İran ve Afganistan arasında son zamanlarda yaşanan gerilim, sözlü tartışmalar ve buna eşlik eden saha çatışmalarıyla kendini gösterdi. Taliban güçleri ile İran askerleri arasında yaşanan çatışmalar dünya tarafından yakında takip edildi.
Zaten politik olarak iki zıt kutupta yer alan İran ile Afganistan, yaşanan sorunları “nasıl çözecek” sorusu önem kazandı. Peki, sorun neden kaynaklanıyor?
Sorunun kökeni nedir?
İki komşu ülke arasında yaşanan sorun, uluslararası gündemi de sık sık meşgul eden ve birçok komşu arasında var olan sınır aşan sular konusundan kaynaklanıyor. Küresel ısınmayla kuraklığın artması ve yağışların azalması zaten su fakiri ülkelerde sınır aşan sular konusunu daha da önemli hale getirdi.
Örneğin tarımın büyük bir bölümünün yapıldığı Mısır’da Nil Deltası’nın susuz kalma ihtimali, savaşı konuşulur kıldı. Etiyopya’nın Nil Nehri üzerine inşa ettiği Rönesans Barajı, yıllardır Afrika’nın en büyük gündemi. İki ülke arasında sıcak çatışmaya da varabilecek, çözümü zor bir konu.
İşte, Kabil ile Tahran arasındaki sorunun ana kaynağı da Afganistan’dan doğup İran’dan denize dökülen nehirler…
Esasen Afganistan ile İran arasında bulunan Hilmend Su Yolu üzerindeki su sorunu 1973’te varılan anlaşmayla çözüme kavuştu.
Anlaşmaya göre, Afganistan su yolundan İran’a “normal koşullarda” saniyede 26 metreküp su vermeyi taahhüt etmişti. Bunun 22 metreküpü, “İran’ın su hakkı” olarak tanımlanırken, 4 metreküpü ise Afganistan’ın İran’a yönelik “iyi niyet göstergesi” olarak belirlenmişti ancak anlaşmada yer alan “normal koşullar” ifadesi suyun azaldığı ya da kuraklığın yaşandığı dönemleri kapsamıyor.
Ancak altyapı yetersizliği nedeniyle sahip olduğu suyun sadece yüzde 30’unu kullanabilen Afganistan’da, özellikle 2014’te Eşref Gani’nin cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte yoğun bir baraj inşası sürecine girildi.
Bu çerçevede Afganistan’ın İran sınırındaki Herat, Helmend, Nirmruz ve Farah vilayetleri sınırları içinde kalan bölgede, 20’ye yakın baraj yapılması planlandı.
Dünyadaki en kurak ülkelerden biri olan İran’ın doğu bölgesindeki birçok yerleşim, su ihtiyacını büyük ölçüde Afganistan’dan topraklarına akan nehirlerden karşılıyor. Hal böyle olunca, Kabil yönetiminin bölgede başlattığı baraj projeleri Tahran’ı rahatsız ediyor.
İran, Afganistan’ı defalarca taahhütlerinden vazgeçmekle ve nehrin akış yönünü değiştirmekle suçladı.
Kajaki Barajı ve Kemal Han Barajı’nın inşası nehirden su seviyesinin düşmesine yol açtı. Nehrin Afgan toprakları içinde sellere tanık olduğu mevsimlerde bile su İran’a ulaşmadı.
Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Kemal Han Barajı’nın açılışında, Helmend Nehri’nin yıllar boyunca Afganistan’dan çıktığını, bugün yönetiminin Afganların elinde olduğunu ve İran ile petrol karşılığında su alışverişi yapacağını vurguladı.
İran, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani o dönem Eşref Gani’nin açıklamalarını protesto etti ve Helmend Nehri sularından payına düşeni alma hakkını savundu.
1998-2001 yılları arasında da bölgede meydana gelen şiddetli kuraklık döneminde Taliban Helmand nehrini kapatmış ve bu durum İran’ın Sistan-Beluçistan bölgesini ciddi biçimde etkilemişti.
Bölgedeki tarımsal faaliyetler neredeyse yok olmanın eşiğine gelirken yüzbinlerce insan bölgeden göç etmek zorunda kalmıştı. İran konuyu BM’ye taşımış, aynı zamanda sınır bölgesinde acilen barajlar inşa ederek önlemler almaya çalışmıştı.
“Taliban ile İran arasında laf dalaşı”
Son zamanlarda ise, İran’ın Belucistan bölgesi su kıtlığı ile karşı karşıya.
