanelerde zorunlu olmasını istediklerini kaydeden Doğru, işitme engellilerin kullandığı cihazların büyük maddi külfet getirdiğini, bazı kişilerin cihaz alamadığı için işitme kaybının ilerlediğini anlattı.
Devlet hastanelerinde odyometrist sayısının artırılmasını, dil ve konuşma terapisi eğitim uzmanları bulunmasını istediklerini vurgulayan Doğru, “Maddi durumu yetersiz ailelerin çocukları bu eğitimleri alamamakta ve yaş ilerledikçe konuşma becerisini kaybetmektedirler” dedi.
Eğitimin her bireyin hakkı olduğuna dikkat çeken Doğru, “Eğitimde fırsat eşitliği yaratılmalıdır. BM Engelli Hakları Sözleşmesi’ne göre engelli bireylere eğitim hakkı tanınmalı ancak tanınan bu eğitim hakkı ayrıştırıcı olmamalı. Bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması ve devam etmesi gerekir” diye konuştu.
KİKEV Başkanı Doğru, özel eğitimin desteklenmesi, özel eğitime gereksinim duyan bireylerin tanılanması, sınıflandırılması ve her engel sınıfı için eğitim programlarının uzmanlar ve özel eğitim öğretmenleri eşliğinde verilmesi gerektiğini ifade etti, şunları ekledi:
Özel Eğitim… Farkındalık
“İşitme engelli çocuk eğitimi de diğer engel grupları eğitimi gibi özel bir çabayla mümkündür. İşitme engelli öğretmeni, özel eğitim uzmanı, çocuk gelişimi ve eğitimcisi, çocuk odyoloğu, çocuk psikoloğu ve aile ilgisiyle çocuk, çok iyi duruma getirilebilir. Devlet okullarında özel sınıflarda bu sınıflandırma yapılarak kaynaştırma eğitimine de önem verilerek gerçekleşebilir. Özel eğitimde önemli olan birebir eğitimdir. Fakat öncelikle duyan çocuklar ve aileler bu konularda eğitilmelidir. Dışlanan engelli çocuklar olmaması adına bu konularda eğitimin şart olduğu bir gerçek. Aynı şekilde ortaokul, lise ve üniversitede okuyan işitme engelli gençlerin beklentileri de var. Devletin toplum genelinde farkındalık eğitimleri vermesi şarttır. İşitme engelliler ağız okumaya alışkındırlar. Eğitimlerinde aile ve öğretmen ilgisi, sınıf ortamı, arkadaş ilgisi çok önemlidir.”
İstihdam
KİKEV Başkanı Bahire Coşkuner Doğru, işitme engellilerin istihdam sorunları konusunda “Devletimiz engelli gençlere engelli maaşı vermek yerine iş imkanı sunmalı ve topluma kazandırmalıdır” görüşünde…
Bu konuda belediyelere ve özel sektöre de görevler düştüğünü vurgulayan Doğru, ayrıca engelsiz işyerlerinin belediyelerce teşvik amaçlı ödüllendirilebileceğini söyledi.
İşaret dili bilen işitme engelli gençlerin Çalışma Dairesi başta olmak üzere, hastanelerde, mahkemelerde ve daha birçok işyerinde istihdam edilebileceğini, kırsal kesimdeki bireylere de ulaşmak için çalışma yapılabileceğini anlatan Doğru, şöyle konuştu:
“Çoğu engelli birey evine kapanmış ve maddi imkansızlıkları da düşünecek olursak sosyalleşmekten uzak yaşamakta. Engellilerin potansiyellerini açığa çıkarmak için sosyal destek, toplum desteği, yasal düzenlemeler gereklidir. El birliği, fikir birliği ve devlet katkısıyla birçok engel aşılabilir. Yeter ki bizlere fırsatlar verilsin. Yapılacak her türlü çalışmada Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı olarak katkı sağlamaya hazırız.
