Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili ve Genel Başkan adayı Faiz Sucuoğlu Kıbrıs konusundaki durumla ilgili bir açıklama yaptı.
Sucuoğlu’nun konu ile ilgili açıklamasının tam metni şöyle:
“ Kıbrıs konusu Rum-Yunan ikilisinin yayılmacı ve uzlaşmaz tutumları dolayısı ile yıllardır kalıcı, yaşayabilir bir anlaşma ile neticelendirilemiyor.
Rum-Yunan ikilisi hala Kıbrıs’ı Yunan egemenliğine girmesi gereken bir ada olarak görüyor.Hidrokarbon yatakları konusunda ortaya koydukları tavır bunun en son ve en açık kanıtıdır.
Şimdi bir yandan hala haklarımızı gasp etmeye devam ediyorlar diğer yandan ise görüşme masasına yeniden dönerek bizi güvencesiz, topraksız, egemenliğimizden yoksun bırakacak tavizler koparmaya gayret ediyorlar.
Öyle görünüyor ki önümüzdeki günlerde New York’ta gerek Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı gerekse Rum lider Anastadiadis’in Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres’le ayrı ayrı yapacakları görüşmelerin konusu yeni bir sürecin başlatılıp başlatılamayacağı olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımız asla Rum oyununa gelmemelidir. Kıbrıs Türk Halkı Rum öyle istiyor diye eşitliğinden, güvenliğinden, üzerinde yaşadığı coğrafyadan, iki kesimlilikten vazgeçemez.
Rum tarafı 7 Temmuz 2017’de sona eren Crans Monta’na görüşmelerinin başarısızlığının tek sorumlusudur. Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın o günlerde net bir şekilde ifade ettiği üzere Rum lider Anastadiadis Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği, yönetime etkin katılımı ve güvenlik ihtiyacı konuları başta olmak üzere temel beklentilerimizde aşırı talepler ve görüşlerle bir anlaşmaya varılmasını engellemiştir.
Rum lider, geçen Nisan ayında Sayın Akıncı ile gerçekleştirdiği sosyal buluşma da da aynı uzlaşmaz tavrını devam ettirmiştir.
Şu an için Rum tutumunun değiştiğine ilişkin her hangi bir belirti yoktur.
Ancak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Lute’nin henüz açıklanmayan raporu ile Kıbrıs konusunda yeni bir görüşme süreci başlayacaksa bu kısa süreli, sonuç alıcı, ucu kapalı bir süreç olmalıdır. Rum tarafının bizi oyalamasına fırsat verecek bir sürecin içine kesinlikle girilmemelidir. Bu sürecin sonunda bir anlaşmaya varılamazsa Türk tarafının dünya ile kucaklaşmasının önündeki haksız engeller kaldırılmalıdır.”