Helmend Nehri’nin döküldüğü Hâmun Gölü’nün kuruması, bölgede yaşamı tehdit eden en önemli unsur. İranlılar gölün kurumasının nedenini Helmend Nehri üzerine inşa edilen barajlar olduğunu düşünüyor.
Öyle ki, İranlılar, protesto gösterilerinde yetkililerinden, İran’ın su payının ülkenin topraklarına ulaşmasını sağlamalarını istiyor.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de bu konuda Taliban’ı açıkça tehdit etmekten geri durmadı.
“Afganistan yöneticilerine, taleplerimizi normal bir şekilde ele almamalarını söylüyorum. Bizimle ciddi bir şekilde iletişime geçmeleri gerekiyor. Afganistan’daki yetkililer ve yöneticileri Sistan ve Belucistan bölgesindeki vatandaşların taleplerini hızla karşılamaları konusunda uyarıyorum.”
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise “Anlaşmaya göre, bu İran’ın doğal hakkıdır. Gerekirse de İran ile bu konuda işbirliği yapmayan Afganistan yönetiminin bir kesimi için bu konuda baskı araçları kullanılacaktır” diye konuştu.
Afganistan’dan ise İran’a yanıtlar gecikmedi.
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Afganistan ile İran arasında 1973’te imzalanan Hilmend Nehri üzerindeki su sorununu o dönem çözüme kavuşturan anlaşmaya ve anlaşmadan doğan taahhütlerin uygulanmasına bağlı olduklarını aktardı.
Afganistan’da son dönemde şiddetli şekilde etkisini gösteren kuraklık nedeniyle Hilmend Nehri’nde su seviyesinin ciddi oranda düştüğünü ve nehirde yeterli miktarda suyun bulunmadığını vurgulayan Mücahid, anlaşmadan doğan taahhütlerin yeterli su miktarı olması halinde uygulanabileceğini kaydetti.
Taliban Sözcüsü, Afganistan’ın İran sınırındaki Nimruz vilayetinde bulunan Kemal Han Barajı’nda dahi su bulunmadığının altını çizdi.
“Kajeki Barajı’ndaki su serbest bırakılırsa oraya (Kemal Han Barajı) ulaşamayacak. Bu nedenle, İran tarafının bu gerçekleri idrak etmesi gerekiyor. Böyle bir durumda, İran’ın su konusunda tekrar eden talebi ve medya organlarındaki uygun olmayan açıklamalarını zararlı buluyoruz. Eğer gerçekler doğru dürüst ele alınmazsa ve bu tür açıklamalar yapılırsa iki ülke arasındaki siyasi iklim zarar görebilir. Bu da hiçbir tarafın yararına değildir ve tekrar etmemelidir.”
Afganistan’ın üst düzey askeri liderlerinden biri de bir nehir kenarına giderek plastik bir kap doldururken İran Cumhurbaşkanına seslendi.
“Bu suyu al ve tehdit etmeyi bırak. Bizi bundan daha fazla tehdit etme. Senden korkuyoruz.”
Saha çatışmaları
İki ülke yetkilileri arasında su konusunda yaşanan gerginlik sahaya da yansıdı. İlk önce her iki ülkenin de sınıra asker sevkettiğine dair görüntüler basına yansıdı.
İki İran sınır muhafızı Taliban askerleriyle çatışma sonucunda hayatını kaybetti.
Bu olay üzerine hem İran hem de Afganistan’dan yüksek dozlu mesajlar gelmeye başladı.
Taliban hükümetinin önde gelen isimlerinden Nasır Bedri olarak bilinen Abdulhamid Horasani, bir video yayımladı ve “Taliban askerlerinin ABD’lilere karşı yürütülen mücadeleden daha büyük bir coşkuyla savaşacaklarını” söyledi.
Bir hafta sonra ise sınırda yine çatışma çıktı.
İran, çatışmaların Taliban unsurlarının İran topraklarına sızmaya çalışmasından kaynaklandığını iddia etti.
Ayrıca, yayımlanan görüntüler Taliban üyelerinin İran tarafında bulunan sınır karakollarına ağır silahlarla ateş ettiğini gösteriyordu.
27 Mayıs’ta da İran-Afganistan sınırında şiddetli çatışmalar ve yoğun silah sesleri duyuldu. İran’ın Belucistan sınır güvenlik birimi, “tanımlanamayan silahlı kişilerin” Afganistan’dan İran’a girmek için plan yaptıklarını ve bu durumun çatışmalara yol açtığını duyurdu.
Kaynak : TRT HABER