Çalışan engelli bireylerde ayrımcılık ve mobbinge uğrama da çok önemli bir sorundur. Engellinin engel derecesini ilerletici işler yerine, yine kendini rahat ve huzurlu hissedebileceği, potansiyelini ortaya çıkaracağı çalışma ortamı yaratılmalıdır. Bunu söylerken ayrıcalık tanınsın demek istemiyorum. Engel türüne ve derecesine göre sunulan işlerde engel derecesini artırmayacak şekilde önlem alınmalıdır. İşveren de bu konulara önem vermelidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre devletin engellileri her konuda koruması ve iş imkanı sağlaması gereklidir.”
“yurt dışından gelip hediyelik eşya satanlardan rahatsızız”
KİKEV Başkanı Doğru, yurt dışından gelip hediyelik eşya satan bazı işitme engelli kişilerin KİKEV üyeleri arasında büyük rahatsızlık yarattığını, bu kişilerin bazı kişiler tarafından getirtilip çalıştırıldıkları konusunda duyumlar aldıklarını ve buna karşı önlem istediklerini söyledi.
“Sessizliğin sesi olmaya devam edeceğiz”
KİKEV olarak bugüne kadar birçok ilke imza atarak, projeler ve farkındalık çalışmaları yaptıklarını anlatan Doğru, “Sessizliğin sesi olmaya devam edeceğiz. Hayatı hep birlikte paylaşarak çoğaldık… Tüm engelli gruplarıyla iş birliği içinde ortak sorunlarımızı ortaya çıkarmak, mücadele etmek gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
İşitme ve konuşma engellilerin görünüşte bir engelleri olmadığı için en az dikkat çeken engel grubu olduğunu ve genelde engelli görülmediklerini kaydeden Doğru, “Bu izlenim çok yanlış olmakla birlikte aslında mücadelemiz ortak. İşitme engellilerin de toplumda var olduğu bilincini kavrayıp onların sessiz dünyasına ortak olursak var olduklarını hissedeceklerdir” dedi.
İşitme ve konuşma engellilerin spor yapabilmesini desteklediklerini, kurdukları futbol takımının daha önce yaptığı gösteri maçının gerçekten sporda engel olmadığının bir kanıtı olduğunu anlatan Doğru, üyelerinin sportif ve sanatsal alandaki potansiyellerini ortaya çıkarmak adına çabalarının süreceğini söyledi.
Doğru, işaret dili öğrenmek isteyenlerden çok başvuru aldıklarını, bu talepleri karşılamak için de çalışmalarının süreceğini belirtti.
Yakın geçmişte Lefkoşa Folklor Derneği ile vakfın, Efsaneler Sıla 4- Garanfil projesini topluma kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Bahire Coşkuner Doğru, Garanfil şarkısına işaret diliyle çekilen kliple işaret dilinin öneminin toplumun tüm kesimleri tarafından kavranması ve efsane değerlerin gelecek nesillerce tanınması açısından bu projeyi çok değerli bulduğunu vurguladı.
KİKEV’in gönüllüler ve sponsorlarla sürdürdüğü çalışmalarıyla sosyo ekonomik ihtiyaçlı işitme engelli çocukların ailelerine eğitim, cihaz, kıyafet desteği vermeye çalıştıklarını anlatan Doğru, bu ihtiyaçları karşılamak için gönüllü bağışçılara ihtiyaç duyduklarını söyledi ve çağrı yaptı.
“Sessiz dünyaların sesi olabilirsiniz”
“Hem maddi hem manevi konuda vakıf gönüllüsü ihtiyacımız var” diyen Doğru, işitme engelli çocukların eğitimine destek verebilecek kişileri vakfa başvurmaya çağırdı; “İşitme engelli bireylerin sosyal ve kültürel becerilerini artırabilecek gönüllüler, vakfımız aracılığıyla sessiz dünyaların sesi olabilirler” dedi.
Doğru, KİKEV’in emin adımlarla yürümeye devam edeceğini vurgulayarak “Bizler engelsiz düşünen, engelsiz davranan, eşitliği savunan, hakları ve adaleti uygulayan bir ülkede yaşamak istiyoruz. Engelli problemlerinin değil, çözümlerin konuşulacağı bir toplum, bir ülke istiyoruz. Engelsiz olmak için vakit kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.
İşitme ve konuşma engellilerin eğitimi
TAK muhabirinin Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi’nden aldığı bilgiye göre, KKTC’deki 7 özel eğitim okulunda 7, okulların kaynak sınıflarında ise 3 işitme ve konuşma engelli öğrenci eğitim görüyor.
Ancak bu rakamın eğitim çağındaki tüm işitme ve konuşma engellileri göstermediği vurgulanıyor. Birçok aile, çocuğunun sorununu işitme cihazlarıyla çözmeye çalışarak engeli olmayan çocuklarla aynı statüde eğitim görmesini istiyor.
Farklı gelişen bireylerin eğitim sorunlarına çağdaş çözümler sağlayacak Özel Eğitim Yasası hazırlanması için bakanlık bünyesinde yeni bir çalışma yapılıyor. Böylece örgün eğitim içinde özel eğitime yönelik düzenlemelere gidilerek farklı gelişen bireylerin de mezun edilebilmesinin sağlanması amaçlanıyor.
Lapta’daki okulun hikayesi
Öte yandan Lapta Sağır ve Dilsizler Okulu’nda uzun yıllar öğretmenlik ve müdürlük yapan Arif Yetkin’den alınan bilgiye göre, 1974’ten önce Güzelyurt’ta olan ve ardından Lefkoşa’nın güneyine taşınan sağır ve dilsizler okulu, 1974’ten sonra 2 Ocak 1976’dan itibaren Lapta’da eğitim vermeye başlamıştı. Bir müdürü, erkek öğrenciler için atölye, kız öğrenciler için el işi öğretmeni ve bir de yurt öğretmeni bulunan okulun yatılı eğitim kurumu yapılmasıyla sadece işitme engelliler değil, diğer engelli çocuklar da alınmaya başlandı.
Süreç içinde adı değiştirilerek “İşitme Engelliler Okulu” yapılan okul, 1990’larda kapandı ve Lefkoşa’ya taşınarak Özel Eğitim ve İş Merkezi bünyesine alındı.
Özel eğitim uzmanı Arif Yetkin, kendisinin bu taşınmayı uygun bulmadığını ancak siyasi iradenin bunda ısrar ettiğini anlattı. Lapta’daki okulda 30 civarında öğrenci bulunduğunu ve BM’nin okula bağışladığı grup işitme cihazları kullandıklarını, kendisi dahil öğretmenlerin ABD’de kurslara katıldıklarını, mezunların ehliyet alabilmesini sağladıklarını, ayrıca ortaokula denk diploma verildiğini ifade eden Yetkin, kendisinin uzun yıllar işaret dili tercümanlık hizmeti de verdiğini söyledi.
Yetkin, daha kapılar açılmadan Kıbrıslı Rumlarla işaret dili konusunda ortak çalışmalar yaptıklarını, ABD ve Hollanda’da bu konuda eğitimlere katıldıklarını kaydetti.
Görevde bulunduğu yıllarda özel eğitimle ilgili tüzükler hazırladığını ancak bunların yaşama geçirilmediğini anlatan Arif Yetkin, her engelli grubunun sorun ve ihtiyaçlarının farklı olduğunu o yüzden bir çatı altında eğitimi uygun bulmadığını söyledi. Yetkin, idari yönden bir merkez çatısı altında olsa da her engelli grubunun ayrı eğitim görmesi gerektiğini ifade etti. Yetkin, ülkede özel eğitim alanında uzman öğretmen sıkıntısı gözlemlediğini belirterek bu konunun iyi düşünülmesi ve dünyadaki gelişmelerin izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
TAK